ömrümün en virane sapağında denk geldi sana düşlerim

5K 439 94
                                    

"Gecikme durumunu kabul edemem, herifler de malları başka mafyaya satıyorlar. Bütün düzeni sikeriz, mümkünatı yok."

Jongin stresle saçlarını karıştırmıştı. "Ne bok yiyeceğim o zaman ben? Nasıl yetişecek o kadar mal üç saate?"

"Halletmemiz lazım, uçarı kaçarı yok."

Başını sallamıştı, epey stresliydi çünkü işlerinin karışması durumundan nefret ederdi. Üstelik bugün üzerinde ciddi bir sorumluluk vardı.

"O zaman bana-.."

Kapı tıklatıldığında susarak o yöne dönmüştü. Ben de dönmüştüm ama kapımı tıklattıktan sonra izin verilmeden içeri girmeyen kişiyi çok iyi biliyordum.

"Gel." dedim düşünmeden, tamda tahmin ettiğim gibi Baekhyun içeri girmişti.

Ona gülümseyerek koltuğu işaret ettim. "Bir dakika izin ver bana güzelim."

Yeniden Jongin'e döndüğümde, Baekhyun'la bir şeyler olmayı denemeye başladığımızdan ona bahsetmiş olduğum için tuhaf ama durumu destekleyici bakıyordu. Benim böyle bir şeye girişmeme alışamamıştı muhtemelen, ben de alışamamıştım gerçi. Şimdilik hayatımın hiçbir farkı yoktu.

"Bana bugün için izin veriyorsun, altı adam alıp halletmeye çalışacağım."

Başımı sallayarak onayladım. "İstersen daha fazla adam al ama bitir şu işi."

Stresten ve sahip olduğu büyük sorumluluktan dolayı çoktan düşünceli bir hale geçmişken, dudağını dişleyerek odadan çıkmıştı. Bugünkü işi bitirirse ona yarın için izin verecektim.

Baekhyun'a doğru adımladım ve yanına oturuyor olduğumu bile fark etmemesini sağlayan dalmış haline bakındım.

"Baekhyun?" Seslendiğimde bana dönmüştü, halsiz duruyordu. "Hasta falan mı oluyorsun sen?"

Elimi alnına atmaya yeltendiğimde, engel olarak elimi tutmuş ve parmaklarımızı birleştirmişti. "Hayır." dedi, "Sadece biraz hapa ihtiyacım var."

Durumunun yoksunluk olduğunu anladığımda, diğer belirtilerde göz gezdirdim. Alnında yer etmeye başlamış soğuk terler bana epey ihtiyacı olduğunu gösteriyordu.

"İyi misin peki?" Hâlâ yüzünün her hattını dikkatlice incelerken sorduğumda başını sallamıştı. Fazla halsiz duruyordu.

"İyiyim ama ne kadar iyi kalırım bilmiyorum, daha önce bu durumu hiç yaşamadım."

Sarı tutamlarının bir kaçına elimi atarak okşamıştım, çekingen bir tavırla devam etti. "Eskiden hep malım olurdu, sahip olmak için çok şey harcıyordum sonuçta."

Neyden bahsettiğini tam olarak anladığımda saçını seven elimi durdurmuştum. İlk defa yoksunluk yaşıyordu ve bu durum ilerlerse krizle sonuçlanırdı. Üstelik benim yüzümdendi, daha önce kendisine yetecek kadar uyuşturucusu hep vardı.

"Ne oldu?" dedi aniden, bakışlarında gerginlik gördüğümde sebebini anlamamıştım. "Ne ne oldu?"

"Niye durdun aniden?" Saçlarını seven elimden bahsettiğini fark ettiğimde, onu kucağıma doğru çekerek oturması için yönlendirdim. Uyum sağladığından, kısa sürede kucağımda oturuyor hale gelmişti. Çok farklı bir şey varmış gibi her hattını inceliyordum çünkü yoksunluğun seviyeleri vardı ve Baekhyun'un halsiz hallerinden korkmuştum.

Yaktınsa Bile Beni, Küllerimi Affet ♤ChanbaekWhere stories live. Discover now