varamadım doyamadım kokusuna tadına, adım adım kovaladım bulamadım izini

5.1K 434 143
                                    

Yeriz diye aldığım şeylerle dolu poşetleri bileğime geçirmeye çalışıyordum çünkü kapının şifresini girecektim. Beceremeyip poşetlerden birini elimden düşürdüğümde, duyduğum kapının açılma sesiyle başımı kaldırmıştım.

Baekhyun evimin kapısını açmıştı.

"Sen şifremi biliyor musun?"

Yanıma eğilerek yere düşen poşeti aldı ve sırıttı. "Yanımda girmiştin."

"Hemen baktın yani." Sesli bir biçimde gülerek evime girdiğimde o da gülmüştü.

"Bir gün seni soyup kaçmayı planlıyorum."

'İstediğini al kaç' dercesine başımı salladım ve poşetleri kapının girişinde bırakarak, içlerinden birinden aldığım çilek dolgulu çikolatayla salona yürümeye başladım.

İçeri girdiğimde bana en yakın olan koltuğa yayılmıştım, Baekhyun da peşimde gelerek karşımdaki koltuğa oturdu.

"Neden misafir odan yok?" Aniden neden bunu düşündüğünü düşünmeden omuz silktim. "Çünkü misafir kabul etmiyorum."

Gülmüştü, yine neden güldüğünü bilmezken çikolatamdan ısırdım.

"Bana da ver şundan."

Üzerime atıldığında çikolatamı kaçırmıştım. Almaya çabalarken yakınıyordu. "Arkadaşlar paylaşır sen nasıl arkadaşsın be?!"

Ondan çikolatamı kaçırma işlemime son vererek düzgünce oturdum ve dolu yanaklarımla ağzım kapalı bir biçimde gülümseyerek, kalan küçük çikolata parçasını uzattım.

Tereddüt ederek çikolatayı almıştı, neden hemen verdiğimi düşünüyor gibiydi. O çikolatasını ısırmışken ben de ağzımdakini yutmuştum.

"Arkadaşlar paylaşır." dedim dikkat çekmek istercesine. "Biz arkadaş olmaya çalışıyoruz."

Şirin bir biçimde gözlerini açarak çikolatasının epey küçük parçasını da ağzına attı. Memnunmuş gibiydi, e onun lehineydi durum.

Sırtımı koltuğa yaslayarak onu izlemeye koyuldum, o ise odada göz gezdiriyordu. Sanırım bu odaya ilk girişiydi. "Sen mi seçtin mobilyaları?"

Olumsuz anlamda başımı salladım. Hiç işim olmazdı.

"Kim seçti o zaman? Zevki iyiymiş."

"Luhan." dediğimde gözünü odada dolaştırmaya son vererek bana döndü. Az önceki uysal ifadesi yine düz bir hâl almıştı.

"Şu sende kıyafetleri olan çocuk, o kim?"

Yanımda duran televizyon ünitesinin çekmecesini açtım. İçinde Luhan'a ait bir kaç belge ve fotoğrafları vardı. Seçtiğim bir taneyi ona gösterdim. "Bu."

Şaşkınlıkla fotoğrafa değil de suratıma bakıyorken, ayaklanarak televizyon ünitesinin yanına geldi. Sanki hepsine bakacakmış gibi yere oturduğunda hayretle konuştuğunu duymuştum. "Fotoğraflarını saklıyorsun."

Gülümsedim. Luhan'ı gerçekten seviyordum. "Fotoğraflarını sakladığım tek insan."

Elinde tuttuğu belgeyle yüzünü hızlı bir şekilde bana çevirmişti.

"Onu çok seviyorsun." Onaylarcasına başımı salladım, olayı yanlış anlamış olmasını eğlenceye çeviriyordum. "Çok seviyorum."

Kendi söylemiş olmasına rağmen sanki reddetmemi bekliyormuş da, ben yapmamışım gibi hayal kırıklığı yansıttığında tuhaf hissetmiştim.

"O elindeki diploması." dedim. "Lise diploması."

Birinin diplomasını saklıyor olmam bana bile tuhaf gelirdi, ama Baekhyun'un yüz ifadesi her an daha da gerilirken bir şekilde hoşuma gittiğini hissediyordum.

Yaktınsa Bile Beni, Küllerimi Affet ♤Chanbaekحيث تعيش القصص. اكتشف الآن