GENÇLİK ATEŞİ

Bölüm 55

Derin otoparkta arabasından indi. Arabanın kapısını kapattıktan sonra bir süre arabaya yaslanıp öylece durdu. Korku dolu gözlerle okul binasına baktıktan sonra gözlerini hızla derslerine giden öğrencilerin arasında gezdirdi. Birkaç tanesi onu fark etmişti. Bazıları utanmadan parmağıyla işaret ederek yanındakine bir şeyler anlatıyordu.

Kafasını diğer tarafa çeviren Derin onları görmezden geldi. En azından abisinin yanında olmasını isterdi ancak amcası onu şirkete götürmüştü. Doruk artık okuldaki derslere katılamayacak, son senesini sadece sınavlara girerek bitirecekti.

Amcasının sözleri kulaklarında yankılanırken derin bir nefes aldı. "Siz güçlü çocuklarsınız, yaşananlarla bir köşeye çekilip saklanamazsınız. Hayatınıza dönüp hiçbir şey olmamış gibi devam etmelisiniz." Dinlerken bu sözler fazlasıyla cesaret vericiydi ancak şuan Derin aynı cesareti gösteremiyordu. Okuldaki öğrenciler arasında yayılan video, babasının ölümü, insanlar onu gördüğü an düşündükleri ve konuşacakları tek şey bu olacaktı.

Gözlerini kapatıp açtı ve tekrar derin bir nefes aldıktan sonra çantasının askısını sıkıca kavrayıp okul binasına doğru ilerlemeye başladı.

Okul binasına girene kadar bir sorun yoktu. Ancak okul binasına girdikten sonra onunla birlikte arkasından bir uğultu ilerliyordu. Onu gören herkes biranda konuşmaya başlıyor gibiydi.

Derin neredeyse nefes dahi almadan hızlı adımlarla dersliğe adım attı. Kapıda aniden durdu. Etrafına kısa bir bakış attıktan sonra Ozan'ın ve Nilay'ın içeride olmadığını görmek onu rahatlattı. Çünkü onların varlığı insanların daha fazla konuşmasına sebep olacaktı. Ancak kapıdaki bekleyişi diğerlerinin dikkatini çekmiş ve sınıftakilerin hızla dedikoduya başlamasına sebep olmuştu.

Bu olaylar olmadan önce yaptığı gibi insanların tercih etmediği sol köşedeki en ön sıraya doğru ilerledi. Tamamen boş olan sırada kayarak en sona geçip oturdu ve ders kitaplarını çıkartarak dersi beklemeye başladı.

Bir süre sonra sınıftaki uğultu katlanabilecek gibi değildi. Çantasından kulaklığını çıkartıp kulağına yerleştirerek müzik açtı.

Gözlerini kapatmış müziğe odaklanmaya çalışırken telefonuna gelen mesajla gözlerini açtı. Doruk "Nasılsın? Bir sorun var mı?" diye yazmıştı.

"İyiyim, yok" diyerek kısaca cevap verdikten sonra tekrar gözlerini kapatacaktı ki önünde duran birini fark ederek kafasını kaldırdı.

Sidem ellerini beline yerleştirmiş sinirli bir şekilde ona bakıyordu.

Kulaklığın birini çıkartan Derin "Merhaba Sidem" dediğinde genç kız "Okula geleceğini bana neden söylemedin?" diye sordu.

Derin "Söylemem mi gerekiyordu?" diye karşılık verdiğinde Sidem ellerini sıraya koyup ona doğru eğildi.

"Derin seninle konuşmam gerekiyor" diye fısıldadığında Derin'in kaşları çatıldı. Sidem'in onunla konuşmak istemesinin sebebi yaşananlar olduğunu düşünmüştü ancak genç kızın sesindeki endişe başa bir şeyin olduğunu gösteriyordu.

"Ne oldu?" diye sorduğunda Sidem sessizce "Burada olmaz. Dersin bittikten sonra bana haber ver sana bir şey göstermem gerekiyor" dedi ve sınıfa giren öğretmeni görerek arkasını dönüp hızla çıkışa doğru ilerledi.

Derin için günün geri kalanı çokta farklı geçmemişti. Ders haricinde kulaklıkları sürekli kulağındaydı ve kimseyle konuşmadan dersten derse gidiyordu. Kimse de onunla konuşmaya çalışmamıştı. Ozan ve Nilay'ın nerede olduklarını merak etti. O olaydan sonra onlarda mı derse girmemişlerdi. Ancak onlar bursluydu ve devamsızlık yapmamaları gerekiyordu. Devamsızlık ve notlarındaki düşüş burslarını kaybetmelerine sebep olabilirdi. Kendi derdini düşünmek yerine onların sorunlarına odaklanmak tam da Derin'in yapacağı bir şeydi.