62 ♛ GECE KRİSTALİ

1.2K 116 316
                                    

Kitabın sonu gelmek üzere, savaş kuzeyde olacak ve önemli olaylar kuzeyde olurken diğer bölgelere ağırlık veremedim. Kuzey bölümlerini uzatmak da bir çare olmadı çünkü yetmedi. Sorularımın yanıtlarını merakla bekliyorum.

~Kurgunun kuzey merkezli ilerlemesi hakkında ne düşünüyorsunuz?

~Hangi karakterleri birkaç bölüm içinde okumak istiyorsunuz?

~Beğenmediğiniz, hoşlanmadığınız yerler var mı?

Dört bini geçik kelime.

D ö r t   b i n   s e k i z   y ü z 

62. Bölüm

GECE KRİSTALİ

Gecenin karanlığında Zümrüt şehrinin hatlarının Oniks Saray'dan zar zor seçilebilmesi Dymentsia'nın Zerath'a ülkesi hakkında bilgi vermesine engel değildi.

Zerath'ın Kara Ülke ve Zümrüt hakkında bilgisi vardı aslında, ama detayları bilmiyordu. Dymentsia ona ayrıntıların yanı sıra burada bile az bilinen sözlerden ve geleneklerden bahsetti. Dakikalar geçtiğini üşümeye başladığında hatırladı. Kış kuzeyde uzun ve soğuk geçerdi. Yıldızları ve şehri izlemek için balkona çıkmaya karar verdiklerinde üzerine ince elbiselerinden birini giymişti.

Korkuluğu tutan ellerinde yüzükleri yoktu. Onları takma amacı büyüyü kısıtlamak ve kontrol etmekti. O anda yüzükleri olsa da bir işe yaramazdı. Karanlık ve büyü üzerindeki hakimiyetini saatler önce kaybetmişti. Etrafına dağılan büyüyü hissediyor ve görüyordu. Büyü, yakınlardaki yıldızları ve eski masallarda geçen perilerin tozlarını andırıyordu.

"Sıra sende." dedi Dymentsia soğuğu unutarak. "Bana ülkelerinden değil kendinden bahset."

"Neyi bilmek istiyorsun, Kraliçe?" diye sordu Zerath. Sesi, o ne sorarsa sorsun yanıt vereceğini ifade ediyordu.

"Her şeyi." dedi Dymentsia, Zerath'ın düellonun sonunda söylediklerini tekrar ederek. "Nereden başladığın fark etmez. Er geç hepsini bileceğim zaten."

Zerath biraz düşündü, düşünürken ilgisi ona bakan Kraliçe'deydi. "Karanlığın Şafağı'nı nasıl aldığımı merak ediyordun, değil mi?" 

"Garnet Sarayı'ndan aldığını söylemiştin, sadece bunu biliyorum."

"On dört yaşındaydım." diye başladı Zerath. "Gölge Diyar'ın üç ünlü kılıcı hakkında sürekli hikayeler duyuyordum. Bunlardan ilki Karanlığın Şafağı. Kara Kraliçe Deisenria'nın bir düelloda Gölge Kral Kallias'a kaybettiği kılıç. Diğeri Savaşın Gölgesi, Kallias'ın kızı Kraliçe Zaellian'ın kendi kılıcı, şu an Zinaida'nın elinde. Zaellian ve Zinaida bu kılıca sahip olan herkes gibi zalim. Üçüncü kılıcın adı Kraliçe'nin Yıldızı. Gece Diyarı Gölge Diyar'a bağlıyken Gece Prensesi Lasandria Gölge Kral Korint ile evlenmişti. Kılıç Lasandria'ya aitti. Kılıç, kızları Kiera'ya ait olacaktı ama Kiera fazla yaşamadı. Kılıç da Korint ölünce Lasandria tarafından yeni Gölge Kraliçe Zeleia'ya verildi."

"Kraliçe'nin Yıldızı şu an nerede?" diye sordu Dymentsia merakla. "En son Zerelia'daydı sanırım."

"Kraliçe'nin Yıldızı kayıp. Nerede olduğunu kimse bilmiyor, ben de aradım ama bulamadım. Geceyarısı Yıldızı civarında olduğunu tahmin ediyorum." Çünkü Zerelia orada ölmüştü. "Bu üç kılıcın ikisi hem Gece Diyarı'na hakim olan güçle, hem de zalimlikleriyle neredeyse tüm gölge hükümdarlar tarafından kullanıldı. Karanlığın Şafağı ise Kallias ve ardından gelen birkaç hükümdardan sonra Garnet Sarayı'nda korundu. Nedeni kılıcın yalnız karanlığa hükmedebilen birini seçmesiydi. Sadece o zaman şeklini ve dengesini o hükümdara göre ayarlayabilirdi. Birçoğu bunu büyüyle yapmayı denemiştir eminim. Ama başarısız oldular. Yine de hiçbiri Karanlığın Şafağı'nı korumaktan vazgeçmedi. Buna Zinaida dahil. Görevimi kendim seçtim. O kılıcı almam gerektiğini biliyordum. Ve kılıç kendimi kanıtlamamın en iyi yoluydu."

KARANLIĞIN ŞAFAĞI ♛ Kraliçelerin Savaşı IIINơi câu chuyện tồn tại. Hãy khám phá bây giờ