Bölüm 45

1.3K 287 42
                                    

Adel annesinin bembeyaz olmuş yüzüne bakarken yutkundu. Duygusuz bakışları, kapalı gözkapaklarında, solmuş dudaklarında gezdi. Hiçbir duygu hissedemiyordu. Ama geride bir yerde patlamaya hazır bir volkanın olduğunu biliyordu. Hissettiği şeyler çok gerideydi. Belki de çocukluğunda mahsur kalmıştı.

Ellerini öyle bir sıkıyordu ki tırnakları avuçlarına geçmişti. Çenesi kilitlenmişti. Burnundan nefes alıp vermek zorunda kaldıkça ölümün ve ilaçların tiksindirici kokusu burnuna doluyordu. Gözleri o kadar kuruydu ki yanmaya başlamıştı.

Hızla arkasını dönüp çıkışa ilerledi. Otomatik kapılar açılıp arkasından kapandı. Koridorda hızlı adımlarından çıkan topuk sesi yankılanmaya başladı. Koşar adım ilerledi. Kendini binanın dışına attığında dudakları birbirinden ayrıldı ve derin bir nefes çekti içine.

"Adel" diye seslenen Doruk hızla yanına geldi. Karşısına geçip "İyi misin?" diye sorarken kollarını kavrayıp merakla ona bakıyordu.

Genç kız kafasını onaylarcasına salladıktan sonra "Beni buradan götürür müsün?" diye sordu.

Doruk kolunu onun omzuna atıp arabaya doğru yönelmişti ki "Adel Hanım" diyen sesle durdular.

Arkalarına dönüp baktıklarında genç bir adam onlara doğru geliyordu. Yanlarına geldiğinde "Ben Komiser Yağız, sizinle annenizin ölümüyle ilgili konuşmamız gerekiyor. Hem ifade vermek için hem de annenize ait eşyaları almak için karakola gelebilir misiniz?" dedi.

Adamın sözleriyle Adel'in kaşları çatıldı. "Bana intihar ettiği söylenmişti. Neden ifade veriyorum?" dediğinde adam anlayışla gülümseyip "Prosedür gereği ifadenizi almamız gerekiyor. Çok zamanınızı alamayacağız." Dedi.

"Bunu hemen yapmanız şart mı? Annesinin öldüğünü daha yeni öğrendi" diyen Doruk araya girdiğinde adam ona bakarak "Tabi daha sonra da uğrayabilirsiniz. Ancak bu hafta içinde uğrarsanız iyi olur" dedi.

Adel annesinin eşyalarını düşünürken aklına biranda kutu düşünce "Gerek yok şimdi gelirim" dedi hızla.

Doruk ile komiser ona şaşkınca baktığında "Biran önce aradan çıksın. Hangi karakola gelmem gerekiyor?" diye sordu.

Komiser kartını Adel'e uzatıp "Aracınız yoksa sizi götürebilirim" dediğinde Adel kartı alırken "Biz geliriz teşekkürler" diye mırıldandı.

Arabaya bindiklerinde Doruk "Bunu hemen yapmak zorunda değilsin" dedi.

Adel park alanından çıkarken yanından bir araç geçti. Açık camdan gördüğü kadarıyla biraz önceki komiserdi. Adam arabaya dikkatli bir bakış attıktan sonra yola çıkıp trafiğe karıştı. Adel komiserin de oraya gittiğini bilerek adamı takip etmeye başladı.

"Adel bence kendini iyi hissedene kadar..." diyerek tekrar konuşmaya başlayan Doruk'u "Kapa çeneni Doruk" diyerek susturdu. Ardından ani bir karar vererek arabayı kenara çekti ve "İn" dedi.

Doruk ona şaşkınca bakarken "Git Doruk, ben iyiyim. Yalnız devam etmek istiyorum" dedi.

"Saçmalama Adel, seni bu halde yalnız bırakamam" diye itiraz eden Doruk'a "Ben iyiyim! Git ve beni rahat bırak!" diye bağırdı.

Genç adam sessizce ona bakmaya devam ederken Adel öfkeyle "Arabamdan hemen in!" dedi.

Doruk sonunda arabadan indiğinde Adel rahat bir nefes aldı. Tekrar yola çıktığında komiserin aracı tabi ki gitmişti. Arabanın navigasyonunu açacakken kenarda bekleyen araç dikkatini çekti. Yavaşladı ve arabanın yanından geçerken içeri baktı. Komiser oradaydı. Adel yola odaklanırken kaşlarını çattı. Hızını iyice düşürdü. Bir süre sonra komiserin arabası yine önüne geçmiş ona yol gösteriyordu.

GENÇLİK ATEŞİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin