Bölüm 22

1.8K 297 48
                                    

Civan annesinin mezarının başında dik bir şekilde durmaya çalışıyordu. Yanında arkadaşları vardı. Derin hariç hepsi yanındaydı. Civan en kısa süre de Derin'i ziyaret etmesi gerektiğini düşündü. Arkadaşının geçirdiği kazayı duyduğu halde kendi derdine düşmekten onu ihmal etmişti. Evet Civan karşısındaki mezarda yatanın annesinin olduğunu düşünmektense arkadaşının geçirdiği kazayı ve onu ziyaret etmesi gerektiğini düşünmeyi yeğlerdi.

"Başın sağ olsun" diyen kısık sesle gözlerini kırpmadan baktığı mezardan bakışlarını çevirdi. Yan tarafında duran Adel'in solgun yüzünü gördü. Genç kız siyah elbisesi ve saçlarına attığı siyah şallın içinde bir ruh kadar beyaz görünüyordu.

Adel, Civan'ın gözlerinin içine bakarken "En son duymak istediğin kelimeler biliyorum. Bunu bildiğim halde dile getirdiğim için üzgünüm ama konuşmaya nasıl başlayacağımı bilemedim" dedi.

Civan gözlerini kırpıştırıp genç kıza bakmaya devam ederken Adel "Her neyse, aslında demek istediğim. Ne hissettiğini anlıyorum ve konuşmak istersen..." demişti ki Civan "Neden? Sen de babanı kaybettiğin için ortak acılarımız bizi bir araya mı getirecek?" diyerek sırıttı.

Adel onun yüzündeki alaycı sırıtışa ve gözlerindeki hüzne bakarken dudaklarını araladı ama bir şey diyemedi. Civan kahkaha atıp arkasını dönerek diğer arkadaşlarına baktı.

"Siktirin gidin! Sizin ne hissettiğimi söylemenize veya bana acımanıza ihtiyacım yok. Beni yalnız bırakın yeter!" diye bağırdıktan sonra aralarından geçip mezarların arasından hızlı adımlarla uzaklaştı.

"Bu ne böyle! Bu yaptığı büyük terbiyesizlik, hepimiz onun için buradayken bizi umursamadan çekip gitti!" diyen Sidem öfkeyle konuşmaya devam ederken Adel "Acı çekiyor Sidem, kimin yanında olup olmadığını önemseyecek kadar kendinde olduğunu sanmıyorum" dedi.

"Hadi ama! Sana söylediklerini anlayabilirim çünkü sen ona bizim kadar yakın değilsin. Ama bizi de yok sayıp çekip gitmesi saçmalık. Onun için burada olduğumuzu görmüyor mu?"

"Bebeğim Adel haklı. Civan şu an kimseyi görmüyor ki bizi görsün." diyen Bartu Adel'e katıldığında genç kız ona bakıp gülümsemişti. Bartu da gülümseyerek karşılık verdiğinde Sidem ikili arasındaki bakışmayı öfkeyle takip etti.

Doruk "Hadi biz de gidelim artık" diyerek yürümeye başladı. Sidem Bartu'nun koluna girip Doruk'un arkasından giderlerken Adel en arkadan onları takip etti.

Sidem, Bartu'ya bakarak merakla "Sence Cihat amca neden cenazede yoktu?" diye sorarken Adel arkalarından onları izliyor ve dinliyordu.

"Babam onun iyi olmadığını söyledi. Doktor kontrolünde tutuyorlarmış, eşini kaybetmeyi kaldıramamış" diyen Bartu'nun sözleri Adel'in dikkatini çekmişti.

Hepsi arabalarına binip mezarlıktan ayrıldıklarında Adel, Doruk'u aradı. Telefon uzun süre çaldıktan sonra Doruk'un "Efendim" diyen sesi arabanın içinde yankılandı. Adel "Birlikte bir şeyler yapalım mı?" diye sorduğunda Doruk "Çok fazla vaktim yok ama sanırım konuşmamız gerekiyor" dedi.

Adel genç adamın ses tonundan önemli bir şeyler olduğunu anlamıştı. "Tamam, yerimizde buluşalım mı?" diye sorduğunda Doruk "Tamam bir saate oradayım" diyerek telefonu kapattı.

Telefon kapandığında Adel içinde bir boşluk hissetti. Doruk'un söyleyeceklerinin hoşuna gitmeyeceğini anlamıştı. Üstünü değiştirmek için eve uğramaya karar verirken genç adamı etkilemek için ne giyebileceğini düşünüyordu.

GENÇLİK ATEŞİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin