Bölüm 19

1.9K 278 25
                                    

Sidem bahçedeki hamağında uzanmış yaprakların arasından görülen gökyüzünü izlerken Bartu'yu düşünüyordu. Altı yaşından beri aşıktı genç adama. Hayatında ondan başka hiç kimse olmamıştı. Tek bir hata dışında. Ama o sayılmazdı. çünkü o zaman sadece sarhoştu. hiçbir şeyi isteyerek yapmamıştı. Bartu'yu hala çok seviyordu ama aklı karışmıştı. Önce o varoşla hissettikleri aklını karıştırmış, sonra da İtalya'da dans ettiği çocukla geçirdiği zamanlar onu şaşırtmıştı. Yeni bir heyecan arayışında mıydı? Bartu ile olan ilişkileri fazlasıyla monoton ilerlediği için mi böyle hissediyordu? Düşüncelerinin hiçbirine cevap bulamıyordu. Kafası çok karışıktı. Özellikle okulda o varoşu gördükçe hızlanan nabzı aklını darmaduman etmişti. Bartu'ya karşı hissettiği suçluluk duygusu ise onu bitiriyordu. Sidem'in alışkın olduğu bir his değildi suçluluk. Bu zamana kadar aklına esen her şeyi yapmış ve hiçbir zaman suçluluk hissetmemişti. Şimdi Bartu'ya karşı kendini suçlu hissetmek onu yiyip bitiriyordu. Suçlu hissetmesi için bir sebep yoktu oysa. O varoş gelip onu öpmüştü! Ama kendisi de geri durmamıştı. İşte bu yüzden suçluluk hissediyordu. Bartu bunu hak etmemişti. Yıllardır onun her yaptığı şeyi sineye çekmişti genç adam. Sidem'in bütün kıskançlıklarını, bütün şımarıklıklarını görmezden gelmiş ve sadece onu sevmişti. Ailesi bile onu sevmezken Bartu Sidem'e bir şans vermişti. Belki de hayatında gerçekten onu seven tek kişiydi. Eskiden Derin'in de onu sevdiğini düşünürdü ama artık Sidem eskisi gibi hissedemiyordu arkadaşının sevgisini. Adel aralarına girmiş ve arkadaşını ondan çalmıştı. Bartu'yu da kaybetmeye dayanamazdı. Bu yüzden o varoştan tamamen uzak duracak ve Bartu'nun bir şey öğrenmesine izin vermeyecekti.

Yatmaktan sıkılarak doğruldu. Hızlı hareketi yüzünden hamak tehlikeli bir şekilde sallanınca bir ayağını yere koyup hamağı durdurdu. Saçlarını geriye doğru attıktan sonra ayağa kalktı. İlerdeki sehpanın üzerinde duran telefonunu ve portakal suyunu aldıktan sonra ağır adımlarla eve doğru ilerledi.

İçeri girdiğinde etrafta hiç ses yoktu. Misafirleri ağırladıkları büyük salondan geçip antreye girdi. Odasına gitmek için sola dönmüştü ki diğer taraftan annesinin sesini duydu. Kolundaki saati kontrol ettiğinde annesinin bu saatte evde olmasına şaşırdı. Saat sabahın dokuzuydu ve annesi herhangi bir dernekle toplantıda olmak yerine evdeydi.

Annesinin yanına gitmeye karar vererek geri dönü. Sağ taraftaki koridora saparak evdeki ebeveynlerine ait olan kısma girdi. Burada annesinin özel misafirlerini ağırladığı salon, kütüphane, babasının çalışma odası ve ebeveyn yatak odası bulunuyordu. Sidem'in odası ise evin diğer bölümünde misafir odalarının bulunduğu çift katlı kısımdaydı.

Sidem yatak odasının kapısına geldiğinde tereddüt etti. Annesinin sesi içeriden geliyordu ve biraz öfkeli gibiydi. Elindeki bardaktan bir yudum portakal suyu içerken kulağını kapıya doğru uzatmış içeriden daha net bir şeyler duymaya çalışıyordu. Yutkunduktan sonra elini kaldırıp kapıyı vurmak için hazırlanmıştı ki kapı birden açıldı.

"Sidem Hanım?" diyen annesinin asistanıyla yüz yüze geldiğinde gülümseyerek "Merhaba Elçin, annem müsait mi?" diye sordu.

"Şuan önemli bir görüşme yapıyor Sidem Hanım, size nasıl yardımcı olabilirim?" diyen kadının gözlerine bakarken gülümsemeye devam etmeye çalışarak "Sadece annemi görmek istemiştim" dedi.

"Anlıyorum ancak anneniz önemli bir şey olmadıkça rahatsız edilmek istemiyor biliyorsunuz" diyen kadının yüzüne bakarken daha fazla gülümsemeye devam edemedi.

Kafasını eğip "Tamam, ajandasında boş bir zamanı varsa bir ara birlikte akşam yemeği yemek istediğimi iletirsin" dedikten sonra arkasını dönüp giderken Elçin'in "Önümüzdeki haftaya kadar boş bir akşamı görülmüyor Sidem Hanım" diye seslendiğini duydu.

GENÇLİK ATEŞİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin