13

4.2K 310 318
                                    

Baekhyun işe döndüğünde daha iyiydi ama eski neşeli halinden eser yoktu. Siparişleri alırken yüzüne yalancı bir gülümseme yerleştiriyor, sonra eski haline dönüyordu. Yüzü şiş, gözleri kızarıktı. Kahvaltıda zar zor yediği iki kaşık pirinci gün içerisinde kusmuştu. İyi değildi ama devam etmek zorundaydı. Kendine gelmesinin tek yolu insanların içine karışmaktı.

Patronu tüm gün gözlerini ondan ayırmasa da onu rahatsız etmek istemediği için müdahale etmemişti.


"Hey." Baekhyun ona seslendiğinde yemek molasıydı, her zamanki gibi ikişer sandviç ve kahveyle Chanyeol'ün karşısına oturdu. Sesi donuk geliyordu ama çabaladığı her halinden belliydi.

"İyi misin?"

Baekhyun başıyla onaylasa da donuk gözlerinden yalan söylediği ortadaydı. "Günün nasıldı?" diye sordu konuyu değiştirmek için. Sandviçine bir kez bile dokunmamıştı, kahve fincanıyla ellerini ısıtıyor ama kahvesini içmiyordu.

"Seni böyle görmeye dayanamıyorum."

Baekhyun onun açık sözlülüğü karşısında tebessüm etti, bu konuda yapabileceği bir şey yoktu. Yüz ifadesini ve tavrını öylece değiştiremezdi.

"Biraz yemek ye, bayılacak gibi görünüyorsun."

Baekhyun sandviçine baktı, bir an ikna olup yiyecek gibi oldu ama vazgeçti.

"Baekhyun..."

Küçüğü başını eğmiş önündekilere bakarken ona endişeyle bakan patronu Sehun'la göz göze geldi. Genç garson başını iki yana sallayarak onun üstüne gelmemesini ima ediyordu, Baekhyun'un kafede kustuğuna şahit olmuş ve onun için kötü hissetmişti. Gerçi kendisi de dünden beri gördükleri yüzünden doğru düzgün yiyemiyordu. Hayvanın ölüsü mide kaldıran cinstendi.

Chanyeol onun uyarısına kulak asıp yemek yemesi konusunda daha fazla küçüğünün üstüne gitmedi. "Belki biraz konuşmak istersin."

Baekhyun ona tekrar baktığında patronu öfkeli gözlerle karşılaştı, yeni bir ağlama krizine girmemek için kendini zor tutuyor gibi görünüyordu.

"O... O iğrenç adam köpeğimin boğazını kesmiş."

Boğazı düğümlenmişti, konuşmaya devam edebilmek için bir süre bekledi ve yutkundu. Kendini dizginlemek için bütün gücünü kullanıyordu. "Havladığı için boğazını kesmiş. Ona bir tasma almayı planlıyordum, işe yaramazsa evime alacaktım."

Küfretmemek için kendini zor tutarken Chanyeol onun elini tutarak teselli etmeye çalıştı.

"Gerçekten üzgünüm."

"Köpeğimi öldürdüğü yetmezmiş gibi camını kırdığım için beni polise şikâyet etmiş!"

"Yarın hafta tatilin, dağ yürüyüşü yapmayı sevdiğini söylemiştin. Benimle dağ yürüyüşüne gelmek ister misin? Biraz rahatlamış olursun."

Chanyeol onun nasıl rahatlayacağını çok iyi biliyordu, kendine gelebilmesi için bütün enerjisini harcaması gerekliydi ve yürüyüş yapmaya bayılırdı. Baekhyun'un itiraz etmeyeceğine adı gibi emindi.

"Olur," demişti ses tonunu bozmadan, aslında onun teklifi karşısında çok memnundu ama yüz ifadesini bir türlü değiştiremiyordu.


Baekhyun iş dönüşü arabasını evine sürerken dar dağ yolunda arkasından gelen ambulansı görünce direksiyonu sağa kırıp ona yol vermeye çalıştı. Eski model Mercedes'ini evinin bahçesine park etti aceleyle, sonra arkasındaki ambulans sokağın ilerisindeki evin önünde durdu. Bu o yaşlı adamın eviydi. Motoru durdurup arabasından indi ve sokağa çıktı. Ambulansın gürültülü sireni insanı telaşlandıran cinstendi. Merakla ne olduğunu anlamaya çalışırken arkasında Sehun'un motosikletinin sesini duydu, ona dönüp kısa bir göz attığında ikisi de birbirine şaşkınlıkla bakıyordu.

Got YouHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin