Sabrı Sükût 1.Seri (Sükut-u Aşkın Gözyaşları) Tamamlandı

Yaklaşan Bela

بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِارَّحْمَنِ ارَّحِيم

Sabah ezanının sesi ile yatağından doğrulan Zehra bugünde gözlerini yeni birgüne açtığı için Allah'a hamd etti.Kalkıp abdestini alıp namazını kıldı. Ev ahalisininde kalkmasını beklerken kahvaltı hazırlamaya başladı.

"Hala" diye; uykulu gözlerle, tatlı yanaklı, fındık burunlu yeğeni bacağına sarılıp ;
"Hala bana patates kızartması yapar mısın?"Diye uyku mahmuru gözleri ve boğuk ince sesiyle tatlı tatlı söylendi.

Zehra, gülerek" hayırlı sabahlar canım, gel seni bir öpeyim.Bugünüm inşallah çok güzel geçecek."Diyerek koklaya koklaya öptü.

Masum ve temiz çocuk yüreğiyle "Niye hala ne oldu?"Diye sordu.

Gözleri pırıl pırıl parlayan yeğenine bakıp"Çünkü senin gibi tatlı bir yeğenimi öperek güne başladım prenses...
Hadi canım Azra'm gel soyacağı sana vereyim sen patatesleri soy"diyerek kucağına alıp mutfak masasına oturttu.

"Tamam hala..."diye kıkırdadı.

*****

Kahvaltı hazır olunca tüm aile sofraya oturup bir taraftan kahvaltısını yaparken bir taraftan günün planını yapıyordu .
Herkes işine koyulmaya hazırlanırken bir gürültü ile herkes irkildi...

Metehan, karşıdan freni patlamış gibi gelen arabaya vurmamak için hızlı bir manevrayla yolun kenarına doğru direksiyonu kırınca,istemedende olsa yandaki park halinde duran araca çarptı.
Yaşadığı bir anlık şoktan çıkıp hemen etrafına baktı.

"Gündüz vakti bu ne hız sarhoşmu ne? Ya küçücük çocuklar olsaydı bu yolda?Yada fark edemeseydim ne olacaktı? Bu nasıl bir aymazlık böyle?
Resmen trafik canavarı bunlar.
Her yıl böyle vurdum duymazlar yüzünden binlerce bu tarz kazalar oluyor...Tamam herşey kader ama dikkat etmek gerekiyor..."dedi ve arabadan indi sinirle.

Hiç durma tenezzülünde  bile bulunmadan yine hızlıca giden aracın arkasından bakarken kendi aracına ve vurduğu araca bakıp"neyseki sadece kapılarda biraz hasar olmuş."Dedi derince bir nefes alarak.

"Ama bu aracın sahibini de bulmam lazım. Her ne olursa olsun ben zarar verdim aracına. Ve hatamı telafi etmem lazım...Ama önce şu giden trafik canavarını hız sınırını ihlal ettiği için trafik polisine bildirmem lazım. Allah muhafaza birisine çarpar falan..."dedi. Ve trafik polisine plakasını aldığı aracı bildirdi.

İçinden sinlerine hakim olmak adına kendine telkinde bulunuyordu " işine bak Metehan buraya göreve geldin her şeyi karıştırmadan sakince hallet" dedi.

Gürültülü sese çıkan İnanır ailesi araçlarına çarpan kişiye bakıp"neler oluyor ?"Dediler.

Metehan "kusura bakmayın "diyerek olanı biteni anlatıp"hasarınız neyse karşılarım, şayet bana inanmıyorsanız şu pansiyonun kamerasını kontrol edebiliriz" dedi.

Temiz giyinimli ve düzgün bir üsluba sahip gence bakan Mustafa bey
" giden aracı bende gördüm ve sizinde bir kusurunuz yok.  Sizde mağdursunuz. Giden aracın durması ve hatasını telafi etmesi gerekiyordu. O yüzden gerek yok sağolun. Size de  geçmiş olsun."Dedi.

Metahan şaşkınca baktı Mustafa beye.
"Halen daha böyle ince düşünceli insanlar kaldımı ki ?" Dedi içinden ve
"ama hasarınızı karşılamak istiyorum.Yoksa içim rahat etmez" dedi tok sesiyle.

Tebessüm eden Mustafa Bey "gerek yok beyefendi.Dediğim gibi sizde isteyerek yapmadınız. Gördüm giden aracı sizde ucuz atlattınız " dedi babacan tavrıyla.