31. Bölüm: "SARI GÖZLÜ SİYAH YILAN"

24.1K 1.6K 523
                                    

Herkese merhaba! Yine bir yeni bölüm ve yine ben! Bu bölümü desteğini bir an olsun eksiltmeyen çok sevdiğim arkadaşım Gurbet'e ithaf ediyorum

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Herkese merhaba! Yine bir yeni bölüm ve yine ben! Bu bölümü desteğini bir an olsun eksiltmeyen çok sevdiğim arkadaşım Gurbet'e ithaf ediyorum. Paragraf arasına yorum yapmayı unutmayın. Sizleri seviyorum 💜 İyi okumalar 🌟
  

     14 Eylül, 2019

     Dev boy aynasından gözlerine bakarak kol düğmelerini ilikledi. Siyah gömlek, siyah pantolon giymiş; üzerine de siyah bir ceket çekmişti. Merhametin kapısına uğramadığı mavi gözlerini aleni bir şekilde sergiye çıkarmak en büyük hazzıydı. Ceketini üzerine geçirdikten sonra saçlarını tarayıp yurt dışından getirttiği parfümü üzerine boca etti. Otel odasından çıkarken Nisan düştü aklına. Dudakları yukarı doğru kıvrıldı, yaptıklarından pişmanlık duymuyordu. Hatta birazdan çalıştığı hastanenin tüm hekimleri ile konuşup istifa dilekçesini sunacaktı. Sadece telefon ve cüzdan ile odadan çıkıp arabasına kuruldu. Asyaʼnın avukatından gelen maile kısaca göz gezdirdi. Boşanmak için bu kadar acele etmesine küçümseyerek baktı.

     Hastanenin bahçesine geldiğinde arabayı park edecek boş bir yer aramak yerine güvenlik görevlisine anahtarı verdi.

"Günaydın Cengiz Bey." dedi güvenlik görevlisi ve arabadan inen Cengiz'in elinden anahtarı aldı. Cengiz yüzüne bakmadan hastaneye giriş yaptı.

     Danışman üzerindeki kalem eteği düzelterek ayağa kalktı. "Günaydın Cengiz Bey. Baş Hekim odasında." dedi gülümsememek için kendini zorlarken. Cengiz yine cevap vermedi, eliyle anladığını işaret edip asansöre yaklaştı.

"Günaydın Cengiz Bey." diye bir ses duyduğunda arkasını döndü. İş arkadaşı doktor önlüğünün cebine koyduğu elleri ile kindar bir bakış attı.

"Günaydın." sadece iş arkadaşına cevap vermesinin altında yatan sebepleri sıralamaya çekinirdi. Bu adamla zıtlașmak isteyeceği son şeydi. "Senato toplandı sanırım." beraber asansöre bindiler. İkisi de sadece karşıya bakıyordu. Asansörde başka kimse yoktu. Bu adamı şuracıkta öldürse hastanenin tek gözde doktoru olarak kalmaya devam ederdi.

"Seni bekliyorlar." dedi adam ve asansörden çıkıp sola saptı, Cengiz de sağa. Uzun koridorda yürürken geçen hasta bakıcıların ve hemşirelerin kıkırdayarak güldüklerini duyuyordu. Bir kadını kandırmak ne kadar da kolay, dedi içinden.

     Konferans salonunu andırmayan küçük odaya girdiğinde karanlık onu bir anne kucağı gibi sarıp sarmaladı. Odaya giriş yaptığında açılan spot ışıklar gözlerini acıttı. Baş hekim ve diğer hekimler Cengiz'in neler diyeceğini merakla bekliyorlardı.

"Günaydın, meslektaşlarım."

"Bu kadar önemli olan neymiş Cengiz? Seni dinliyoruz." dedi en yaşlı ve sıska olan doktor. Yarım asır kadar doktorluk yaptığından işinin ehli sayılırdı. Bakan bir daha bakıyordu çünkü oldukça burușmuș yüzü ve dökülmüş saçları ile nasıl hâlâ sapasağlam bu mesleği sürdürdüğü merak konusu olurdu.

Themisʼin GözyaşlarıWhere stories live. Discover now