34

2.8K 252 314
                                    

Jongin ona doğru geldiğinde sırtındaki tüfeğe rağmen korkmadı ondan, neredeyse onu bulduğu için teşekkür edecekti. Hâlâ ağlıyordu. Jongin hiçbir şey söylemedi, yüzünden bir şey okunmuyordu. Öfkeli miydi, onu hemen öldürecek miydi? Yoksa kırgın mıydı? Yanına varıp acıyla tuttuğu ayağını kontrol etti, Baekhyun'un yüzündeki cam çiziklerine baktı. Küçük bir çocuk gibi görünüyordu. Düşüp kendini yaraladığı için ağlayan küçük bir çocuk. Avukat onu kucaklarken üstünün çamur oluşuna aldırış etmedi. Baekhyun tüy gibi hafifti, başını büyüğünün göğsüne gömdü. Eve gidince ne olacak bilmiyordu ama düşünecek durumda değildi. Baygın bir halde etrafına bakındı, geldiği yolu geri dönüyorlardı. Yol sandığından kısa sürdü, Jongin onun yarım saatte geldiği yolu büyük ve hızlı adımlarıyla on dakikada vardı. Yolların birleştiği noktada park edilmiş pahalı siyah aracı gördü, bu onun işe giderken kullandığı arabaydı. Onu arka koltuğa bırakıp öne geçtiğinde dikiz aynasında bir saniyeliğine göz göze geldiler. Baekhyun bir şey söylemeye korkuyordu.

Sarsıntılı bir yolculuktu, avukatın aracı araziye uygun değildi, her tarafı çamurla kaplanmıştı. Arka koltukta titreyerek uzanıyordu, sırılsıklam ve kirliydi. Jongin onu kolayca kucaklayıp içeriye götürdü, Jashik evin önünde onları havlayarak karşıladı. Daha çok Baekhyun'a havlıyor gibiydi "Onu kaçarken gördüm," der gibi, korkudan kendini avukata yaslamaktan alamadı.

Onu dosdoğru banyoya götürdü ve küvetin içine oturttu, kaşları çatıktı. Üstündeki kıyafetleri çıkarıp yere fırlattı, küvetin içinde çırılçıplak otururken kollarını etrafına sarıp kendini gizlemeye çalıştı. Anlamsız bir hareketti, Jongin onu çıplak görmekten daha ileriye de gitmişti ama içindeki korkuyu durduramıyordu. Jongin sıcak suyu açıp duş başlığıyla yıkamaya başladığında engellemeye çalışmadı. Kendini evcil köpek gibi hissetti birden. Baekhyun onun eve hapsettiği evcil köpeğiydi, evden kaçmış, kendini kirletmiş ve yaralamıştı. Sahibi onu bulmuştu ve şimdi temizliyordu. Baekhyun küçüldükçe küçüldüğünü hissetti, aşağılık hissi onu yerle bir etti. Su vücudunu arındırdıkça yaraları belirginleşiyordu, küçük kaçma girişiminde kendine çok zarar vermişti. Yara içindeydi, her an bayılacak gibi bir hali vardı.


Jongin onu salona götürüp incittiği ayağını kontrol etti, taşların kestiği ayak tabanına yara bantları yapıştırıp bileğine buz torbası koydu, aynı şekilde diğer ayağını da bantladı. Neden onunla ilgileniyordu? Tentürdiyodu koluna sürdüğünde sızlanarak kendini geri çekmeye çalıştı, sandığından daha derin bir kesikti. Refleks olarak Jongin'in kolunu tuttuğu için içi ürperdi, bakışlarından kaçmaya çalıştı. Jongin'e olan korkusu acısından daha baskındı.

"Sana evden çıkmamanı söylemiştim."

Onu bulduğundan beri ilk kez konuşuyordu, ses tonu bir önceki güne göre çok soğuktu.

"Özür dilerim," diye yanıtladı, başı eğikti. Jongin yarasını kapattıktan sonra dışarıya çıkıp Jashik'i içeri aldı ve etrafta dolanmasına izin verdi. Hayvan şöminenin önündeki halının üzerine kıvrıldı hemen, dışarıda üşümüştü.

"Küçük bir velede güvenmemeliydim zaten."

"Özür dilerim," diye tekrar etti, onu öldürecekti herhalde.

"Aptal gibi sana kendimi açtım."

Baekhyun sessiz kaldı, haklıydı. Jongin etrafta dolanırken birden durdu, ona sert bir bakış attı.

"Benimle oynadın."

İtiraz etmedi, onunla oynamıştı.

"Hepsi yalan mıydı? Arkadaşlığın, sevgin, sevişmemiz?"

Got YouHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin