Bölüm 57

1.2K 257 37
                                    

Spor salonundan çıkan Adel karşısında Doruk'u görmeyi beklemiyordu. Genç adamı görünce biran olduğu yerde durdu. Tek şaşıran o değildi. Doruk da onunla karşılaşmayı beklemiyormuş gibi olduğu yerde durup ona bakmıştı.

Kendini ilk toparlayan Adel oldu gülümseyerek "Merhaba, nasılsın?" dediğinde Doruk da gülümsedi ancak gülümsemesi daha çok yüzünü buruşturmuş gibiydi.

"İyiyim, teşekkür ederim. Sen nasılsın?" diye karşılık verdiğinde Adel "İyiyim" diye kısaca cevap verdi.

Birbirlerine kısa bir an daha sessizce baktılar, ardından Doruk parmağıyla Adel'in arkasındaki spor salonunun girişini işaret edip "Spora gelmiştim, sen bitirdin sanırım" dedi.

Kafasını onaylarcasına sallayan Adel "Evet iki saattir buradayım" dedikten sonra olduğu yerde kararsızca sallanıp "Sana kolay gelsin" diyerek kenara çekildi.

"Sağ ol" diye mırıldanıp kapıya doğru ilerleyen Doruk yanında durdu. Genç kıza dönerek "Adel babamla aranızda ne vardı?" diye sorduğunda Adel beklemediği soru karşısında irkildi.

Kaşlarını çatarak "Ne demek istiyorsun?" diye sorduğunda Doruk "Babam seni araştırıyormuş, neden?" dedi.

"Ne?" diyen Adel şaşkın bir yüz ifadesi takınarak "Nasıl? Beni mi araştırıyormuş?" diye sordu.

Doruk onun tepkilerini bir süre izledikten sonra "Ofisinde bazı belgeler buldum. Birçoğu seninle ilgiliydi. Babamın ilgisini neden bu kadar çektiğini merak ettim" dedi.

Adel, Haldun'un hakkında ne bulmuş olduğunu merak ederken "İnan bilmiyorum Doruk. Sizde yediğim akşam yemeğinden sonra Amerika'daki bankamı birinin arayıp hesap detaylarıma ulaşmaya çalıştığını biliyorum ama kim olduğunu öğrenememiştim. Demek ki babanmış. Biliyorsun, sizde yediğimiz yemekte sahip olduğum servetin kaynağını merak etmişti. Belki de onun için araştırma yapmıştır" dedikten sonra omuz silkip "İnan haberim yoktu" dedi.

Doruk onu izlemeye devam ederken gülümsemeye çalışarak "İlginç bir şeyler bulabilmiş mi bari? İlahi Haldun amca keşke bana sorsaydı bilmek istediklerini ona anlatırdım" dedi.

Onun gülümsemesiyle Doruk da hafifçe gülümsedi. "Gerçekten anlatır mıydın?" diye sorduğunda Adel "Benim saklayacak hiçbir şeyim yok Doruk. Hayatı kendinden kaçarak yaşayan sensin" diyerek göz kırptı ve "Görüşürüz" dedikten sonra arkasını döndü.

Arabasını çoktan getirmiş olan valeden anahtarlarını alarak arabaya bindiğinde genç adamın hala arkasından baktığını gördü. "Lanet olası Haldun Baran" diye homurdandıktan sonra eve doğru yola çıktı.

Yolda Yağız aradığında genç adamın telefonunu meşgule attı. Haldun Baran'ın ölümüyle tekrar göreve çağrılan komiser, bu ara fazlasıyla meşguldü. Adel onun meşgul olmasına seviniyordu. Son zamanlarda komiserle fazla vakit geçirmişlerdi ve bazı duyguları kafasını karıştırıyordu. Yağız çok doğal ve olgun bir adamdı. Karizmatikti ve Adel'in dikkatini çekiyordu. Ancak şuan odaklanması gereken çok fazla şey vardı. Haldun Baran'ın ölümü, yaptığı araştırmayı çöpe atmıştı. En büyük kilit noktanın o adam olduğuna emindi ve adam şimdi mezardaydı. Araştırdığı ailelerin geçmişinde çok daha karanlık ve kirli bir sır olduğunu hissediyordu. Konu artık Adel'in öz babasını bulması kadar basit değildi. Annesinin ve babasının sakladığı şey her neyse ölümlerine sebep olacak kadar ciddiydi.

Evin araç yoluna girdiğinde Yağız'ın evin önünde olduğu gördü. Arabayı onun arabasının yanına park edip indiğinde genç adam "Artık aramalarıma da mı cevap vermeyeceksin?" dedi.

GENÇLİK ATEŞİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin