20

3.3K 306 564
                                    

Sehun avukata başıyla selam verip içeriye girdiğinde ikisi yalnız kaldı, avukata doğru birkaç adım atıp yanına vardı. "Bay Kim..." dedi şaşkınlıkla. Avukat bu sesi ne kadar da özlediğini fark etti, ona "Bay Kim" ya da "Avukat Kim" diye neşeyle seslendiğinde içi huzurla doluyordu.

Baekhyun ne yapacağını bilemedi, sarılsa mıydı emin olamıyordu. Her ne kadar adamla arasında geçen cinsel ilişkiyi unutmak istiyor olsa da avukatın kibar ve arkadaş canlısı tavrı ona kendini yakın hissettiriyordu.

Jongin onu kendine çekip kollarını etrafına sardığında pes etti, sıcacık bir sarılışı vardı. Geri çekildiğinde ona özlemle bakıyordu. "Uzun süredir görüşmüyoruz."

Baekhyun merakla "Nerelerdeydiniz?" diye sordu, artık sarılmıyor olsalar da avukat hâlâ fiziksel olarak çok yakınındaydı. Şemsiyeyi ıslanmaması için ona doğru tutuyordu.

"İşlerim vardı, Seul'deydim. Sonra burada bir sürü dosyam birikti, anlayacağın nefes alacak vaktim bile yoktu."

Baekhyun anlıyormuş gibi başını salladı, bir yandan Jongin'in neredeyse unuttuğu yüzünü inceliyordu.

"İçeriye gelmek ister misiniz? Hava çok soğuk."

Jongin kafeye kısa bir göz atıp Baekhyun'a baktı, "Beni hiç aramadın," dedi sitemli bir ses tonuyla, sanki az önceki teklifini duymamış gibiydi.

"Üzgünüm, meşgul olabileceğinizi düşündüm."

Baekhyun yalan söylediği için kendini kötü hissetti, aslında onu aramamasının sebebi onu tamamen unutmuş olmasıydı. Üstelik artık bir erkek arkadaşı varken onu aramasının bir anlamı yoktu. Biliyordu ki iletişimde olsalardı bu sadece arkadaşlıktan ibaret olmazdı. Chanyeol'ü bir daha aldatmaya niyeti yoktu.

"Vaktin varsa gidip bir şeyler içebiliriz, ne dersin?"

Gözlerini avukattan kaçırıp yutkundu, onu nasıl kibarca reddedebileceğini düşünüyordu. Bu mümkün müydü ondan bile emin değildi. Bu sadece arkadaşçaymış gibi görünen bir teklif olsa da arkasında başka anlamlar taşıdığına adı gibi emindi. Bir kahve içecekler, belki ardından yemek yiyip arabasına geri döneceklerdi. O arabada olabilecekleri düşününce midesinin kasıldığını hissetti. Bu hiç doğru gelmiyordu.

"Bay Kim, şey..." Baekhyun kekeledi, başını kaldırdığında avukatın ısrarcı bakışlarıyla karşılaştı. "Mesaim başlamak üzere, çalışmam gerekiyor."

"Chanyeol'le konuşabilirim, izin verecektir."

Jongin içeriye doğru harekete geçecek gibi olduğunda Baekhyun kolundan tutup durdurdu, onun Chanyeol'le konuşacağını düşününce kalbi korkudan deli gibi atmaya başlamıştı.

"Bunun iyi bir fikir olduğunu sanmıyorum." Baekhyun içeriye göz atınca erkek arkadaşının her şeyden habersiz kasayla ilgilendiğini gördü. Vicdan azabı onu yiyip bitiriyordu.

"Galiba artık benimle görüşmek istemiyorsun."

Jongin sesindeki kibarlığı ve arkadaş canlısı tavrı koruyordu ama arkasında buruk bir his taşıdığı besbelliydi. Baekhyun onu kırdığı için kendini kötü hissetse de bazı şeylere açıklık kavuşturmalıydı. Jongin üzülmezse üzülen Chanyeol olacaktı çünkü.

"Avukat Kim, artık bir erkek arkadaşım var. Görüşmemizin doğru olduğunu düşünmüyorum." Baekhyun kızardığını hissetti, gözlerini avukatın karşı konulmaz bakışlarından zorlukla kaçırabildi. "Yani o anlamda..."

Uzun olanın kıkırtısını işittiğinde kulaklarına kadar kızardı. "Buna alışmak pek kolay olmayacak, seni özleyeceğim."

Başını kaldırıp ona tekrar baktı, bunu arkadaşlıkları için mi söylemişti yoksa cinsel birliktelikleri için mi emin olamadı. Aralarındaki bu tuhaf konuşma onu geriyordu. Avukat "Üzülmediğimi söylesem yalan olur," diye devam etti, gözlerinden ne kadar hayal kırıklığına uğradığı okunuyordu. "Arkadaş kalacak mıyız?"

Got YouWhere stories live. Discover now