teri bütün günahlarını silemese de vicdanını kusar teninden

4.7K 413 170
                                    

Tiffany odadan çıkmış ardından kapıya da kapatmıştı fakat Baekhyun konuşmaya niyeti yokmuş gibi duruyordu.

"Konuşacak mısın artık?"

Ne söylemek istediğini çok iyi biliyor ama bir türlü söyleyemiyormuş gibi bir ifadeye büründüğünde üzerine gitmeme kararı aldım ve beklemeye koyuldum.

"Öyle değil." dedi bir anda. Gözleri gözlerim dışında heryerde geziyorken elleriyle oynuyordu. "Yani aslında bunu nasıl anlats-.."

Bir anda pes etmişcesine, kendini ifade edemeyişine ve söylerken bin bir şekle girdiği o şeye güldü. Kendiyle dalga geçiyormuş gibi olan bu gülüşün ardından arkasını dönerek kapıya yürüdü.

"Siktir etsene, hatununu da kaçırdım zaten." Kulpu tutarak indirdiği sırada söylediği şeyin benim için hiç önemi olmadığını bilmesini istemiştim. Onunla olan ilişkimizin epey dışında, özel hayatı belki de benliğiyle ilgili bir şey söyleyecek olması ilgimi çekmişken, Tiffany düşündüğüm son şey bile değildi.

Yine de durması gerektiğini ifade etmedim, ya da ayağa kalkarak onu yatıştırmak adına kollarım arasına alarak, sakin olup konuşmasını istemedim.

O kapıdan çıkmış, benim ilgisizmiş gibi duran tavrım eşliğinde çoktan uzaklaşmışken düşünmekten kendimi alamıyordum. İçerisinde çok dünyaları var gibiydi ve bir şekilde onun adına üzülüyordum. Az önce karşımda bana kendini ifade etmeye çalışırken sanki boğuluyormuş gibiydi. İfade etmek istediği şeyden dolayı ya da onu anlatamayacak kadar güçsüz olduğundan dolayı.

Kendime Byun Baekhyun'un severek ilişkiye girdiğim tiplerden hiçbir farkı olmadığını söyleyerek ilgimi başka bir yere çekmeye çabaladım. Bir süre sonra başarılı da olmuştum ama zihnimin bir köşesinde, güzel dudakları arasından itiraf edilecek o kelimeler hakkındaki merakım dönüyordu.

♤♤♤

"Wonho kutlamaya kalmamızı istiyor." Jongin'den duydukları şeyle kadınlar cıvıldamıştı. "Kalalım Chanyeol lütfen."

"Hem orada çok yakışıklı adamlar olacak." Arkamda konuşan hatunun kim olduğunu bilmediğimden başımı çevirerek ona baktım. Bir çoğu etrafımızda toplanmıştı fakat benim ilgisiz halim hiçbirini görmüyordu.

"Burada da yakışıklı adamlar var." Ciddiyetle söylediğimde alt dudağını dişlemişti. Gözlerime bakarken takındığı ifade bana, ya hepsinin Tiffany gibi manyak olduğunu ya da hepsinin benimle ilgili çılgın hayalleri olduğunu düşündürüyordu.

Önüme dönerek 15 kişi kadar olduğunu düşündüğüm erkekli kadınlı tayfaya bakındım. "Hiçbiriniz orada sızmadan geri geleceksiniz, hepimiz aynı anda mekândan çıkacağız."

Mızmızlanmalar başlamıştı, Natalia bile boynuma imalı okşamalar bırakarak sanki işe yarayacakmış gibi cilveli ses tonuyla konuştu. "Gecenin geri kalanında eğlenmek isteyen çok kişi var, neden hepimizi toplayıp geri getiriyorsun ki?"

"Çünkü." dedim kolunu boynumdan çekerken ve ayağa kalktım. Daha fazla diretmemeleri adına en karşı çıkılmayacak ifademi takınmıştım.

"Bu gece orada çok çete olacak ve güvenilir bir ortam değil."

Aralarından geçerken odama gitmek niyetiyle uzaklaşmaya başladım. Gitmek istiyorlarsa kabul etmeleri gerektiğini biliyorlardı. Aksini asla desteklemeyecektim.

Yaktınsa Bile Beni, Küllerimi Affet ♤ChanbaekWhere stories live. Discover now