28

2.7K 267 322
                                    

"Sooyeon annenin yanında güvende olacak mı?"

"Elbette, ilk defa çocuk bakmıyor ki. Neden böyle bir şey sordun?"

Baekhyun bakışlarını kaçırdı ve yola odaklandı, Chanyeol'ün arabasında kafeye doğru ilerliyorlardı. Akşam saat dört buçuğu gösteriyordu, mesaisi çoktan başlamıştı.

"Hiç..." dedi ağzında geveleyerek. "Sadece merak ettim, şu aralar ortalıkta gezinen bir sapık var diye duydum."

"Ciddi misin?" Büyüğü gerçekten şaşırmış gibiydi, Baekhyun onun tepkisini dikkatle izliyordu. "Bunu ilk kez senden duyuyorum."

"Sanırım bir katil, ortadan kaybolan insanlar varmış." Bu sefer uzaklara bakıyordu, sıkıntılı bir iç geçirdi. Güvende değillerdi.

"Nerden duydun bunu?"

"Sadece kulak misafiri oldum." İlk kez yalan söylemekte zorlanıyordu. Kazayı düşününce tüyleri ürperdi, istemsiz olarak emniyet kemerini tutuyordu.

Chanyeol anlamış gibi basitçe başını sallayarak cevap verdi, bu konuyla pek ilgilenmiş gibi görünmüyordu. "Pekâlâ, anneme dikkatli olmasını söylerim."

Kafeye vardıklarında arabayı park edip içeriye girdiler, Chanyeol onu boş bir masaya yönlendirirken diğer çalışanlar tarafından izlediğinin farkındaydı. Aralarında fısıldaşıyor ve merakla Baekhyun'u dikizliyorlardı. Neyse ki çok fazla müşteri vardı, soru sormaya zamanları yoktu.

"Hyung, yardım etsem iyi olacak. Zorlanıyor olmalılar."

Etrafta koşuşturan Sehun'a baktı, bir yandan siparişleri not alıyor, diğer yandan hazırlanmış siparişleri masalara götürüyor ve hemen ardından boşalan masalardaki çöpleri ve bulaşıkları topluyordu. Bütün iş ona kalmıştı. Sehun kasadan siparişi beklerken ona dönüp baktığında göz göze geldiler, bu çok uzun uzun sürmedi ama onun için endişelendiğini görebiliyordu.

"Merak etme, ben onlara yardım edeceğim. Sadece bugün gözümün önünde ol, iyi olduğunu görmek istiyorum. Başın hâlâ ağrıyor mu?"

"Biraz ama katlanabilirim. Yardıma ihtiyacın olduğunda seslen lütfen."

Chanyeol meleksi gülüşüyle onaylayıp yanından ayrıldığında camdan dışarıya baktı, hayat hiçbir şey olmamış gibi devam ediyordu. Kimse dışarıda eli kolu serbest bir katil olduğunun farkında değildi ve kim bilir, belki de o şu anda bir başkasını öldürüyordu. Belki bir kadını, ya da yaşlı birini... Belki de masum bir çocuğu. Elinden bir şey gelmediği için suçlu hissediyordu, belki de kim olduğunu tahmin edebilseydi bir şeyler yapabilirdi. Ya da o kazadan önce arabasını onun önüne kırıp yolu kapatsaydı. Bunca şeyden sonra cesareti iyice kırılmış ve korkak birine dönmüştü. Başının zonkladığını hisseti, biri kafatasına bir çekiçle vuruyor, kafasını ön cama tekrar tekrar vuruyor gibiydi. Ağrı kesiciye ihtiyacı vardı.

"Ah, kahretsin..."

Başını tuttuğu sırada masasına konan bir bardak suyla dikkatini ağrıdan biraz uzaklaştırabilmişti. Sehun'du, ona soru dolu bakışlarla bakıyordu. "İyi misin?"

"Evet," diye cevapladı refleks olarak. Sonra düzeltti. "Yani hayır."

Bir ağrı kesici çıkarıp içti hızlıca, diğerinin gözleri alnındaki yaradaydı. Eli istemsiz olarak dikişlerin üstündeki sargı bezine gitti. "Neler olduğunu anlatsam muhtemelen inanmayacaksın, şizofren olduğumu düşünmeni istemiyorum."

"Anlat hadi," dedi ısrarla. Acelesi var gibiydi, arkasına dönüp diğerlerini kontrol etti. Chanyeol önlüğünü giymiş kasayla ilgileniyordu, kahve masasının başında Jaehyung vardı. Jinsol, Sehun'a yardım etmek için kasanın ardından çıkmıştı. Jinsol... Hangi yüzle hiçbir şey olmamış gibi işinin başına geri dönebilirdi?

Got YouHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin