59 ♛ AY'IN KIZI

766 110 171
                                    

59. Bölüm

AY'IN KIZI

Batı Denizi'nin Ötesi, Ay Diyarı

Kış güneşi battı ve gece ayı doğdu.

Soğuk sulardan çıkıp buzdan zemine ayak basan kadın amacına ulaştığı için memnundu. Donmuş Boğaz kadar olmasa da bu yeni topraklar güzeldi ve buzun gücü burada hükümdardı.

Çıplak ayaklarında kırık buz parçalarının soğuğunu hissetmeden, açık mavi elbisesinin etekleri parçalara takılmadan yürüdü. Sahili geçti, onu tanıyan bir buz insanı ona beyaz renkli bir at verdi. Kadın, atı hızla sürerek şehre yöneldi.

Beyaz binalar, kar kristalleri ile kaplanmışlardı. Kuleleri yıldız ışığıyla parıldıyordu. Işık ve gecenin birleştiği, ay ve güneşin buzun ardında görülmediği şehirdi burası: Evarel Doenal. 

Ay Diyarı.

Aydınlığa bağlı olan buzun, karanlığa bağlı olan geceye ve aya karıştığı yerdi. Uzun bir süre önce Diyar'ın Hükümdarları'nın hükmettiği, Ejderhaların Savaşı'yla ayrılan soğuk topraklardı.

Buz Ejderhası, Ak Ejderha'ya isyan etmişti. Halk onlara katılmıştı. Savaş uzun sürmüştü. En sonunda Ak Ejderha'nın ışıktan alevleri, Batı Denizi'nin ortasındaki büyük bir adayı yok etmiş, Buz Ejderhası'nın sonunu getirmişti. Ardından kendi sonu da gelmişti elbet...

Buz Ejderhası'nın sonsuz gücünden kalanlar ise büyük adadan geride kalan birkaç ada parçası ve Diyar'a ait olan küçük bir bölgeydi.

Kadın ismi, Nyvel Doenal, Ay Işığı olan şehri saatler boyu dolaştı. Varacağı yer çok uzakta değildi ancak şehri gezmek istemişti. Büyük bir gücün varlığını hissetmek istemişti. İstediğini almıştı. Buz Ejderhası'nın gücü bu bölgeye yeniden hakimdi.

Beyaz atından büyük bir binanın önünde inip, atını ona doğru gelen seyise emanet etti. Gecenin ışığıyla parıldayan ve birçok rengi yansıtan, açık renkli taşlarla örülü binaya baktı. Kar ve buzlarla
 kaplanan merdivenlerden yavaş adımlarla çıktı. Ay taşlarıyla süslü kapı onun için açıldı.

"Komutan Iliria." dedi genç elf kadın. Safkan olduğu her halinden belliydi. Karşısındaki kadın gibi inceydi. Ten rengi maviye yakındı. Keskin yüz hatları, çekik gümüş gözleri vardı. Örülü saçları mavimsi beyazdı. Sivri kulakları üzerinde ay taşları olan gümüş küpelerle süslüydü. İnce mavi dudaklarında bir gülümseme belirdi. "Seni bekliyorduk."

"Koruyucu Cyrene." dedi Iliria içeri girerken. "Kış Kraliçesi'nin senden istediğini yerine getirdin anlaşılan."

Iliria'dan biraz kısa olan Cyrene başını hafifçe kaldırarak konuştu. "Şüphen mi vardı yoksa, deniz insanı?"

"Yoktu elbette." dedi Iliria. Etrafı inceliyordu. Beyazın, mavinin ve gümüşün tonlarının yanında ay taşları göze çarpıyordu. "Bu kadar çabuk olmasına şaşırdım sadece."

Karşılarındaki kapı açıldı. Onlara doğru sadece bir adım atan buz büyücüsü rengarenk gözlerini kısarak konuştu. "Kraliçe sizi bekliyor."

Iliria, kızgın mavi gözlerini ona yöneltti. "Buraya gelme nedenim Kraliçe."

"Yalnız o mu?" Cyrene'nin sesi meraklıydı.

Iliria yanıt vermek üzereydi fakat karşısında gördüğü genç kız sayesinde dikkati dağılmıştı. Diyeceklerini unutmuştu. Birkaç adım attıktan sonra buzlarla kaplı zeminde diz çöktü.

KARANLIĞIN ŞAFAĞI ♛ Kraliçelerin Savaşı IIIWhere stories live. Discover now