27

2.6K 251 179
                                    

"Aramalı mıyım?"

Baekhyun derin bir iç çekerek telefonunun ekranını geri kapattı ve yola odaklandı. Son derece gergindi, karnına kramplar giriyor gibiydi. Chanyeol duygusal bir adamdı ve büyük ihtimalle hâlâ ağlıyordu. Ağlamıyorsa da bu konu yüzünden kalbi çok kırık olmalıydı, üstesinden gelmesi uzun sürecekti. Yarın onu gördüğünde nasıl davranmalı bilmiyordu, hiçbir şey olmamış gibi samimi olamazdı, bütün gün ortalıkta suratını asarsa da aralarındaki inatlaşma sonsuza dek sürebilirdi. "Ne yapmalıyım?" diye mırıldandı, bir eliyle direksiyonu tutuyor, diğeriyle de tırnağını dişliyordu. Baekhyun sadakatin ne olduğunu yeni öğrenmişti, bunu ona kazandıran patronuydu.

Yol bozuk bir hal aldığında evine yaklaştığını anladı, hızını azaltmasına rağmen çukurlar yüzünden sıkıntı yaşıyordu. Aynadan arkasında bir pikap olduğunu gördü, bu kadar yavaş sürdüğü için ona sövüyor olmalıydı. Sollamasını bekledi ama araç arkasından yavaşça gelmeye devam etti. Aynadan bir kez daha baktı, başta farları yüzünden fark etmemişti ama bu pikabı üçüncü görüşüydü. Kırmızı ve eskiydi, arazi tipine uygundu, plakası görünmüyordu.

Kim olduğunu anlaması çok uzun sürmedi. "Kahretsin!"

Onu takip ediyordu, henüz delirmediyse gerçekten onu arabasıyla takip ediyordu. Nasıl bu kadar cesur olabilirdi? Önüne kırıp arabasından indiği anda yüzünü görebilirdi, kendine fazla güveniyordu. Ama korkusu baskın geldi, önüne kıracak cesareti yoktu. Evine varmış olmasına rağmen sürmeye devam etti, hızını biraz artırıp arkasındakini aynadan kontrol etti. Nefesi hızlanmıştı. Etraf iyice karanlıklaşıyordu, sokak lambalarının sayısı azalmıştı. Görünürde çok fazla ev ya da araba yoktu, başına bir iş gelirse kimse fark etmezdi. Yardım isteyecek birini bulamazdı. Bir anlığına kendini çığlıklarla yardım isterken hayal ettiğinde iyice ürktü ve gaza bastı, ölmek istemiyordu.

"Ne yapacağım?" diye sayıkladığında bilmediği bir yola girmişti, kırmızı pikap tam arkasındaydı. Birini arayabilirdi. Yola dikkat etmeye çalışarak yan koltuktaki telefonuna uzandı, elleri titreyerek rehberini açtı. Pikap ona o kadar yakındı ki arkadan vurmak üzereydi ama eski Mercedes'i daha fazla hızı kaldıramazdı. Chanyeol'ü aradı düşünmeden, ona inanabilecek tek kişi oydu.

Yol iyice daralıyordu, neredeyse şehir dışındaydı. Ormana yaklaşıyordu, etrafta sık ağaçlar ve vahşi hayvan tabelaları vardı. Telefon çalmaya devam ediyordu ama cevap yoktu. "Hyung, lütfen aç..." dedi çaresizlikle. Girdiği yolun nereye çıktığını bilmiyordu ama güvende olabilmek için şehir merkezine yönelmeliydi. Yol bu kadar darken geri dönüş yapamazdı, en azından şehir merkezine nasıl döneceğini bilmeliydi. Navigasyon aklına geldiğinde gözleri umutla parladı, tek eliyle yol haritasını açmaya çalıştı ama telefonu çekmiyordu. Hayret etti, nasıl bir yerdeydi de telefonu çekmezdi? Umudu iyice tükeniyordu, telaştan soğuk soğuk terlemeye başlamıştı. Direksiyonu sıkıca tuttuğu parmakları yüzü gibi bembeyaz kesildi. Ya beni yakalarsa, diye düşünürken korkudan gözleri doldu. İyi bir hayat yaşamamıştı, henüz yapmak istediği çok şey vardı.

Yol kenarı ağaç ve kayalıkla kapalıydı, girebileceği hiç kestirme yoktu. Yolun engebeli oluşunu umursamadan gaza yüklendi, arabayı mahvetmişti ama kurtulmazsa bunun bir önemi kalmayacaktı. Zaten o öldükten sonra kimse bu eski arabayı kullanmak istemezdi.

Pikap yan şeride geçip onun hizasına geldiğinde dehşete kapıldı, onu öldürecekti, kesinlikle öldürecekti. Kafasını yana çevirip baktığında karanlık camlarından hiçbir şey göremedi, kalbi deli gibi çarpıyor ve hızlı nefesler alıyordu. Pikap üstüne doğru kırdığında başka çaresi olmadığı için direksiyonu yolun kenarına çevirdi, sertçe iki ayaklı uyarı tabelasına çarptı. Lastiklerin fren yaparkenki gürültülü sesinden sonra derin bir sessizlik oldu.

Got YouWaar verhalen tot leven komen. Ontdek het nu