18

3.4K 308 427
                                    

Baekhyun sert ve soğuk zeminde uyurken kollarını etrafına sardı, üşüyordu. Öyle üşüyordu ki titremesine engel olamıyordu. Kokladığı o iğrenç kimyasalın tadı ağzındaydı. Gözlerini kırpıştırarak açtığında kendi banyosunda olduğunu anladı, duş kabininin içinde oturuyordu. Oraya nasıl geldiğini anlayamadı, kafa karışıklığıyla etrafına bakındı. Islak ve çırılçıplaktı. Alnına yapışmış saçlarına bakılırsa çok uzun süredir orada uzanıyor olamazdı. Korkarak doğruldu ve neler olduğunu anlamaya çalıştı. Sapığın ona dokunduğunu hatırladığında nefesi kesikleşti, titremesini hâlâ durduramıyordu. Onu yatağına bağlamış, ağzını bir kumaş parçasıyla tıkayıp içine dildo sokmuştu. Dudaklarını hissetmişti, vücuduna bıraktığı öpücükleri unutması imkânsızdı.

Ayağa kalkınca sendeledi, dengesini kurması zor olmuştu. Hemen bir havlu alıp çıplaklığını gidermeye çalıştı. Banyodan çıkarken baygın ve ürkek bir halde etrafına bakınıyordu. Dün gece olanların rüya olmasını istiyordu ama arkasındaki sızı rüya olamayacak kadar gerçekti. Salona girdiğinde günün aydınladığını fark etti. Etraf sessizdi, adam gitmiş olmalıydı. Duvardan destek alarak odasına yöneldi, şaşkınlığını üzerinden atlamamıştı henüz.

Odasında olağan dışı hiçbir şey yoktu, yatağı olduğu gibi duruyordu. Onu hapseden kumaş parçaları orada değildi, yorganı içinden yeni çıkmış gibiydi. Sanki her şey kâbustu da gerçek olduğunu zannetmişti. Akıl sağlığından şüphe etti bir an, gerçekten öyle bir gecenin yaşanmış olup olmayacağını düşündü. Hepsini kafasında kurmuş olabilirdi. Sersem adımlarla yatağına ulaşıp oturdu ve başını tuttu, delirecek gibiydi. Arkasındaki acı sahte olamazdı. Ama nasıl kanıtlayacağını bilmiyordu, ortada bir tek kanıt bile yoktu.

Elini çarşafa attığında nemli olduğunu fark etti ve tiksintiyle nereye dokunduğuna baktı, kendi menisiydi. Yabancı ona dokunduğunda olmuştu bu. Elini çarşafın temiz kısmına sürüp temizlemeye çalıştı. Polise gitse sadece ıslak bir rüya görmüş olduğunu söylerlerdi, küçük duruma düşeceğine adı gibi emindi. Sapık çok zekiydi, arkada hiçbir kanıt bırakmıyor ve akıl sağlığıyla oynamaya devam ediyordu.

Üzerine pijamalarını giyip salondaki yeşil rahat koltuğuna uzandı, saat sabahın yedi buçuğuydu. Hiç uyuyamamış gibi yorgundu, titriyordu, halen şaşkın ve ürkekti. Daha kötü bir şey yaşayamayacağını düşündüğünden içi tuhaf bir şekilde rahattı da. Evet, gece korkudan aklını yitirecek gibi olmuştu ama artık sapık onu rahatsız etmezdi. Olabilecek en ileri şeyi yapmıştı, ona tecavüz etmişti. Belki kendi penisini kullanmamıştı ama yine de bu tecavüz olduğu gerçeğini değiştirmiyordu.

Ağzındaki tat midesini bulandırıyordu, bu yüzden uyumaya çalıştı. Sanki her şey yolundaymış gibi uyuyakaldı, ruhu ve bedeni yaşadığı şoka böyle cevap veriyordu.


Çok uzun bir süre uyudu, öyle ki saat öğlen dördü gösteriyordu. İşe gitmesi gerektiği aklından tamamen çıkmıştı, gidebileceğini de zannetmiyordu zaten. Mayışmış bir halde kalkıp yatak odasındaki telefonunu buldu, on cevapsız araması vardı, hepsi de patronundandı. Merak etmiş olması gayet normaldi, işe her zaman on beş dakika önce varırdı.

Fazla uyumaktan ağrımış başını ovarken Chanyeol'ü aradı ve boğazını temizledi, aslında konuşmaya hiç de istekli değildi. Kimsenin sesini dahi duymak istemiyordu.

Chanyeol telaşla "Baekhyun, niye açmıyorsun?" diye açtı telefonu. "Merak ettim!"

"Üzgünüm, hyung. Ben..." Bir süre duraksadı, gece olanlar gözünün önünde canlandı. "Bugün işe gelebileceğimi sanmıyorum."

"Sorun ne? İyi misin? Sesin iyi gelmiyor."

"Sadece pekiyi hissetmiyorum."

Bu söylediğine patronu ikna olmadı, Baekhyun pek nadir işi aksatırdı. En son köpeği öldüğünde yaşadığı travma yüzünden gelmemişti, kötü bir şey olsa bile insanların arasında huzur bulan biriydi o. Chanyeol "Hasta mısın?" diye sordu, küçüğünün sesi bile bitkin geliyordu.

Got YouHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin