Yusuf ve Seher'in Vuslatı

3.5K 365 88
                                    

🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿

Medyadaki müzikle dinleyin isterseniz ....

🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿

"Kavuşmak;Ayrı kalınan, sevilen bir kimseyle bir araya gelmek, onu yeniden görmek veya;
Yokluğu çekilen veya çok istenen bir şeye erişmek, onu elde etmek"demekti...İşte nihayet Yusuf ve Seher kavuşuyordu artık...

Yusuf ve Seher artık tüm hazırlıklarını yapmışlardı...
Her şey tamamdı. Yarın kınaları vardı... Bir gün sonrada Seher gelin olarak İstanbul'a gidecekti.
Kına Konya'da olacaktı.
Yaz tatili olduğu için Metehan ve Zehra ,kaynanası, görümceleri erkenden gitmişlerdi. Hazırlıklara yardım etmek için...

Tam kına akşamına yetişecek şekilde Sedat ve Serpil, Ömer ve Zahide, Feride ve Oğuz'da gelecekti kına akşamına....
Yusuf'un Rize'deki akrabaları da kına akşamına gelecekti.
Hepsi için Yusuf bir otobüs kiralamıştı. Rahat gelmeleri için.
Annesi ve babası önceden İstanbul'a Yusuf'un yanına gelmişlerdi.
Hazırlıklar için bütün her şeyi organize etmişti ve nihayet o gün gelmişti...

Seher en güzel şekilde hazırlanmıştı. Kırmızı bindallısı sarı işlemeleri ile çok güzel gözüküyordu.
Mustafa Bey'in evinin bahçesi kadınlarla dolup taşmıştı adeta. Erkeklere de hemen yan tarafında bitişiğinde oturan Naciye yengesinin evinin bahçesini açmışlardı...
Onlar da orada oturacaklardı. Odasında heyecanla bekleyen Seher'i görmek istemişti Yusuf.

Fatma anneye söyledi Seher'i görmek istediğini.
Fatma Anne damadına kıyamamıştı ve Seher'in kapısını tıkladı gülümseyerek.
Seher heyecanla yerinde bekliyordu. Yusuf kapıdan girince Seher ayağa kalkmıştı...
Yusuf yutkunarak tutulmuş kalmıştı adeta ...Şu anda bir rüyada gibi hissediyordu kendini.
Sevdiği karısı çok güzel olmuştu. Odanın kapısını örtülüp yanına yaklaştı"Seher'im çok güzel olmuşsun. Ömrümün ışığı..."demişti.

Seher gülümsemişti "çok teşekkür ederim Yusuf .Sen de çok şık olmuşsun..."demişti.
Yusuf karısını alnından öpmüştü utanan karısına" Alnından öptüm hemen utanıyorsun daha dudaklarından öpmedim halbuki.
Ama bekliyorum yarını heyecanla..." demişti.
Seher titreyen ellerini eteklerini tutarak engellemeye çalışıyordu. Sımsıkı tutarak hem de....
Yusuf Seher'in titrediğini fark etmişti. Daha fazla zor durumda bırakmamak için "ben çıkayım o zaman" demişti.
Ama adımları gitmiyordu adeta odadan .Ve nihayet zorla da olsa çıkabilmişti.

Hatice ve Zehra Seher'i bahçeye çıkarmışlardı.
Çok güzel geçiyordu kına töreni. Herşey olması gerektiği gibiydi.
Dualar ,Kuran-ı Kerim okumaları,ikramlıklar her şey kurallarına uygun güzelce yapılmıştı. Ve nihayet Yusuf'la birlikte kınalarının yakılma vakti gelmişti. Yusuf'u getiren annesi Seher'in yanına oturtmuştu.
Seher'in başında kırmızı duvağı vardı yüzünü göremiyordu Yusuf.
Ama sarsılışından şu anda karısının ağladığını anlayabiliyordu.

Yusuf elini tutmuştu destek verircesine.Seher kına yakılırken hemen elini açmıştı.
Naciye yengesi tatlı bir kızma
ile"Seher elini niye açıyorsun...?Pırlanta gibi kız veriyoruz.Bıraksın Nuriye Hanım eline bakayım bir altın..." demişti.
Nuriye Hanım gülümseyerek "Gelinimin altını hazır zaten..." diyerek eline altını koymuştu.

Yusuf'ta kadınların tatlı atışmalarını gülümseyerek izliyordu Naciye Hanım bu sefer Yusuf'a takılmıştı.
" Gül gül bakalım pırlanta gibi kızı verdik sana.Alıyorsun, tabi ki gülersin. Bak biz kız tarafı olarak ne kadar üzgünüz..." demişti.
Kınadan sonra ağıtlarda,kasidelerde söylenmişti.
Yusuf içinden"Seher'in ağladığı kadar varmış ya.Neredeyse ben bile ağlayacağım. Allah nasip etse benim kızım olsa asla veremem galiba..." diyordu içinden daha şimdiden.

Sabrı Sükût 1.Seri (Sükut-u Aşkın Gözyaşları) Tamamlandı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin