Bölüm 35

1.8K 315 37
                                    

Sidem gözlerini açtığında hava kararmak üzereydi. Koltuktan doğruldu. Etrafına hızlıca göz gezdirdi ve yalnız olduğunu gördü. Esneyerek gözlerini kırpıştırıp önündeki sehpaya baktığında üstünde bir kağıt durduğunu gördü. Kağıdı eline aldığında Korkut'un yamuk yumuk yazısını okudu. "Ben işe gidiyorum, kıyafetlerin evin önündeki ipte asılı. Ayakkabıların da kapının önünde"

Ağzının içinde homurdanıp üstündeki örtüyü bir kenara atarak ayağa kalktı. Elini saçlarına attığında hala nemli olduğunu ama kuruyan yerlerin felaket şekilde kabardığını fark etti.

Banyoya gidip plastik çerçeveli eskimiş, çoğu yerinde siyah noktaların olduğu aynadaki yansımasına bakınca gözleri irice açıldı. Saçı birbirine girmiş bir tarafı büyük bir yumak halinde kabarmıştı. Makyajı ise gözlerinin altında birikmiş gözaltlarını siyaha boyamıştı. Tam bir cadı gibi görünürken "Beni bu halde kimse görmemeli" diyerek eğilip suyu açtı ve yüzünü sertçe yıkadı.

Gözünün altındaki izleri bir parça temizledikten sonra banyoda bulduğu bir tarakla taramaya çalıştı ama bu saçlarını daha fazla kabartmaktan başka işe yaramadı. Düzleştiricisine ihtiyacı vardı.

Tarağı lavaboya fırlatıp banyodan çıktı. Çantası neredeydi? Çantasını nereye koyduğunu hatırlamıyordu. Üstümü çıkartırken bırakmış olmalıyım diye düşünerek tekrar banyoya girdi. Lavabonun kenarındaki kirli sepetinin üstünde olduğunu görünce çantasının hala çamur içinde olduğunu fark etti. Neyse ki çamur kurumuştu da bir kısmı dökülmüştü.

Çantasının içinden telefonunu çıkarttı. Hiç kimse aramamıştı. Saatlerdir ortada yoktu ve kimse onu aramamıştı. Korkut'un sözleri kulaklarında çınladı. Kendini çok bir şey sanıyorsun ama bir sikimlik değerin var kızım.

Gözlerine dolan yaşlara engel oldu ve telefonu çantasına atıp eşyalarını almak için dışarı çıktı. esen rüzgarla titredi. Hava fazlasıyla soğumuştu. İpteki iç çamaşırını eteğini ve kazağını, kapının önündeki ayakkabılarını da alarak içeri girdi. İçerisi dışarıya bakış yaz gibiydi.

Kıyafetleri hala nemliydi ama onları giymekten başka çaresi yoktu. Üstünü değiştirip ayakkabılarını giydi. Elleriyle eteğini düzeltirken gözü Korkut'un notuna ilişti. Acaba nerede çalışıyor? Diye düşünürken kendi kendine sana ne diye mırıldandı.

Arkasını dönüp aslında eve girdiğinden beri merak ettiği kapalı kapıya baktı. Tahminince yatak odasıydı ve Sidem orada neler bulabileceğini merak ediyordu.

Hiç düşünmeden kapıya gidip açtı. İçeri girdiğinde perdeler kapalı olduğu için içerisi karanlıktı. Kapının yanındaki düğmeye basarak ışığı açtı.

Küçücük odada neredeyse odanın tamamını kaplayan büyük bir yatak vardı. Yatağın üstü dağınıktı. Örtüler bir tarafa toplanmış diğer tarafına ise kıyafetler saçılmıştı.

Yününü buruşturdu. Yan duvardaki elbise dolanının önünden geçip yatağın yanında duran küçük komodine ilerledi. Üstünde tek bir resim vardı.

Çerçeveyi eline aldığında mutlu bir aile ona gülümsüyordu. Renklerin solgunluğunda eski bir resim olduğu belliydi. Tahminince resimdeki çocuk Korkut'tu ve en fazla on yaşındaydı.

Acaba ailesine ne oldu? Diye düşünürken fotoğrafı komodinin üzerine bıraktı. Komodinin tek çekmecesini açtı. İçinde küçük bir çizim defteri vardı. Sidem defteri eline alarak içindekilere baktı. Son sayfadaki tamamlanmamış portreyi gördüğünde yutkundu. Portredeki kızın sadece yüz hatları, saçları ve boynu çizilmişti ama Sidem onun kendisi olduğunu biliyordu. Çizime yeni başlamış olmalı diye düşündü. Çizim defterini yerine bırakırken çekmecede bir miktarda para olduğunu gördü. Defteri yerine bırakıp çekmeceyi kapattı. Odada bakacak başka bir şey olmadığı için arkasını dönüp kapıya doğru bir adım atmıştı ki ayağına bir şey takıldı.

GENÇLİK ATEŞİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin