senden öncesi hep hardı sonrası yangın, yakma beni

5.1K 454 254
                                    

Çılgın iltifatlarımın kendine olduğunu anladığından beri tek kelime etmeden gözlerime bakıyordu. Ona sebebini anlamadığım nedenlerden dolayı epey kızgın olmamı ve gece uyuyamama neden olmasını hiçe sayarak, güzel bakışlarına gülümsedim.

Gülümsemem hoşuna gitmiş ve ona cesaret vermiş olacak ki, elini kaldırarak gamzemde parmağını gezdirmiş ardından gülümsemişti."Bugün Tiffany oraya dokunduğunda, kendi kendime ben neden dokunmadım diye kızmıştım."

Tiffany'nin gamzeme olan dokunuşuna gönderme yaptıktan sonra bir de kıskandığını itiraf etmişti. İstemsizce daha çok gülümsediğimde, heyecanla parmağını yanağımdaki çukurda gezdirdi.

Gülümsememle beraber gamzem de yavaş yavaş yok olurken, bakışları gözlerime yükseldi. Şu anda aramızda hiç bir iletişim olmamasına rağmen öyle bakıyordu ki, onu özlediğimi hissediyordum. Saatlerce böyle durabileceğimi falan düşünüyordum çünkü o tarif edilemeyecek bir güzellikteydi ve bir o kadar güzel bakıyordu. Yoksa onu özlememi bağlayacak başka nedenler aramıyordum kendime.

Çenemdeki elini çektiğinde üzerine doğru eğilmiştim, geri kaçmak adına hiçbir hamle yapmadığından burun burunaydık. "Dün gece de o herife böyle güzel baktın mı Byun? Eğer baktıysan çok felekten bir gece yaşamış olmanız lazım. Dayanılacak gibi durmuyorsun çünkü."

İltifat etmekten daha çok basit bir öfke belirtiyordum, ses tonum anlatmak istediğim şeyi gayet ifade edebiliyorken bir miktar da kıskanmışım gibiydi. Aslında benimle değil de o herifle sevişmesini biraz kıskanmamıştım da zaten.

Kimi kandırıyorum ki? Deli olmuştum ve uyuyamamıştım.

"Sinirliydim." dedi bir anda. Bakışları hiç gözlerimde çekilmezken ekledi. "Sinirliydim bu yüzden kimseyle buluşmadan uyudum."

Duyduğum kelimeler bütün bedenimde garip bir mutluluk hissine neden olurken bir yandan da kendime küfrediyordum. Onun başkalarıyla olduğu düşüncesiyle uykumdan olmuştum.

Yüzümü astım ve geri çekilerek koltuğa yaslandım. "Ben de seni kollarım arasında istediğim ama sahip olamadığım için beşe kadar döndüm durdum."

"Benim yüzümden miydi?" Hayretle önüme eğilmişti. Neredeyse mutlu bir ifadesi vardı. "Tanrı aşkına Chanyeol benim yüzümden mi uykusuzdun?!"

Yüzüme alttan bakan yüzüne yaklaşarak burunlarımızı birbirine değdirdim. "Sen ne sandın?"

"Sağda solda birileriyle sürtüyorsun sandım, senden ne beklenir başka?"

Beni resmen gömen cümlesiyle gözlerimi irilttim. Sanki her an birileriyle sürtüyormuşum ve benden fazlası beklenilemezmiş gibi söylemişti. Bir şey söylemek ve kendimi savunmak adına dudaklarımı araladım fakat sonra geri kapattım.

Beni sığdırdığı çirkin tabirin hoşuma gitmediğini böyle de yansıtabilirdim. Yansıtmak için gözlerine baktığım sırada bana sevecen bir ifadeyle karşılık veriyordu. Bir süre sonra hoşuma giden bakışlarına tav olarak gülümsedim.

"Ben sürtük değilim Byu-.."

"Dizime yat hadi." Teklif ettiğinde duraksamıştım. Elleriyle yüzümü tutarak, dudaklarıma minik bir öpücük bıraktı. "Çok uykusuzsun Chanyeol, kıvrıl şuraya biraz."

Ellerini çekerek koltukta geri gitmişti. En köşeye vardığında durarak, dizine yatmam için açtığı alanı gösterdi.

Az önce yemiş olduğum hakaretten dolayı ona tavır yapacak ve yatmayacakken, aslında haklılık payının yüksek olduğunu fark ederek omuz silktim. "Dizlerin uyuşursa umurumda değil."

Yaktınsa Bile Beni, Küllerimi Affet ♤ChanbaekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin