Ne Bu Halin Gülüm ?

4K 409 69
                                    

🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿

Medyadaki müzikle dinleyin isterseniz...

🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿

"Yürek ısıtan küçücük şeyler vardı bu âlemde...
Farkına varmadığımız o kadar çok şey vardı ki....
Aslında küçük gibi görmüş olsakta onlar çok çok büyük şeylerdi....

Hergün aldığımız nefes mesela...
Şükür sebebimiz olmalı....
Şu anda belki hastane köşelerinde cihazlara bağlı bir nefes almak için çırpınan insalar var...
Yada aldığı her nefeste canı yanan insanlar var...

Mesela hergün sesini duyduğumuz ailemiz, annemiz, babamız, kardeşlerimiz, eşimiz, evlatlarımız, arkadaşlarımız, dostlarımız, komşularımız şükür sebebi...
Ahlâk ve toplum kurallarını ihlal olmadığı sürece...
Diğer ufak tefek sorunlar bir şekilde halledilir...
Hatasız kul olmaz...
Rabbim bile tövbe kapısını ardına kadar açık bırakmışken biz insanlar en ufak şeylerden bahane arıyoruz küsmek ve kalp kırmak için...

Halbuki sevdiğimiz birinin yokluğu bile insanda unutulmaz acılara yol açacak kadar can yakıyor...
Halbuki geçici dünyada bir misafiriz.
Bir insan günlük yanında yatan eşini görüpte onunla aynı yatağa yatıpta onun nefesini duyarak uyuyup onun nefes almasını duyarak tekrar güne başlamanın ne kadar büyük bir nimet olduğunu nasıl idrak edemez...?

Yada hergün yavrularının cıvıl cıvıl sesleriyle güne başlamanın şükrünü nasıl idarak edemez....?
Yada hergün o sofraya ailece oturup çatal, kaşık seslerinin birbirine karışmasında gizlenmiş o büyük sırrı mutluluğu huzuru nasıl fark edemez...?

Sofrada ne olduğu önemli bile değil.
Herkes kendi imkanları dahilinde yaşar...
Önemli olan gönlün doyması...
Mide bir parça ekmek ,bir kaç zeytin, bir parça peynirlede doyar.
Yada bir malikanede oturamazsın ama gücünün yettiği bir ev sana yuva olur...
Hepsi dört duvardan oluşuyor...
O evi yuva yapan içindeki insanların varlığı ve yaşam biçimidir....

Malikanelerde oturup huzur bulamamakta vardı işin ucunda...
Bunu şu yetmiş günde iyice anladım...
Yada lüks araçlara binipte acından dolayı farkına bile varamamak neymiş şu yetmiş günde iyice anladım...
Ayaklarını yerden kesmesi bile yeterli oluyor yeterki sevdiklerinle gülerek mutluluğa gitsin o araç...."dedi Zehra.

Ve düşündü tekrar"ben Metehan'la ilk evlendiğim zaman gecekonduda oturdum lüks olmayan bir araca bindik o zaman ama ben herşeye rağmen mutluydum...
Bir gün olur bizimde herşeyimiz olur...
Şu anda yolun başındayız idare edelim, elimizdekiyle yetinelim.
Borç harç olmasın yeterki demiştim.

Güzel günlere kavuşmak için sabretmek gerek...
Yaşımız daha genç olur Rabbim'in izniyle zamanla herşey, lüks bir ev, lüks bir araç...
Önemli olan evliliğimin temellerini sağlam inşa etmek için....
İlerde pişmanlık duyacağımız hiç birşey olmasın yeterki diye elimden geldiğince mücadele edip sabır etmiştim....

Olmuştuda herşeye rağmen kocamla birbirimizi sevmiştik bağlanmıştık...
Mutluydum çünkü yiğit bir kocam Metehan'ım olmuştu hayatımda...
Hani deler ya önce yoldaş sonra yol diye....
Ben yola başlamadan yani hayata evliliğe başlarken en önemli olanı yoldaşımı bulmuştum. Rabbim karşıma çıkarmıştı. Bu bana yeterdi.
Çünkü yola çıkacağım yoldaşımı bulmuştum. Beni yarı yolda bırakmayacak...

İyi bir aile reisi olacak bir yiğitti.
Çıkacağım hayat yolculuğundaki yoldaşımı aşkımı bulmuştum bu büyük bir nimetti benim için onu tanıdıkça.
Ve bu yolda karşımıza çıkan engelleri birlikte bir şekilde aşardık...
Paramızda olur,evimizde olur,arabamızda olur....demiştim....
Mutluydum gecekonduda....

Sabrı Sükût 1.Seri (Sükut-u Aşkın Gözyaşları) Tamamlandı Where stories live. Discover now