9

4.2K 329 297
                                    

Baekhyun, yanına oturan genç kızı fark ettiğinde telefonunu cebine koyup ona baktı. Kumral, gerçekten ilgi çekici bir kızdı, yeni reşit olmuş gibi görünüyordu. Üstünde siyah bir elbise vardı, ağlamaktan akmış maskarası dışında çok güzel görünüyordu.

"Kahve, ha?"

Kızın sesi boğuk çıkıyordu, muhtemelen uzun süre ağladığı içindi. Baekhyun'a alaylı bir ifadeyle bakıyordu.

"Uyanık kalmalıyım."

Kız onu umursamadı, barmenden tekila istedi ve içeceğini tek dikişte bitirdi. Yenisini istediğinde Baekhyun kahvesinden büyük bir yudum aldı, daha fazla kafeine ihtiyacı vardı.

"Anlatmak ister misin?" diye sordu en sonunda dayanamayıp, en azından birileriyle sohbet ederse zaman daha çabuk geçerdi.

"Ayrılık muhabbetimle kafanı şişirmemi istiyor musun gerçekten?"

Kız içkileri birer birer götürürken hiçbir şey umurunda değil gibi görünüyordu, devam ederse çok yakında sarhoş olacaktı.

"Yapacak daha iyi bir şeyim yok."

"İyi o halde." Kız erkek arkadaşının onu en yakın arkadaşıyla nasıl aldattığını anlatırken ağlamaya başladı, bir yandan içkisini yudumluyor, bir yandan da anlatmaya devam ediyordu. Kısa bir sürenin ardından tam da tahmin ettiği gibi sarhoş olmaya başlamıştı, konuşurken dili sürçüyor ve kelimeleri birbirine karıştırıyordu.

Saat sabahın dördünü bulurken, Baekhyun lavaboya gidip geldiğinde kızı bar masasında sızmış bir halde buldu ve kolunu dürttü. "Hey, uyan."

Kız kıpırdanırken erkek arkadaşına küfrederek söylendiğinde Baekhyun onu sarstı. "Kalk hadi, burada uyuyamazsın."

Kız kafasını kaldırdı, Baekhyun'a gözlerini kısarak baktı. "Beni evime götür."

Baekhyun gözlerini devirdi, kendisi bile ayakta zor dururken bu kızla uğraşması gerekiyordu şimdi. Yine de kızı orada yalnız bırakırsa içi rahat etmeyecekti, içerisi ondan yaşça büyük sapık olma potansiyeline sahip adamlarla doluydu. "İyi," dedi istemeyerek. Kolundan tutup kalkmasına yardım etti, topuklu ayakkabılarıyla yürümekte zorlanıyordu. Ayakkabılarını çıkarıp Baekhyun'a tutundu ve yürümeye devam etti, etrafında ne olup bittiğinden haberdar değil gibiydi.

Baekhyun arabanın kapısını açıp onu ön koltuğa oturttu, kız uyuklarken direksiyonun başına geçip kızın kemerini taktı. "Evin nerede?"

Kız güldü. "Beni kendi evine götürmeyecek misin?"

Baekhyun net bir şekilde cevapladı. "Hayır."

İsteksiz bir şekilde adresi tarif ettiğinde Baekhyun daha fazla düşünmeyip gaza bastı, onu en çok endişelendiren şey uykusuz olduğu için kaza yapmaktı. Gözlerini ovuşturup uyanık kalmaya çalıştı, kumral kızın evi şehir merkezine uzaktı.

Söylediği adrese vardığında onu uyandırdı. "Geldik."

"Teşekkür ederim." Buruk bir gülümsemeyle baktı Baekhyun'a, ona yakın bir arkadaşıymış gibi sarılıp iyi geceler diledi. O arabadan inince daha fazla dışarıda dolanmak istemedi, arabasını direkt evine sürdü. Sapığı umurunda değildi, gidip uyumak istiyordu.

Bahçesine arabasını park ettiğinde Sehun'un evinde ışıkların açık olduğunu gördü, onun evine şüpheyle bakarken soğuktan titriyordu. Sonunda onun evini dikizlemekten vazgeçip evine girdi ve bıçağıyla birlikte yatağa girdi, onu iki gündür uykusuz bırakıp psikolojisini bozan, kendi evinden bile korkutan kişiye küfürler ediyordu.

Got YouWhere stories live. Discover now