rüzgara karşı yanan bir mum gibiyim eriyorum ellerine

7.2K 582 224
                                    

Elindeki paketten çıkarttığı yeni bir hapı dudaklarıma yaklaştırarak onları aralamam için beklemişti, istediği gibi dilimi dışarı çıkardığımda kısa bir süre bakınarak sırrıttı ve hapı koymadan önce dilimi dişleri arasına alarak hafifçe sıkıştırdı. 

"Hapınkine benzeyen bir tadın var." Hayatını bile hap için verebilecek birinin size edebileceği en iyi iltifat buydu, yani öyle olmalıydı çünkü benim baya hoşuma gitmişti. 

Hapı dilimin üzerine, piercingimin önüne yerleştirerek onu ıslatmama izin verdi. Ağzıma çektiğim dilimle hapı bir kaç saniye ıslatarak yeniden ona sundum. Diliyle dilimi birleştirerek hapı arada bırakmış ve geri çekilmişti. Beklemeden aynı hareketi yinelediğinde, bu tarz bir temasın hoşuma gittiğini hissediyordum. O zaten dil konusunda hassastı ve her dokunuşta kendinden geçiyor gibi kısık inlemeler çıkarıyordu. 

"Park Chanyeol." Diliyle dilimi dürterek bir öpüşme yarattığında hiç beklemeden ona karşılık vermiştim, hap aramızda eriyor ikimize de ihtiyacı olanı sunuyordu.

"Bana bu kadar harika hissettirdiğin-.." Bu sefer dudaklarımız birbirine girmişken ellerinden birini yanağıma birini de saçlarıma attı ve alt dudağımı dişleri arasına kısaca hapsederek devam etti. "Şu anda sana deli oluyorum." 

Yeniden dudağımı aralayarak ağzımdaki hapa meylettiği sırada yüzüme ve saçlarıma yaptığı ritmik dokunuşların bende bir çeşit haz uyandıyor olması garipti. Hapa değdiği anda inleyerek üzerimdeki bedenini hareket ettirdi. Kasıklarımızı bile isteye düzenli olarak birbirine sürtmeye başladığında bu sefer inleyen taraf ben olmuştum. Saçlarımdaki eliyle, elimi tutup kalçasının üzerine yerleştirmeden önce"İleri gideceğiz." Dedi, "Seni ileri götüreceğim Chanyeol."

Bir hap daha dillerimiz arasında yok olduğunda iyiden iyiye yanıyor hissediyordum, piyasada bu hapın diğer adı beyaz seksken biz şimdi onu gerçek seksle karıştırmış kafayı buluyorduk.

Başımın yanına bırakmış olduğu paketi kaparak içinden iki tane daha çıkardı, birini kendi ağzına birini de benimkine bırakırken yüzünün son halini inceleme fırsatı bulmuştum. Sarı saçları karışmış bir vaziyette alnına dökülmüşken, terlemeye başladığını fark etmiştim. Hem haptan hem de temaslarımızdan olsa gerek yanakları pembeleşmişti. Ve dudakları; tanrı şahit şu anda kırmızıya çalmaya cür'et ederek şiş bir halde önümde duruyorlardı. 

Onu izlediğimi anlamış, üzerine memnuniyet duyarak o da beni izlemeye başlamıştı. Ağzıma yeni verdiği hapı çevirip eritirken bedenimin üzerinde uzanan bedenin ritmik kalp çarpıntılarını hissettiğimi farkettiğimden gülmüştüm. Gülüşümde göz gezdirerek "Cayır cayır bir adamsın." dedi. Tuhaf iltifatına samimiyetle güldüğümde eklemişti. "Haplarını benimle paylaştığın için demiyorum, seni ilk gördüğümde alevlerini fark etmiştim."

Bakışlarını bedenime indirerek tam olarak kucağıma yerleşti ve tişörtümün eteklerinden tutarak yüzüme baktı, "Bu gece alevlerini de paylaş benimle." 

Tişörtümü bir çırpıda çıkarıp attığında hareket ederek altından kurtuldum ve geri düşmesini sağlayarak bu sefer ben üzerinde konumlandım. Giydiği krem gömleğin taşlı küçük işlemelerini yeni fark etmiş olsam da bir önemi yoktu. Düğmelerini açmaya başladığımda kendince bir şarkıyı mırıldanıyor ve eliyle boynumu okşuyordu. Yer değiştiren eli yüz hatlarıma vardığında düğmeleri açmayı bitirmiştim. Ortaya çıkacağını bildiğim beyaz teni önceden tahmin etmiş olmama rağmen yine de bir miktar hayranlık duymuştum. Fazla güzel ve pürüzsüzdü, sanki daha önce gün ışığı da dahil hiçbir şey ona dokunmamış gibiydi. Sol kolundan gömleği çıkartmışken sadece sağ kalmıştı ama sağ eli hala yüzümde olduğu için onu çıkaramıyordum. Gözlerimi izin vermesi için gözlerine diktiğimde onun elini takip ettiğini gördüm. Dudak çizgimde parmağını gezdiriyor, gözüyle hareketini takip ediyor ve mırıldandığı hoş şarkıyla anı güzelleştiriyordu. 

Yaktınsa Bile Beni, Küllerimi Affet ♤ChanbaekWo Geschichten leben. Entdecke jetzt