zorla karıştır aklımı, düş kül tablama beni onunla tanıştır

5K 476 398
                                    

Sigaramın küllerini odamın penceresinden dışarı döküyordum. Umarım birinin beyaz çarşaflarına değerlerdi ve onları kirletirlerdi. Canım çirkin olan çok şey yapmak istiyordu ama penceremde sigara içmekle yetiniyordum.

Bu zamana kadar alabildiğine özgür yaşamıştım, her istediğimi yaptığım ve asla bedel ödemek zorunda kalmadığım için de hiç pişmanlığım olmamıştı. İnsanların özendiği her şey ellerimin altındayken, yine aynı insanların hissettiği bir çok duyguya da yabancıydım.

Özlem neydi bilmiyordum mesela. Birine ya da bir şeye hiç özlem duymamıştım. Sabır nasıl bir şeydi bilmiyordum, asla sabretmemiştim. Aşk neydi bilmiyordum, iki ışıl ışıl göze hiç öyle anlamlar yükleyip bakmamıştım.

Ama güç ne biliyordum. Haz ne biliyordum. Zafer nasıl bir şey biliyordum. İstediğim her şeyi elde etmenin ben de yarattığı şımarıklığı çok iyi biliyordum.

Fakat bu gece ya bildiğim bir kaç duygudan uzaklaşmıştım, ya da daha önce hiç tatmadığım bir kaç duygu tadıyordum. Sigara bile ağzımdaki iğrenç tadı götüremezken, gecenin sessizliği sinirlerime oynuyordu.

Bu gece içtiğim sekizinci sigara da bittiğinde, izmariti pencereden beyaz çarşaflara doğru bırakarak içeri girdim. Şehrin ışıklarından dolayı karanlık sayılamayacak odam, kararsın istediğim için perdeleri sonuna kadar çektim.

Gerçi bugün perdeleri üçüncü kez çekişimdi, her seferinde sigara içmek için yeniden açmıştım.

Yatağıma uzanarak, başımı yastığıma yasladım. Bacaklarım fazla sıcaktan hararetlenmiş olduğu için yorganı sinirle yere atmıştım.

Yorganı neden sinirle yere attığıma sinir olarak doğruldum ve yorganımı üzerime çekerek yeniden yattım. Boğazıma kadar çektiğim yorgan beni eritecek bir sıcak yarattığından onu üzerimden hafifçe açmıştım.

"Güvenilir birisi, tenime gerçekten kibar davranıyor."

Ayağımla savurduğum yorgan yeri boylamıştı, hiçbir şeye kibar davranmak istemiyordum.

Şu anda Baekhyun'u gerçekten arzuluyordum ve onun teninde gezinen kibar eller hayal etmek, çok iyi bildiğim şımarıklığımı elimden çekip alıyordu. Bu arzu nasıl bir arzuydu ya da ben neyin olmamasını istiyordum emin falan değildim. Beni hiç ilgilendirmediğini düşünmeye çalışsam da bir şekilde aklımdan çıkmıyordu ve uyuyamıyordum.

Ben istediği her şey olan biriydim ama şimdi aksi oluyordu. Saatin çoktan üçü geçmiş olduğunu bildiğimden ve sabah erken kalkmam gerektiğinden debelendim durdum. Baekhyun'un aklıma geldiği her saniye uykum açılırken, gözlerimi tam olarak kapattığımda saat çoktan beşi geçmişti.

♤♤♤

"Çok uykum var, ben gitmek zorunda mıyım?" Sanki ne yapmam gerektiğini çok iyi bilmiyormuşum gibi başımı masaya yasladım. Yifan bu halime gülmüşken, Jongin ve Baekhyun tuhaf tuhaf bakınmış, Tiffany ise saçlarımı okşamıştı.

"Geç mi yattın sen?" Sorduğunda yüzüme düşen saçlara üfledim. "Beşti sanırım."

Yifan tasvip etmezcesine cıklamıştı, "Sabah da o kadar iş yaptın, geberiyorsundur şimdi."

Başımı masadan kaldırarak Tiffany'nin omzuna koyarak, burnumu tenine sürttüm ve huylanmasını sağladım. "Geberiyorum var mı çözümün?"

Yaktınsa Bile Beni, Küllerimi Affet ♤ChanbaekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin