senden sonra, sondan önce

3.9K 379 199
                                    

Biri mekândaki tüm arabaların tekerleklerini patlatmıştı. Üstelik bunu kimse görmeden yapmış ve kameraları da çalışmaz duruma getirmişti.

Bu bizim için epey ciddi bir durumken, tek zararın araba tekerlekleri olması şaşırtıcıydı elbette. Saat gece üçü geçik olduğundan mekânda az kişiydik. Hatta sadece Kyungsoo, Lucas, Baekhyun ve ben vardık.

Otoparkta gezerken onbeşten fazla arabanın aynı durumda olduğunu görmüştüm. Benim arabam da aralarındayken, burada mahsur kalmış olmamız epey trajedikti. Yarın olana kadar bu durumun üzeri kapalı bırakılabilir ve evlere toplu taşıtlarla gidilebilirdi tabi.

Baekhyun şaşkınlıkla arabaların tekerleklerine bakınıyorken, Kyungsoo'nun da ondan altta kalır yanı yoktu. Sadece Lucas benim yanımda durmuş olay hakkında düşünüyordu.

"Bizimkilere söyledin mi durumu?" Ona döndüğümde olumsuz anlamda başını sallamıştı.

"Sadece Natalia biliyor."

"O nereden biliyor?"

Sorduğum soruyla çekingen bir hale büründüğünde, Natalia ile aralarında bir şey olabilmesi ihtimalini gözden geçirmiştim. Ya da tek taraflıydı ve Lucas ondan hoşlanıyordu.

"Arabaların arasında gezerken onunla telefonda konuşuyordum, sonra birden durumu fark ettiğimde ona da söyledim."

Anlamışcasına başımı sallamıştım. "Yarına kadar bizden kimseye haber vermeyin. Sabah bakar inceleriz her şeyi."

Onaylamıştı. Kısa süre sonra Baekhyun ve Kyungsoo da yanımıza geldi.

"Taksi falan bulmaya çalışacağım, siz biraz içeride takılın."

Yanlarından ayrılacağım sırada Lucas kolumu tutmuştu. "Natalia geliyor zaten bizi almaya."

Duyduğum şeyle memnuniyetle Baekhyun'un beline girdim. "Çok iyi, içeride bekleyelim o zaman."

Mekâna doğru adımladığım sırada, Kyungsoo ve Lucas da arkamızdan geliyorlardı. Sanırım Natalia'nın önce gönlünü almalı ardından ona teşekkür etmeliydim. Kızgındı falan ama gece gece bizi burada bırakmamıştı.

♤♤♤

Yarım saat gibi bir süre geçmeden, bulunduğumuz alanın dışından gelen korna sesiyle hepimiz ayaklanmıştık. Hemen girişte beklediğimiz için dışarı çıkmamız çok vakit almamıştı.

Farları üzerimize vuran geniş arabaya doğru yürürken, Baekhyun sanki Natalia'nın varlığından rahatsızmış gibi bedenime daha çok sokuldu. Onu rahatlatmak adına elini tutmuştum. Hoşuna gitmiş gibi parmaklarını parmaklarım arasında sıkarak dokunuşumuzu kuvvetlendirdi.

Birlikte geniş arabaya doğru ilerledik ve arka koltuklara oturduk. Lucas ön koltuğa oturduğunda, Natalia herkesin hazır olduğunu anlayıp arabayı çalıştırmıştı. Bana kırgın olduğu için ona bir şey söyleme girişiminde bulunmuyordum ama böyle giderse sessizlik herkesin canını sıkacaktı.

"Teşekkürler." dedim. "Önce Lucas'la Kyungsoo'yu bırakırsan sana daha kolay olur."

Gülümsemişti. Gülümsediğini iç dikiz aynasından gördüğüm sırada, o da bakışlarını oraya kaldırdı ve bir anlamda gözlerime bakarken konuştu.

"Önce bir arkadaşıma uğramam lazım, beş dakika sürmez zaten sonra sizi bırakacağım."

Benden yana sorun olmadığından başımı salladım. Bizi gecenin bu saatinde evlerimize bırakıyordu, öncesinde istediğini yapardı.

Baekhyun kollarımda rahatsızca kıpırdanarak yüzünü bana çevirmişti. Bakışlarında gördüğüm huzursuzluk canımı sıktığından ona doğru eğildim ve sorununu kulağıma söylemesi için bekledim.

Olmadık bir şekilde, "Bu saatte ne arkadaşı?" demişti. Natalia gibi birinin arkadaşlarının en çok bu saatlerde aktif olduğunu hesaba hiç katmıyordu.

Yüzümü geriye çekerek, kulağının üzerindeki sarı tutamlarına bir öpücük kondururken fısıldadım. "Onun arkadaşları için eğlence bu saatlerde başlıyor."

Anlamışcasına başını sallayarak göğsüme yatmıştı. Hâlâ birbine dolanmış halde duran parmaklarımıza bakarak gülümsedim ve başımı kaldırdım. Ortada oturuyor olduğum için gözlerim istemsizce tam karşımdaki dikiz aynasını bulmuştu. Bakışlarım Natalia ile buluştuğunda, bizi izlediği yüz ifadesinin can sıkıcı olduğunu fark ettim. Güzel bakmıyordu, huzursuz hissetsem de üzerinde durmadım ve başımı cama doğru çevirdim. Belki de değişiyor olmama kızgındı, epey geniş bir geçmişimiz vardı özünde. Bunu yapan o olsa belki ben de kızardım.

Gittiğimiz yol uzuyorken, sıkılmadan dışarıyı izliyordum. Bir yandan da göğsümde yatan Baekhyun'un saçlarını okşuyordum. Natalia bir yerden sonra hiç tanımadığım sokaklara girmeye başladığında, yabancı kaldırımları öğrenmeye çalıştım.

Bir süre sonra büyük bir demir kapının önünde durmuştu.

"Burada mı yaşıyor arkadaşın?"

Dikiz aynasından gözlerimizi buluşturmadan önce, "Evet." dedi. Ardından önümüzdeki büyük demir kapının aralanışını izledim. Geniş bir ev görüş alanımıza girdiğinde, açılan kapıdan içeri sürerek arabayı park etti.

Koltukta çaprazlamasına oturur pozisyona geçmiş ve bana doğru dönmüştü. "Diğerleri uyudu zaten, sen de gelsene benimle, çok güvendiğim biri değil."

Şaşkınlıkla yüzüne bakıyordum. "Güvenmediğin birinin evine geliyorsun ve bunu bana şimdi mi söylüyorsun?"

"Abartma." dedi, "Sadece yanımda gelmen için söyledim."

Bakışları göğsümde uyuyan Baekhyun'a kaydığında, ben de oraya bakmıştım. Kısa bir süreliğine Natalia'yı yalnız bırakmamam sorun oluşturmazdı.

Baekhyun'u rahatsız etmemek adına kibar hareketlerle başını göğsümden kaldırarak, koltuğa yasladım. Kıpırdanmıştı ama uyanmamıştı.

Kyungsoo'nun ve onun ortasında oturuyor olduğum için çıkmam zor olacağından Natalia kapıyı açtı. Baekhyun'un bacaklarına çarpmamaya özen göstererek, dikkatli bir kaç hamleyle arabanın dışına çıktım.

Temiz hava tenime çarptığında elimin biriyle saçlarımı karıştırarak derince solumuştum. Natalia arabanın kapısını kapattı ve yanımdan yürümeye başladı.

"Niye geldik buraya?" Ona baktığımda gözleri gözlerimi bulmuştu. Kısa bir süre yüzümde dolaşan bakışlarını dindirmeden yanıtladı. "Bana vermesi gereken bir şey var."

"Kalabalık yoktur değil mi?" dedim, bir aksilik olursa Natalia'yı korumam gerekirdi. Kalabalık olmaları durumu epey tehlikeliydi.

Gülümseyerek elimi tuttu. "Endişelenme Chanyeol, tehlike oluşturan bir durum yok."

Parmakları elimi okşuyor nitelikte olduğundan duraksayarak hâlâ elimi bırakmayan eline baktım. Kırmızı ojeyle süslenmiş tırnakları gözlerimi alırken, elimi bırakma niyetinde değil gibiydi.

Rahatsızca bakışlarımı yüzüne yükselttim. Ne ifade etmeye çalıştığımı anlamış olacak ki, kırgın bir ifadeyle gülümsemişti.

"Daha farklı olabilirdi." dediğinde ne demeye çalıştığını anlamamıştım. Elini elimin üzerinden çekerek geriye adımladı ve bakışları bir anda arkamdaki bir yere kaydı.

Ben henüz fırsat bulup arkamı dönememişken, ensemden aldığım sert darbeyle ne olduğunu anlamadan kendimi yere yığılırken bulmuştum. İhanete uğradığımı hissettiren sıcak sızı tüm bedenime yayılıyordu, bilincimin tamamını çekip almasına ramak kala araba geldi aklıma.

Arabadakileri koruyacak kimse yoktu. Sevgilim orada her şeyden habersiz uyuyordu.

Yaktınsa Bile Beni, Küllerimi Affet ♤ChanbaekWhere stories live. Discover now