yüksek dalgaların pençesindeyim, tenine varıp orada yatıştım

5.3K 456 384
                                    

Baekhyun büyük bir heyecanla yapacaklarıma boyun eğmişken, bedenini uzun koltuğuma yatırmasını sağladım. Açık kahverengileri boncuk boncuk bir biçimde şirin duruyor olsa da, içlerindeki saklı şehvet barizdi.

"Sana böyle iyilikler yaptığımı diğerlerine söylersen eğer, bunu keserim." Pantolonun düğmesini açarken söylediğim şeyle elbette neyi kesecek olduğumu anlamıştı. Hiç göze alınası değildi.

Kafasını olumsuz anlamda hızla salladığında gülmeden edememiştim, uzun süredir cinsel teması olmamıştı ve çıldırtacak bir hassaslığa sahipti. Başını tam olarak koltuğa yerleştirmiş tavana bakıyorken, göğsü yine hızlı hızlı kalkıp iniyordu.

Pantolonunu bacaklarından bir çırpıda atmışken, aynı şekilde iç çamaşırını da çıkardım. Tahminimce sadece beş dakikası kalmıştı.

"Benimle konuşurken epey ıslak şeyler düşünüyordun sanırım." Ciddi anlamda sertleşmiş penisindeki bakışlarımı çekerek yüzüne kaldırdım.

"Düşünüyorum, sürekli." Byun Baekhyun ve çekinmeden edilen bel altı itiraflarına bir yenisi daha eklenmişken, vakit kaybetmeden penisine eğildim. Dudaklarımın arasına henüz almamıştım fakat sıcak bir temas gerçekleştirmiştim, inledi.

Hemen kıvama gelişleri çok hoşuma gidiyordu, penisinin başını ağzıma alarak dişlerimi sürttüm. Kısıtlı zamanda yaptığım sikik hareketler, içten içe şeytanlarıma zevk veriyordu.

Onu ağzıma alarak çok yavaş hareketlerle gel git yapmaya başladım. Yavaşlık seviyem benim bile sinirlerimi bozuyorken, Baekhyun için dünya tersten akıyor olmalıydı. İhtiyaçla inleyerek hep kibar olan eliyle başımı tuttu. Saçlarım arasında yer edinen parmaklar hoşuma gittiğinden, beni kontrol etmesine izin verecektim.

Kendini ağzıma itemeyeceği bir pozisyonda olduğu için ağzımı kendine çekti. Ben gel gitlerimi zaten hızlandırmışken, o da fazladan baskı uyguluyor ve zevkini doruklarda istiyordu.

Çok da büyük olmayan hatta bir erkeğe göre küçük diyebileceğim penisini baştan sona ağzıma alıyor ve çıkarıyordum. Hırlarcasına inliyordu.

Hareketlerim epey hız kazanmışken, başımı kendine bastıran eli de güçsüzleşmişti. Nefesleri daha kesikleştiğinde boşalacağını anladım. Onu ağzıma aldığımda, son noktasında olan penise dilimi ve piercingimi özellikle sürterek çıkarmıştım. İlk dokunuşlara oranla daha uçuk olan dokunuşlarımdan sonra, bir kaç git gelde ağzıma boşaldı.

Boşalırken sunduğu inleme benim sertleşmem için nedendi fakat onun şimdi gitmesi gerektiğinden öyle bir şey olsun istemiyordum.

Zevkten kapanmış gözlerinde ve pembe yanaklarında göz gezdirmeyi artık hobi haline getirdiğimden, bulduğum her fırsatı değerlendiriyordum. Biraz nefeslendikten sonra gözlerini açarak, hızla doğruldu.

Ben hareketlerini an ve an takip ediyorken, önce iç çamaşırını ardından pantolonunu bir hışımla giymişti. Pantolonunun düğmesini kapatırken, dağılmış saçları ve pembe yanaklarının onda dönüştüğü seksi yüz ifadesiyle başını kaldırdı. "Burada kalıp altına yatmak istiyorum Park Chanyeol."

Sırıtarak ayağa kalkmıştım. O, odamda yaptığı şeyi kimseye çaktırmamak adına kendini toparlamaya çalışırken masama adımladım. Koltuğuma oturduğumda, saçlarını düzeltmeye çalıştığını görmüştüm. Gülerek şapkamı ters bir şekilde başıma taktım.

"Ne kadar çabalarsan çabala, sevişmiş birinden eksik durmuyorsun."

Bana dönmüştü, alt dudağını ısırarak kapının kulpunu tuttuğunda onun daha yapmak istediği çok şey olduğunu hissedebiliyordum. "Beni deli ediyorsun." dedi. Kulpu indirip çıkmadan önce de ekledi. "Şu şapkayı şöyle takma, beni deli ediyorsun."

Yaktınsa Bile Beni, Küllerimi Affet ♤ChanbaekTahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon