30. Bölüm: "DONNA FORTE"

23.9K 1.6K 486
                                    

Herkese merhaba! Yine ben! Aslında bugün bölüm atmak gibi bir niyetim yoktu fakat 100K olmanın şerefine bir an önce paylaşmak istedim. Oy ve yorumlarınızı eksik etmeyin. Paragraf arası yorumları okumayı çok seviyorum. İyi okumalar, sizi seviyorum.

     Çelik kapı tok bir sesle kapandığı anda yüzüne gelen darbe ile kendisini yerde buldu Rüya. Burnundan fışkıran kan zeminde noktalar halinde iz bıraktı. Neler olduğunu anlayamazken şimdi de saçlarının çekildiğini hissediyordu.

"Ne işin var senin o adamın evinde?" diyerek saçlarını yerde sürüklüyordu Cengiz.

     Rüya çok kez gitmişti o eve, Cengiz hiçbirini umursamazdı. Asyaʼnın evine yerleştirdiği dinleme cihazlarından ikisinin evlilik planları yaptığını öğrenmişti. Deliye döndü, evi başlarına yıkmak istedi. Mutlu olmalarını istemiyordu. Onları üzmek için gerekirse Rüya'nın bile canına kıyabilirdi.

"Bırak beni!" yerde sürüklenen Rüya havaya tekmeler savurarak kendisini kurtarmaya çalıştı. Cengiz ani bir hamle ile duvara savurdu Rüya'yı. Başı duvara çarpınca kafasından akan kan duvardan akmaya başladı. "Nefret ediyorum senden!" dedi bağırarak. "Allah belanı versin! Adi şerefsiz!"

"Sus kaltak! Yıkıl karşımdan! Şimdi alırım ayağımın altına!"

"Denesene bir! Hadi dene! Yiyorsa dene!" dediğinde bir tokat daha yedi yüzüne. Ağzına dolan kanı tükürüp başını Cengizʼe çevirdi. Cengiz neden hâlâ bayılmamıș olmasına şaşırmıştı. Asya şiddet gördüğü günler çabucak bayılırdı, ayıldığında ise dağılan evi toplar, yüzündeki kurumuş kanları temizlerdi. Rüya ise yediği her tokatta sanki daha çok güçleniyordu. "Geberiyorsun kıskançlıktan! Çürüyüp gideceksin bu evde! İnşallah." son kelimesini sadece kendisinin duyabileceği bir tonda söylemiş olsa da Cengiz bunu duymuştu.

     Homurdanarak yere çöktü, Rüya'nın omuzlarından tutup ayağa kaldırdı. "Nereden alıyorsun sen bu gücü? O Eymen gelip kurtarır sanıyorsun değil mi seni? Yürü!"

     Bileklerinden sürükledi kızını. Rüya kendini geriye çekip kurtarmaya çalışıyordu ne var ki bunu beceremiyordu. "Bırak! Bırak kolumu! Geberip gidersin umarım! Hepimiz kurtuluruz senden! Bırak dedim sana! Bunu bana yapamazsın! Çek ellerini üzerimden!"

     Bodrum kata indirdi Cengiz Rüya'yı. Merdivenlerden sürüklerken sırtına aldığı her darbe biraz daha güçlendirdi onu. "Sabaha kadar burada kal da gör bakalım dünya kaç bucakmıș! Geberip gidersin bu evde, kimse sesini bile duyamaz. Sakın bana karşı gelmeye kalkışma."

"Hayır!" telaştan eli ayağına dolandı. "Hayır!" bu karanlık, böcek dolu, küf kokulu yerde bir gece geçirmek isteyeceği son şeydi. "Hayır bunu yapamazsın! Bu kadar alçalamazsın gözümde! Hayır bu sen olamazsın! Gerçek değil bu! Bırak odama çıkayım! Bırak beni! Hayır!"

"Sus!" deyip bir tokat daha attı Cengiz. Yere boylu boyunca düşen Rüya eline ne geçirirse yüzüne fırlattı Cengizʼin.

"Allah belanı versin! Senden nefret ediyorum!" Cengiz kapıyı kapatıp asma kiliti taktı. "Senden nefret ediyorum." diye fısıldadı Rüya. "Nefret ediyorum..."

     Cengiz bir puro yakıp dışarıyı seyretmeye başladı. İşler sarpa sarıyordu. Her şeyin açığa çıkması an meselesiydi. Ensesi terledi, öz kızını bodruma atmıştı, onun yaşında bir kızın hayatını karartmıștı. Eski karısı eski arkadaşı ile evleniyordu. Ya kendi canına kıymalıydı ya da bir yolunu bulup bu işlerden sıyrılmalıydı. Purosundan derin bir nefes çekerken Rüya'nın çığlıklarını duyuyordu.

Themisʼin GözyaşlarıWhere stories live. Discover now