32 ♛ KIZIL GECE*

854 125 67
                                    

Sınav haftası geldi ve ben yazmadan çalışamıyormuşum onu fark etmiş oldum.

Bu bölüm, haliyle daha sonra düzenlenecek. Daha uzun yazmak istedim ancak olmadı.

32. Bölüm

KIZIL GECE

"Söylentiler..." dedi kadın obsidiyen masanın etrafında oturan insanlara bakarak. "Gerçekten bu konseyin konusunun söylentiler olduğunu söylemeyin bana."

"Dymentsia henüz şehirden bile çıkmadı." dedi Zona sıkıntıyla. "Kardeşleri onu çağırmadı ve bu gidişle çağırmayacaklar."

Karanlık Diyar'daki Darranio'nun kardeşi Aradion konuştu. "Prens Zerath'la ilişkisine dair söylentiler kulağına ulaşmış olmalı."

"Söylentiler önemsiz." dedi Lider Rhesos. Konsey üyeleri arasında Kraliçe'nin en çok dinlediği kişi oydu. Ve Rhesos bunu biliyordu. "İkisi de kendilerinden başka kimseye değer vermez. Aralarında olan şey her neyse önemsiz, onlar Zerelia ve Diores ya da Athyrania ve Rhigmos değiller. Dymentsia'nın tek düşündüğü şey ülkesi ve daha fazla yere hakim olmak. Yanında birinin olması kendinden öncekiler gibi işine gelmez, her şeyin kendi kontrolünde olmasını ister. Ayrıca tıpkı bizim gibi Gece Diyarı'na hakim olmak isteyeceğine şüphe yok."

"Sevgili Rhesos." dedi Zinaida kahverengi gözleri ona dönerken. "Kesinlikle haklısın ve eğer sana soracağım iki soruyu yanıtlarsan seni başkomutan ilan ederim."

"Sorularını sor, kraliçem."

Zinaida'nın çevresinde karartılar oluşmaya başladı. Gölgelere hakim olma konusunda ustaydı. "Dymentsia'ya zarar vermeye çalıştım." diye itiraf etti. "Hem de tam üç kez. Diores ondan çok daha yaşlı ve tecrübeliydi, buna rağmen gücüm ona yetti. Bana gücümün neden Dymentsia'ya yetmediğini açıkla. Bir savaşçısın biliyorum, ama zaten büyücülerim de buna yanıt veremiyor."

"Onu öldürmeye mi çalıştın?" diye sordu Lider Rhesos şaşkınlıkla. "Orduyu hazırlatma nedeninin savaş isteği olduğunu sanıyordum. Meydan muharebesi için hazırız, şehir kuşatması için de yeterli kaynağa sahibiz."

"Diores döneminde Gece Diyarı'nın sınırları çok daha güçlüydü ve buna rağmen gölgelerim sınırı geçmeyi başardılar. Şu anda Gece Diyarı çok daha güçsüz." diye ekledi Zinaida.

Rhesos yanıtı anında bulmuştu. "Zerelia oğluna gölgelerle nasıl başa çıkacağını öğretmiş olmalı. Senin aklını asıl kurcalayan şey Dymentsia'ya bunu söylememiş olması, eğer söyleseydi şu an savaşıyor olurduk."

"Yeğenim neyin peşinde?" diye sordu Zinaida yıllardır aklına takılan şeyi sorarak. "Hepinize soruyorum, gerçekten ne istiyor?"

"Şu an bir kraliçe istiyormuş gibi duruyor." dedi Pherai, Zinaida dahil herkesin gülümsemesine neden olarak. "Başa geçmek isteseydi her türlü geçerdi, kraliçem. Ben de bunu düşünüyordum. Gece Kralı olduktan sonra ülkeyi toparlayabilirdi."

"Toparlayamazdı." dedi Aradion ona karşı çıkarak. "Ona izin vermezdik. Zaten Auris'in de bizim iznimizle yönetmesine izin veriyoruz."

Zona, Zerath hakkında bildiklerini söyledi. "Zerath'ın ilk zamanlarda tahta geçmeme nedeni buydu ve o zaman tahta geçerse onunla savaşır ve kesinlikle yenerdik. Kraliçe Zerelia onu iyi yetiştirdi. Sadece kendi de değil, Diyar'dan bile eğitmenler getirdi, hiçbir zaman yalnız değildi. Zerath'ın şu anda bile birçok destekçisi olmalı."

Kraliçe Zinaida onun dediklerini düşündü. "Zerath şu an istediği her şeye sahip. Güçsüz bir krala, kendiyle baş edemeyecek veliahtlara. En son olarak, müttefik bir kraliçeye. Dymentsia'nın onu destekleyeceği kesin. Tabii eğer..." Sonraki düşüncelerini insanlarla paylaşmadı, siyah gözleri yeni kurduğu planlardan hoşnut olduğunu açıklıyordu. "Bana yeğenimin son yıllarda yaptıklarıyla ilgili bir rapor hazırlayın, eğer haklıysam tahta çıkmaya hazırlanıyor demektir. Auris'ten çok daha büyük bir düşmana sahibiz, dostlarım. Bir zamanlar burada, yanımızda oturan Zerelia'nın oğlu şu an en büyük düşmanımız."

"Peki ya Kara Kraliçe hakkında ne yapacağız?" diye sordu Rhesos.

"Ona destek vermeyecek biri işime gelir." diye planlarından ipucu verdi Kraliçe. "Zamanı geldiğinde açıklayacağım." Ayağa kalktı ve yürümeye başladı. Başka bir şey demeden odadan çıktı.

Zinaida, çalışma odasındaki masanın üzerindeki her şeyi kaldırdı. Muhafızlarına kimseyi içeri almamalarını söyledi. Kitaplığından bir harita çıkardı ve masaya yerleştirdi.

Karanlık Dağlar'ın en kuzey ucunda yer alan, sınırın ötesindeki Dharassus'u buldu. Bir kağıda taslak halinde onun yerini çizdi ve ismini yazdı. Gölge Adalar'ın, batıdaki aydınlık adalarla arasındaki sınırda yer alan Lierranus'un yerini de az önceki gibi kağıda çizdi. Gece Diyarı'nın sınırının çok ötesinde yer alan, doğudaki Zhoua İmparatorluğu'nun kuzeydeki duvara dek hakim olduğu karanlık bölgelere baktı. Doğu Denizi'nin doğusu, hatta batısındaki Zhoua'nın karanlık şehirlerini yazdı. Çizdiği yeni harita, Gece Dağları'nın güneyinde, şu anda Dymentsia'nın hakim olduğu topraklara dek uzadı. Aydınlık Diyar'ın başkentiyle, Gök Nehir'in kuzeyine dek ilerledi.

"İstediğin bu muydu, Zerelia?" dedi kırılgan bir ses tonuyla. Kardeşine hala kızgındı ancak geçen onca yıla rağmen onun ölümünü atlatamamıştı.

Gölge Kraliçe'nin zalimliğinin nedeni, kardeşiydi.

"Diores ile ülkeleri birleştirip, bilinen tüm karanlığa hakim olmak mı istedin?" dedi haritanın en kuzeyinde bilinmeyen toprakların olduğu yere dokunarak. Zerelia ile Dharassus'a dek gitmişlerdi. Bu haritanın kuzeyini onlar çizmişti. "Kehanette bahsi geçenin sen olduğunu mu düşündün?"

Bu, bir zamanlar onların fikriydi. Kendilerinden önce gelen onlarca karanlık hükümdarın istediğini istemişlerdi. Hatta Diyar'daki Dymentsia, ondan önceki Diyar Hükümdarları'ndan Deisenria, Rhodios ve Diomede'nin, hükümdar ırka mensup olmayan diğer kuzeylilerin istediğini, tıpkı onlar gibi daha fazlasını arzulamışlardı.

"Yaptıkların hiçbir işe yaramadı, kardeşim." diye devam etti konuşmasına. "Diores öldü, yerine geçen kardeşi adeta bana bağlı. Koruduğun oğlun güçlü ve cesur, bunu itiraf etmeliyim. Zerath, en az sen ve ben kadar karanlık. Hatta daha fazla."

Gülümsedi. Önüne gelen kızıl saçlarını kulaklarının ardına sıkıştırdı. "Uğraştığın her şeyin boşa gideceğini söyleyeceğim sana, beni duyduğunu biliyorum."

Beyaz ellerinin çevresinde karanlık oluştu. "Gece Diyarı düşecek." dedi parmaklarına dolanan gölgelere bakarken. "Zerath bunu durduramayacak. O vakit geldiğinde ona destek veren Dymentsia yok olacak." Odanın karardığını fark etmedi. Sırtındaki siyah kanatlarının gölgesi haritanın üzerine düştü. Haritanın yazıları okunmayacak, çizgileri bulanıklaşacak, sonra tamamıyla fark edilmeyecek kadar karardı etrafı. "Zerath için biraz bekleyebilirim, sonuçta yeğenim. Ona özel birkaç düşüncem var. Ne olduğunu fark etmeyecek bile."

Düşünceleri, odaya daha çok karanlık çağırdı. Onları kontrol etmedi.

Karanlığın pençelerinin zihnine dokunmasına izin verdi. Bedeninin etrafındaki gölgeler somutlaştı. Onu sarmaya başladıklarında varlıklarını hissetti.

"Ne karanlık," dedi gözleri siyah olurken, "ne gölge, ne de gece beni durdurabilecek. Hepsine ben hükmedeceğim ve Karanlığın Hükümdarı ben olacağım."


29.10.2017, 21.01

13.719, 1.931, 2.8b

KARANLIĞIN ŞAFAĞI ♛ Kraliçelerin Savaşı IIIWhere stories live. Discover now