rakı gibi sert ama gerçekler

4.8K 433 337
                                    

Hangi çeteden olduğunu bile bilmediğim kızın elini tutarak sert olmayan bir biçimde çenemden çektim. Sonra bakışlarımı da çekerek geriye yaslanmıştım, Tiffany elinde tuttuğu iki kadehle üzerime adımlarken, gözleri yanımdakini süzüyordu. Duruşu ise cidden tehlikeli bir kadın olduğunu bağırıyordu, üzerinde harika duran siyah mini elbiseyi inceledim.

Tam önümde durduğunda kadehlerden birini bana uzattı, bakışları yanımdakini soruyorken ona dil çıkardım. Dilime ve muhtemelen siyah piercinge inen bakışları, dudaklarının kıvrılmasıysa eğlenceli bir hâl almıştı. Dağınık ve özgür saçlarım arasında parmaklarını gezdirerek yüzüme yaklaştı. Dudaklarını dudaklarıma hafifçe bastırırken mırıldanmıştı. "Seksi duruyorsun bebeğim."

Hâlâ dudaklarımın ucunda duruyorken sırıttım ve çene hattında işaret parmağımın dışını gezdirerek onu hafifçe yeniden öptüm. "Kafayı yiyeceğim Tiffany."

Oyuncu ses tonum olmasına rağmen bir gerçekliği ifade ettiğim belirgindi ve Tiffany bunu anlayacak kadar beni tanıyordu. Ayakta durmak yerine boş olan yan tarafıma oturarak sorunumu çözmek adına kulağıma yaklaştı. "Sebebini söylersen halledebilirim belki."

Gözlerimi kısaca kapatıp açarken "Hap." dedim. "Bana dil haplarından lazım fena azıyorum."

Cümlem hoşuna gitmiş olacak ki kıkırdayarak boynumu öptü ve ayağa kalktı. "Bekle beni biraz."

Tam gideceği sırada bileğini tutmuştum. "Sende var mı?"

"Yok ama az sonra olacak." Göz kırptığında bileğini bıraktım. Gitmek adına önüne dönmüş ardından yeniden geriye dönerek yanımdaki kıza bakmıştı. "Kalk, Jackson köpeğinin yanına git, Chanyeol onlardan olduğunu bilmediği için seni kovmuyor."

Gözlerim hızla yanımdaki kızı bulduğunda, onun bakışlarında bir miktar korku vardı, hızla ayağa kalkarak uzaklaşmaya başladı. Jackson'ın çetesinden olduğunu bilseydim onu değil yanıma oturmak, beş metre yakınıma yaklaştırmazdım.

Yeniden etrafı izlemeye koyulduğumda Tiffany'nin çoktan gözden kaybolduğunu görmüştüm. Beni eğlendirecek herhangi bir şey görüş alanımda olmazken, beni eğlendirebilecek görüntünün de tam olarak ne olduğunu bilmiyordum.

Sonra bakışlarım epey tanıdık bir beden görünce hızla odaklanarak incelemeye başladım. Bir haftadır hiçbir şekilde karşıma çıkmamış olmasına rağmen sanki onu bir kaç dakika önce öpmüşüm gibi hissediyordum. Uzaktı ama bir şekilde çok yakınımda gibiydi.

Kusursuz bacaklarını saran kırmızı dar pantolonunun can yakacak kadar iddialı duruşu piercingimi çekiştirmeme neden olmuştu. Üzerindeki siyah gömleğin önü açıktı ve desenini göremediğim bir tişörtü sergiliyordu. Giydiği pantolonu dışında sıradandı aslında ama 'ben tehlikeyim' uyarısı veriyordu.

Yanında duran ve gülümsemesinin son demine kadar sunuyor olduğu iki adamda göz gezdirdim. Tanımadığım tiplerdi ama fazla şerefsiz duruyorlardı. Bir şekilde onlardan hoşlanmamıştım.

Gözlerim utanmazca Baekhyun'un her tavrında ve bedeninde dolaşırken sıkılmadığım için başka bir şey yapma gereksinimi duymuyordum. Beni hiç fark etmemişken, yanındaki heriflerle fazla samimi takılıyordu. Hatta adamlardan biri onu bar masasına dayamışken, iri elini kalçasında gezdirmişti. Midemdeki hareketliliği hiçe sayarak umursamamaya çalıştım, yine de hoşuma gitmemişti. Keşke Baekhyun bizim çetemizde olsaydı ve bizimkilere uyguladığım gibi güvenilir olmayan kimseyle takılmama kuralını onda da uygulasaydım.

Bakışlarımı hâlâ biraz uzakta duran onlardan çekmezken, benim dışımda kimsenin de onları izlemediğini az çok tahmin edebiliyordum. Koskocaman alanda herkes kendince bir eğlence bulmuştu, bu eğlence sahiden saran cinstendi.

Yaktınsa Bile Beni, Küllerimi Affet ♤ChanbaekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin