Ağır gelen vicdan

7.6K 584 43
                                    

🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿
Medyadaki müzikle dinleyin isterseniz.
🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿

Sabah kalkan Zehra ,kolunun üzerine fark etmeden yattığı için acıyordu.
"Bu acı nasıl bir acı Allah'ım?
Sanki iliklerime kadar hissediyorum. Sen, bizi cehennem azabından koru (Allahümme ecirna minnennar).Şu küçücük yanığa dayanamıyor insanoğlu. Neyin gafletini yaşıyoruz ateş bu kadar can yakarken. Bu cehennemin ateşinin yanında kıvılcımı bile olamazken..."

Metehan, Zehra'nın söyledikleriyle uyandı ve duydu.
"Kolun nasıl acıyor galiba?"dedi.

Zehra, şaşırdı" seslimi konuşmuşum farkında bile değilim. Halbuki içimdendüşündüğünü sanmıştım..."dedi içinden.
"Biraz ,üzerine yatmışım."

"Dur hemen pansuman yapalım."

"Zahmet olmasın ben yaparım."

"Otur şuraya küçük hanım "dedi ve malzemeleri aldı.
Pansumanı yaparken yüreği sızlamıştı Metehan'ın.

"Ben duş alacağım banyoda işin
var mı?"

"Önce ben girip işlerimi halledeyim .Kahvaltıyı hazırlarım siz banyodan çıkıncaya kadar."

"Tamam o zaman önce sen git."

Giden Zehra'nın peşinden içi bir tuhaf olan Metehan, düşündü.
"Bu kız sabahları da müyüleyici"diye.

İki haftadır her sabah ilk bu kızın yüzünü görmek içini anlatamadığı bir duruma sokuyordu.
Onun yüzünü görerek güne merhaba demek iyi hissettiriyordu.
Birde lezzetli kahvaltıları, sefer tasına koyduğu yemekleri , güler yüzlü bir şekilde işe uğurlaması, daima tebessüm eden güzel yüzü, tevazusu, sukunetli halleri, dinginliği, akılı başında halleri...Metehan'a alışkın olmadığı bir hayatı, rüyayı sunuyordu.

Metehan'ı bu kadar düşünen olmuşmuydu? Annesi hasta olduğu için her şeyden elini çekmişti mecburen...
Metehan'da izin vermezdi de zaten.
Ayakta zor duruyordu eklemlerinin ağrısından.
Kız kardeşleri okuyordu, dersleri falan yoğunlardı. Evlerinde çalışan bir anne kız vardı. Sabah gelip akşam gidiyorlardı. Misafir falan gelirse geceye öyle kalırlardı.
Metehan, defalarca yatılı kalmalarını teklif etsede kabul etmemişlerdi. Evde başka çocukları da olduğu için evinden ayrılmak istemediğini bildirmişti Aysel hanım...

Anneside yıllardır tanıdığı çalışanlarından başkasını istemiyordu.
" Böyle idare ederiz" diyordu.
Temiz insanlardı çalışanları.Halası ve babaanneside zaten kendi alemlerinde yaşıyorlardı.
Metehan'dan istediklerini aldılar mı tamamdı.
Metehan, sabah erkenden evden çıkardı görevinden dolayı gece geç saatlerde giderdi .Bazen gidemediği zamanlar da oluyordu. O yüzden kahvaltı ve yemek genellikle dışardan oluyordu mecburen.
Kendini değerli hissettirmişti bu küçük kızın davranışları
Demirpençe 'ye...

Evlenmek istemiyordu ,ama şayet evlense bile böyle bir şeyi tahmin dahi edemiyordu. Çünkü artık bir çok evlilik değişikti. Eski evlilikler yoktu.
Babası ölmeden ve annesi sağlıklıyken anneside böyleydi. Eşine düşkündü...
Ama şimdilerde gördüğü kadarıyla pek yoktu . Ya da varsada Metehan'ın etrafında yoktu. O yüzden böyle düşünüyordu.

Kahvaltıdan sonra Metehan" işe gidiyorum "diye çıktı.

Kapıda karısı işe uğurlarken
" Zehra,bugün gece geç gelirim. Belki gelmemde sen bekleme yat "dedi.

"Hayırdır bir sorun mu var? Sormamda bir mahsuru yoksa."

"Hayır hayır mesaiye kalacağım o yüzden diyorum .İşin bitiş durumuna bağlı gelişim ."
Giderken dönüp dönüp Zehra'ya baktı.

Sabrı Sükût 1.Seri (Sükut-u Aşkın Gözyaşları) Tamamlandı Where stories live. Discover now