13. Bölüm: "HER ŞEYDEN ÇOK"

24.3K 2K 2.1K
                                    

Herkese merhaba! Uzun zaman sonra yeni bölüm ile karşınızdayım. Yazarken içimi kıpır kıpır eden bir bölüm oldu. Dilerim severek okursunuz. aşağıdaki minik yıldıza dokunmayı unutmayın. Sizleri seviyorum 💜

     Yaşadığım öfke ve hazımsızlık bedenimi acımasızca ele geçirmeye başladığında henüz öğlen olmuştu ve ben hâlâ verandada volta atmaktan başka bir şey yapamıyordum. Eymen'e karşı manevi borçlarım yetmezmiş gibi bir de maddi borç eklenmişti ve bu mideme kramplar girmesine yol açıyordu. Ecevit'i aramak geliyordu içimden ama tatilini batırmak istemiyordum. Öyle bir günde ve zamanda öğrenmiştim ki bu bilgiyi elim kolun bağlı oturmaktan başka bir şey yapamaz olmuştum.

     Cengiz'den istemeliydim belki de. Ki zaten tüm bunların sorumlusu O'ydu ve ödemesi gereken kişi de o olmalıydı. Yine yanlış zaman ve yanlış bir gündü. Hararetle koltuğa oturdum. Dayanamayıp tekrar kalktım. Banyoya gidip elimi yüzümü yıkadım. Mideme ağrılar giriyordu. Birine borçlanmamdan daha kötü bir şey varsa birinin o borcu benim yerime ödemesiydi.

     Telefonumu elime aldım. Eymen'i arayıp, neden, diye sormalıydım.

     Açmadı.

     Tekrar tekrar aradım yine de açmadı. Bir an evine gitmek geldi içimden ama annesini öğrendikten sonra artık o cesareti kendimde bulamazdım ve Eymen'in aramalarıma dönüş yapmasını beklemekten başka bir şey yapamazdım.

***

     Eymen, Yiğit'in yatağında zıplamalarıyla uyanıp gözlerini ovuşturdu. Dün Cengiz'e attığı dayaklardan sonra yumrukları ağrıyordu ve hatta bazı yerleri tahriş olmuştu.

     Sabah da Asya'nın kendisine söylediği ağır sözlerin vücudunda yarattığı halsizlikle uyanmıştı. Gözlerini zorlukla araladı. Yiğit hâlâ zıplıyordu. Eymen bir kolunu havaya kaldırınca Yiğit Eymen'in yanına uzanıp sarıldı. Öpücüklere boğdu oğlunu, saçlarını kokladı, ışıl ışıl parlayan gözlerine baktı.

"Annem uyandı mı?"

"Evet. Ama ben daha erken uyandım. Çünkü çok heyecanlıyım."

"Niyeymiş o?" Eymen yatakta doğrulunca Yiğit omzunda çıktı hemen.

"Babaannemle Tekirdağ'a gideceğiz de ondan! Hem de tam bir hafta kalacağız!" banyoya girdi. Elini yüzünü yıkarken ve dişlerini fırçalarken Yiğit hâlâ omzundaydı.

"Bundan benim niye haberim yok?" dedi şakadan kaşlarını çatarak. Yiğit hınzırca gülünce Eymen yüzünün şeklini daha komik hale getirdi ve Yiğit kahkahalara boğuldu.

     Mutfağa girdiklerinde Afife Hanım sadece Eymen için bir kahvaltı hazırlamıştı ve hatta birkaç valizi de kapının önüne koymuştu. Yiğit babaannesinin kucağına gidince Eymen masaya oturdu. Annesine bu ani hareketinden dolayı hâlâ kırgındı. Asya'nın her şeyi öğreneceğini düşünüp kafasında kurduğu şiddet senaryolarını hızlıca defetti.

"Anne nereye? Tekirdağ'a gidiyormuşsunuz. Yeni yıla bensiz mi gireceksiniz?"

     Afife Hanım, Yiğit'i odasına göndermek için bir bahane uydurup masaya oturdu. "Evet sensiz gireceğiz. Sen de biz yokken o işlerini halledeceksin."

"Hangi işleri? Mafya mıyız biz anne, neler oluyor?"

"Yahu işte, Asya'yı davet edeceksin. Belki başka arkadaşlarını da. Sonra anlatacaksın kıza bir bir." içtiği çay boğazında kaldı Eymen'in.

"Ben doğru mu duyuyorum? Yoksa Afife Sultan Asya ile beni yakınlaştırmaya mı çalışıyor?" Afife Hanım yüzünü başka yöne çevirdi. Oğlunu şımartmam istemiyordu ama Asya'yı içten içe sevdiğini de söyleyemiyordu.

Themisʼin GözyaşlarıWhere stories live. Discover now