bir yangın var

5.2K 410 110
                                    

Üzerimde sadece siyah bornozum varken, pencerenin önünde sigara içiyordum. Saçlarım ıslaktı ve rüzgarın onlara çarpışı biraz olsun içimdeki harareti dindiriyordu. Odamın sigara kokmasını istemediğimden içeride sigara içmeyi sevmiyordum ama dayanabilecek gibi de değildim. Baekhyun'u görmek istediğim anlarda diretmeden odamın içine doğru döndüm.

Yatağımdaydı, çırılçıplaktı ve en önemlisi üzerinde sadece incecik beyaz bir çarşaf vardı. Ellerini başının altında birleştirmiş, omzunun üzerinde yatar vaziyette duruyordu. Gözlerinin üzerimde dört dönüyor olduğunu fark ettiğimde gülümsemiştim. Karşılık vererek, gözleri kısılana kadar gülümsedi.

Bakışlarım beyaz teninde dolaşırken, boynunun çevresinin minik minik kırmızı lekelerle süslenmiş olduğunu gördüm. Onu biraz sert sevmiştim sanırım, gerçi hoşuna gitmişti. Bugün daha önce hiç atmadığı kadar çığlık atmıştı, zevkten kaynaklıydı hepsi.

Kollarımın arasında kıvranışı ve zihnimi pelteleştiren zevk dolu çığlıkları gözümün önündeydi. Bir saatten daha az süre önce sevişmiş olmamıza rağmen, sanki günlerdir elimi kimseye sürmemişim gibi halleniyordum.

Dağınık sarı saçları beni yatağıma çağırıyor gibiydi. Kırmızı dudakları ise günaha, evet kesinlikle günaha çağırıyorlardı.

"Hasta olacaksın, kapat artık şu camı." Konuştuğunda kıpırdanan dudaklarını izledim. Ateşimi dindirebilecek rüzgar yoktu, bunu bilmiyor gibiydi.

Hasta olmayacağımı bildiğimden camı kapatma girişiminde bulunmamıştım. Sonrasında, "Üşüdüm." diyerek, üzerindeki ince örtünün içine daha çok sokulduğunda hiç beklemeden bitmemiş sigaramı dışarı attım ve camı kapattım.

Kendi alevlerime o kadar dalmıştım ki, durumun ona zarar vereceğini düşünmemiştim. Hep böyle mi olurdu? Yananlar alevlerinin kime dokunup zarar verdiğini görmezler miydi?

Yanına doğru adımlayarak yatağımın kenarına oturdum. Hareketlerime uyum sağlamış ve tam olarak yüzüme bakabilmek adına sırtüstü yatar pozisyona geçmişti. O beni alttan, ben ise onu üstten izliyordum.

Elini kaldırarak nemli saçlarımın arasında gezdirdi. Sonra eli yer yer yüzüme yaklaştı. İnce ve şekilli parmakları zarif dokunuşlarla yanaklarımda gezinmişti. Çenemi okşamış, yüzümde dokunmadık nokta bırakmamıştı. Sonra dudaklarıma geldi, işaret parmağını alt dudağımın üzerinde gezdirdi ve gözlerime baktı. Hamlelerini seçemiyordum, ne ifade ettiğini anlamıyordum.

Sanki bu halimi fark etmiş gibi şefkat dolu bir gülümseme sundu ve eliyle çenemi kavrayarak beni hafifçe üzerine çekti. Dudaklarımızı birleştirdiğinde, bir kaç öpücük almış ardından dudaklarımı sırasıyla dudakları arasında bırakarak emmişti.

Beni öpmeye başlar başlamaz kapanmış olan gözlerimi araladım. Hâlâ dudaklarımı öpen ifadesini izlemeye başlamıştım. Gözleri kapalı olduğu için yanaklarına düşmüş uzun kirpikleri can yakıyordu. Bir insanın güzelliği nasıl bu denli can yakardı, ne kadar dokunursanız dokunun, gerçek olduğuna inanamayacağınız kadar başdöndürürdü bilmiyordum. Byun Baekhyun bana hep bilmediğim yeni şeyler gösteriyordu.

Yüz ifadesini izledim. Dudaklarımı kavrarken yüzünde oluşan yoğun ifadeye, yavaş öpüşlerindeki huzura kapıldım. Sanki bugün beni defalarca öpmemiş gibi öpüşüne vuruldum durdum. Duygu yüklü hissediyordum, üzerimde çok ağır hissiyatlar vardı. Yoğun bir seks olmuştu, yoğun dokunuşlar sunmuştuk birbirimize ve orgazmım da bir o kadar yoğun olmuştu. Şimdi hepsinin etkisindeydim, Baekhyun da bunun çok farkındaydı.

Dudaklarını dudaklarımdan ayırdı ama yüzlerimizi uzaklaştırmadı. Yüzüme sunduğu kibar okşamalara son vermezken, tüm ağır duygularımı bana zarar vermeyecek şekilde dizginlemek adına gülümsedi.

Yaktınsa Bile Beni, Küllerimi Affet ♤ChanbaekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin