bir kanser ya da bir salgın hücrelerimde

5.9K 493 201
                                    

"Yorgunum ama ben, yardımcı olmayacaksan kabul edemem." Göğsüm hâlâ sırtında ve dudaklarım boynundayken söylemişti. İmalı ses tonuyla beraber hemen moda girişine gülümseyerek kulağının arkasına yönlenip, oradaki ince deriyi dişlerim arasına aldım.

Zevkten ziyade acıdan kısık sesle inlemişti. "Seni yıkamamı falan mı istiyorsun? Fazla cüretkâr olmadı mı bu?" Konuşurken kulağına dudaklarımı sürtüyordum. Hoşuna gitmiş olacak ki bedenini bana daha da bastırarak mırıldandı. "Aslında her yerimde dolaşan bir elden fazlasını hiç hayal etmedim."

"Elin sahibini de hayal etmen gerekmez mi?" Sağ elimle, bir şeyler ima edercesine bacağının yanına dokundum ve yavaşça iç kısmına doğru okşadım. Başını geriye doğru omzuma bıraktıktan sonra boynuma dönerek yoğun bir öpücük bırakmıştı. Tenimi yakıyormuş gibi hissettiren dudakları dokunduğu yeri fazla sevmiş gibi kıvranıyorlardı.

Elini, boşta duran ve tenine dokunmayan elime atarak onu da diğer bacağına değdirirken fısıldadı. "Elin sahibi hayallere sığamayan bir adam, yaşatmadan düşleyemiyorum."

Epey sıcak olan tenini pantolonunun üzerinden hissetmenin zevkini yaşıyorken 'evde' dedim kendi kendime ve durumu biraz bekletmek adına konuştum. "Zamanını boşa harcıyorsun burada, git işte adamın evine."

Boynumu son kez öperek başını kaldırmıştı, kapıya yanaşmak adına hareket edeceğinde beline kolumu sardım. Unutmuştu hemen dışarıda olanları, tek başına çıkar da tüm bakışları üzerinde hissederse gerilirdi. Rahatlatmak adına hemen yanı başında olmam gerektiğini düşünerek hareket ettim. Kapıyı açarak dışarı adımladığımızda onu ve bacaklarının iç kısmındaki sıcaklığı düşlüyordum.

Sıcacıksın Byun, ve alevlerini seninle paylaşmış olan adamı yakıyorsun şimdi.

Adım sayımız arttığında toplu bir şekilde oturulan yer görüş alanımıza girmişti. Bugünün kutlaması hâlâ sürüyorken, biraz daha yaklaştığımızda gözlerin çoğu bizdeydi. Üzerindeki baskıyla bedenime farkında olmadan sokulduğunu düşündüğüm Baekhyun'un kulağına eğildim. "Seninle şuranın ortasında sevişmemi istemiyorsan her zaman olduğun gibi özgür davran Byun."

"Seksi." dedi. Ben ortalıkta sevişme fikrime dediğini düşünerek onu yanlış şeyle tehdit ettiğim düşüncesine kapılacaktım ki ekledi. "Sürekli soyadımı kullanman."

"He Byun fantezisi diyorsun." Burnumu saçları arasına sürterek söylediğimde gülmüştü. Biraz olsun dikkatini dağıttığım bedeni kapının yanına kadar getirmiştim. Herkes geride kalmışken kısa koridorlardan bir tane daha geçerek dışarıya çıktık. Büyük binanın hemen yanında duran arabamın kilidini uzaktan açtığımda, kendini belli eden arabayla Baekhyun duraksamıştı, beline girmiş yürüyor olduğum için haliyle ben de duraksamak zorunda kalmıştım.

"Bu senin araban mı?"

Başımı önüne doğru hafifçe eğerek, siyah Bugatti'ye hayranlıkla bakan ifadesinde göz gezdirirken sanki gizli bir şey söylüyormuşum gibi sessizce fısıldadım. "Babam da pezevenkti benim, paramız çok."

Kahkaha attığındaysa, onu bu yavaşlıktan dolayı dayanamayıp sokakta soyacağımı düşünerek bacaklarının altlarını ve sırtını bir çırpıda kavramış, kucağıma almıştım. Şimdi bir de buna güldüğü sırada çoktan arabama doğru adımlıyordum.

"Benimle evlensene sen." Gülmeyi durdurmadan eğlencesini sürdürürken söylemişti. Kollarını boynuma dolayarak ekledi. "Paran bitince ayrılırız."

Duraksayarak yüzüne baktım, tutmak istesem de dayanamayıp gülmeye başlamıştım. Eliyle çenemi kavrayarak hafifçe sıktı. "Gülüşün güzel bu yüzden paran bittikten sonra bir hafta daha evli kalırız."

Yaktınsa Bile Beni, Küllerimi Affet ♤ChanbaekWhere stories live. Discover now