Yıllar Sonra Bir İftar Sofrası

4.9K 408 203
                                    

FİNAL BÖLÜMÜ

🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿

Medyadaki müzikle dinleyin isterseniz...

🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿

Dürüst olmayan kaybeder her şeyini.
Eninde sonunda buna mahkumdur. Ama dünyada ama ahirette.Dürüst olamayan; Bir gün bir şeyini, bir gün her şeyini...kaybeder.
İşte bu güzel insanlar dürustlükleri ile hiçbir şeyleri yokken çok şeye sahip olmuşlardı. Ve kıymetini bildikleri için hiçbir şeylerini de kaybetmemişlerdi.
Dürüst oldukları için aksine üzerine eklemişlerlerdi.

Babadan zengin birisi değildi Metehan ama çalışmıştı, azim etmişti, mücadele etmişti...
Allah da ona kapılar açmıştı. Çok çok zengin değildi ama orta gelirin üzerinde iyi sayılacak imkanlara sahipti. Kendilerine ve insanlara elinden geldiğince yardımlarına devam ediyordu öncesinde olduğu gibi. En güzel şekilde Allah'ın verdiği imkanları kullanıyordu.
Güzel bir ailesi vardı şükür ediyordu .3 evladıyla ve karısıyla annesi ve halasıyla mutlu mesut geçinip gidiyordu.

Zehra da öyleydi .Ne zorluklarla ne mücadelelerle gelmişti buraya? Dürüstlüğüyle imanıyla Allah inancıyla kurtuluşa ermişti.
Hem kocasına hem birçok kişiye ışık tutmuştu.
Çokta iyi bir anne olmuştu .
Artık 22 yıllık evlilerdi.Metehan ve Zehra'nın oğulları Metehan 21, Mustafa 20, kızları Ayşegül de 11 yaşındaydı.
Oğulları üniversiteye gidiyordu .
Kızı da ortaokula gidiyordu. Metehan baba ve anne memleketi olan Eskişehir'e şirin bir ev yaptırmıştı. Dostu Sedat'ın şirketine .
Yaz tatillerinde biraz oraya gidiyorlardı. Hatice ve Zeynep, Ali de ailesiyle oraya geliyorlardı.Baba toprağında baba kokusuna hasretlerini gideriyorlardı.

Bu duruma en çok sevinen Ayşe Anne ve Meryem hala olmuştu. Ayşe annenin kocasıyla ilk evlendiği yılları burada geçmişti, hatta kocasıyla ilk bu topraklarda tanıştığı için kıymetliydi Eskişehir... Ayşe Anne zaten kendisi de Eskişehir'li idi.Hatta kocası ile aynı mahallenin sakinleriydiler.

Metehan yaz tatilinin birazını da karısının memleketi Konya'da geçiriyordu.
Orada da çok güzel vakitler geçiriyorlardı. Zehra'nın da tüm kardeşleri oraya geliyordu. Cümbür cemaat oluyorlardı. Metehan her gittiğinde karısını ilk gördüğü derenin oraya götürüp aşkını tazeliyordu.
"İlk seni burada görmüştüm gülüm. Hayran olmuştum ,zihnime kızımıştım seni.Kara gözlü, kara kaşlı ,beyaz tenli yarim kadınım..." diyordu.
Zehra da" ben de senden o zaman çok korkmuştum Metehan'ım. Heybetinden, gücünden, bakışlarından ama meğerse o heybet, o güç, o bakışlar benim hayran olduğum kocam olacakmış..."diyordu.

Oğulları artık genç birer delikanlı olduğu için "anacığım senin gibi bir kız bulsak hiç beklemez evleniriz.
Var mı senin gibisi...? diyorlardı. Zehra da oğullarına hep şunu diyordu." Temiz durun yavrularım temiz insan temiz insana layıktır.
Dua dua isteyin kaderinizde yazılı olan eşinizi. Kadere yazılmış olan eşiniz değişmez ama, duayla varsa bir olumsuz davranışı değiştirebilirsiniz... Şimdiden dua edin. Hiç karşınıza çıkmamış eşinize, evlatlarınıza ,işinize Allah büyüktür. Hiçbir açılan eli, duayı geri çevirmez Rabbim. Ama dünyada verir karşılığını ama ahirette verir.

Siz iyi bir koca olursanız Allah da iyi kadınlar nasip eder size.
Ama tercihlerinizi seçimlerinizi iyi yapın yavrum güveniyorum size... Üstelik bir kız kardeşiniz var. Kendinize yapılmasını istemediğinizi bir başka hiç kimseye yapmayın yavrum. Başka kızlarda birisinin kızı, birisinin kardeşi, birisinin karısıdır. Bunu unutmayın" diyordu.Ve hep şu Ayeti okuyordu Zehra çocuğunun üçünede.
Çünkü artık kızıda 11 yaşını bitirmek üzereydi.Ve yakın zamanda genç kızlığa adım atacaktı. Ve akıllı bir kızdı. Yanlışı doğruyu biliyordu. Annesi Zehra dört dörtlük yetiştirmişti. Kızının çocuk aklı itiraz ettiği bazı şeyler olsa da. Zehra sabırla anlatıp öğretiyordu.O da büyüdükçe anlıyordu.

Sabrı Sükût 1.Seri (Sükut-u Aşkın Gözyaşları) Tamamlandı Where stories live. Discover now