Sabrı Sükût 1.Seri (Sükut-u Aşkın Gözyaşları) Tamamlandı

Sinirin Getirdiği Izdırap

🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿

Medyadaki müzikle dinleyin isterseniz....

🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿

Sinir şeytandandı...Sonu hüsrandı...
Geri döşü olmayan hatta olsada zor olan bir duyguydu...
O an yaptıklarını iyi birşeymiş gibi görsede insan aslında en büyük düşmanıydı sinirinin yaptırdıkları...
İşte Mehmet'te bunu yapmıştı... Ve şu anda canı çok yanıyordu...

🥀🥀"O takva sahipleri ki, bollukta da darlıkta da Allah için harcarlar; öfkelerini yutarlar ve insanları affederler. Allah da güzel davranışta bulunanları sever." (Âl-i İmrân: 134)

Öfkelenen, dilediğini yapmaya gücü yettiği halde, yumuşak davranırsa, Allahü teâlâ da onun kalbini emniyet ve iman ile doldurur. (İbni Ebid-dünya)

Öfke, şeytanın vesvesesinden hasıl olur. Şeytan, ateşten yaratılmıştır. Ateş, su ile söndürülür. Sinirlenince, abdest alın. (Ebu Davud)

Sinirlenen, ayakta ise otursun. Öfkesi geçmezse yan yatsın.(Ebu Davud)

Ayakta olanın intikam alması kolaydır. Oturunca, azalır. Yatınca, daha azalır. Sinirlenmek, kibirden doğar. Yatmak, kibrin azalmasına sebep olur. Kızınca, (Allahümmagfir li-zenbi ve ezhib gayza kalbi ve ecirni mineşşeytan) okumak, hadis-i şerifte bildirildi. (İbni Sünni)🥀🥀

Yusuf ve güvenlik gecenin o vaktinde herkes uyurken Seher'in sesini duyunca korktular...
Yusuf panikle güvenliğe kapıyı açmasını rica etti...
Güvenlik görevlisi Yusuf'u tanıyordu.
Oğuz'un ve Mehmet'in arkadaşı olduğunu bildiği için kapıyı açtı ve "Yusuf bey ben burayı yalnız bırakmayayım madem siz geldiniz bir bakın ne olmuş...
Acil bir durum varsa seslenin hemen gelirim "demişti korkmuş bir şekilde adamcağız...

Yusuf koştu asansörle çıktı en üst kata...
Elleri titreye titreye zile bastı...
Seher ağlamaktan helak olmuştu bir taraftanda abisinin koluna tampon yapıyordu...
Zil sesini bile duymuyordu.
Mehmet zorla" Seher kapı çalıyor" diyerek seslendi...

Seher zorlada olsa gidip kapıyı açtı.
Yusuf Seher'in o halinden korkmuştu.
Seher'in üstü başı kan revandı...
Yüzü gözü kıpkırmızı olmuştu.
Ağlıyordu devamlı olarak...
"Seher neler oluyor ne bu halin...?"dedi dehşetle...
Seher karışısında gördüğü Yusuf'a bakıp "Yusuf abi abimin kolu kesildi çok kötü bayılmak üzere "dedi.

Yusuf duyduğu şeyle koşarak eve girdi...
Heryer cam kırığıydı....Yerde seriliydi...cam parçaları...
Etraftaki temiz yerlere basarak Mehmet'e ulaştı...
"Seher benim ayakkabılarımı getir yerler cam parçası dolu sende dikkat et ayağına birşeyler giy..."demişti. Seher şoktan dolayı fark edemiyordu kendi ağrısını acısını ama ayaklarının altı kesikler doluydu ...

Seher elinde Yusuf'un ayakkabısıyla geldi...
Mehmet iyice kötü oluyordu...
Yusuf koluna tampon yapıyordu.
Gelen ayakkabılarını giyip"Seher çabuk hastaneye gidelim "demişti...
Mehmet'te azımsanmayacak cüssedeydi...
Yusuf onu sırtına almıştı...
Seher'le kapıdan çıkacakken fark etmişti ki Yusuf ,kızın başında başörtüsü yoktu. Üzerinde eşofmanları vardı...Kan revan içinde hemde perişan haldeydi giydikleri.

Hem zorla yürüyüp hemde "Seher böyle olmaz üzerine pardüseni al saçlarında açık "demişti.
Seher hiç farkında bile değildi.
Baktı üzerine ve hemen kapının yanındaki dolaptaki pardüsesini ve omuzuna aldığı bordo şalını kafasına taktı...
Anahtarı da alıp koştu peşlerinden bindi asansöre...

Mehmet acıdan inliyordu adeta...
Bilinci kapanıyordu...
Asansörden inen Yusuf'u ve Mehmet'in halini gören güvenlik koşup yardım etti...
Birlikte araca yerleştirdiler...
Seher arka tarafa oturup abisinin başını dizinin üzerine aldı ağlayarak dualar ediyordu...