kazananı olmayan bir oyunda, yirmilerimin sonunda

4.9K 423 92
                                    

Temizlikçinin havalandırmak adına açık bıraktığı penceremin önüne geçerek sigaramı yaktım ve hafif esen rüzgara doğru içmeye başladım.

Baekhyun'u evine bıraktıktan sonra evime gelmiştim. Benimkine oranla küçük olan evine girmemi ve ona dair olan bir şeyler bilmemi istediği için, bana kısaca evini gezdirmişti. Doğrusu evinin neşeli renkleri ve havası vardı. Böyle bir yaşantının içinde olmasaydı, belki de hergün çiçeklerini sulayan ve çeşitli yemekler yaparak sevgilisini bekleyen biri olurdu. Sevgilisi rolüne de kendimi koyduğumdan, bireysel olarak düşündüm. Bir çeşit şirkette çalıştığımı ve akşamları evimize gelerek bana yaptığı yemekleri yemeyi.

İstemsizce gülümsemiştim, düşündüklerime oranla çok farklı bir yerdeydik. Sigaramdan son nefesimi çekerek izmariti dışarı bıraktım. İçeri girdikten sonra pencereyi kapatmıştım.

Baekhyun'a kısa sürede alıştığımı fark edip, ona dair olan bir ses ya da bir görüntü arıyorken, başım döner gibi olduğunda yatağıma oturarak sessiz evimi dinlemeye başladım. Bedenimdeki halsizlik durumu ve baş dönmesi çok kısa sürede geçtiğinde yeniden ayaklanmıştım.

Banyoma doğru giderken uykumun olduğunu düşünüyordum. Baekhyun'la birlikte 4 saat uyumuştum ve bu durum hiç mantıklı değildi. Yine de üzerinde duracak kadar önemsemiyordum. Banyoya girerek suyu açtım ve dolmasını beklerken üzerimi çıkardım. Ardından hafif bir kokuya ihtiyaç duyarak, dolabımdaki banyo köpüklerinden birini seçmiş ve suyun içine az miktarda dökmüştüm.

Jakuzinin içine girdiğimde, sıcak suyla bedenimi gevşetip başımı geriye yasladım. İlginç bir şekilde çok kısa sürede uyku bastırmıştı. Karşı çıkmayarak gözlerimi yumup, sıcak suyun içerisinde kendimi uykunun kollarına bıraktım.

♤♤♤

"Chanyeol."

"Chanyeol."

Bir çok kere daha tekrar etmiş ses, gittikçe daha da hiddetleniyorken kıpırdanmıştım.

"Chanyeol uyanır mısın bebeğim?"

Gözlerimi aralayarak ona bakınmaya çalışmıştım ama banyonun ışığı gözlerimi almıştı. Işığa alışmaya çalışarak gözlerimi hafifçe açtım.

"Ne kadardır uyuyorsun burada?"

Bilmiyordum. Yeni uyandığım için boğuk çıkan sesimle, "Eve geldiğimden beri." dediğimde endişelenmiş gibi bir ifadeye bürünmüştü.

Merak ederek sordum. "Ne kadar oldu ki?"

Elinde tuttuğu havluyu bana uzatırken, "Üç." demişti. "Gündüz dört ve şimdi de üç saat aralıksız uyudun, çok fazla değil mi?"

Bedenimi sudan çıkararak, bana verdiği havluyu belime sardım. "Uykum vardı." dedikten sonra odama gitmek adına adımlamıştım ama başım döndüğünde aniden duraksayarak elimi başıma koydum.

Gözlerimi de kapatarak bedenimdeki tuhaf durumun düzelmesini beklemiştim. Baekhyun hızla önümde biterek yüzümü elleri arasına aldı ve az öncekinden kat kat daha endişeli çıkan sesiyle konuştu. "Chanyeol sen iyi misin?"

"Sanırım." diyerek gözlerimi araladım. Bana sunduğu bakışlarında en az endişe kadar korku da vardı. Neyden korkmuştu ki şimdi?

Sarı tutamlarına elimi uzatıp severken gülümsedim.  "Sadece başım döndü, neden endişeleniyorsun bu kadar?"

"Odaya gel hadi." dedi. Hemen yanıbaşımdan yürümeye başladığında onu hiç rahatlatamamış olduğumu fark etmiştim. Hâlâ endişeliydi.

Yaktınsa Bile Beni, Küllerimi Affet ♤ChanbaekTempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang