Bölüm 11

2.5K 336 51
                                    

Derin dün gece aklına gelen koreografi üzerinde dikkatle çalışıyordu. Daha önce benzeri görülmemiş bir gösteri sergilemek istiyordu. Sadece balerin olmak değildi amacı, tüm dünya tarafından beğenilecek bir gösteriye imza atmaktı. Özenli ve disiplinli çalışırsa başaracağına inanıyordu. Bu ara içinde bulunduğu ruh hali de yeni bir koreografi üzerinde çalışmasını tetiklemişti. Çünkü gösterinin bir hikâyesi olmalıydı ki Derin koreografisinde Ozan'a hissettiği karşı konulmaz duyguları işliyordu.

Gözlerini kapatıp kendini hayalindeki sahneye odaklarken kulaklarında birbirinden farklı enstrümanların sesini duyabiliyordu. Ancak kulağındaki ritim son zamanlardaki hisleri kadar karışıktı. Derin bir türlü koreografisi için hangi eseri seçeceğine karar verememişti.

Telefonu çalmaya başladığında gözlerini açıp oflayarak dansı bıraktı. Girişteki tekli koltuğun üstüne attığı telefona doğru giderken bacaklarını esneterek ilerledi.

Ekranda Sidem'in ismini gördüğünde iç çekerek telefona uzandı. "Efendim Sidem" diyerek telefonu cevaplarken ayna duvarlara doğru arkasını döndü. "Olanları duydun mu?" diye soran Sidem'in heyecanlı sesi kulaklarına dolarken topuzundan çıkan birkaç tel saçı yerine yerleştirmeye çalışıyordu.

Sidem'in sesindeki heyecan dikkatini dağıttı. Elini elbisesinin eteğine doğru indirirken "Hayır, ne olmuş?" diye sordu.

"Doruk sana bir şey demedi mi? Aslında ben de Bartu ile konuşurlarken duydum. Adel bugün okula gelmemişti ya sebebini öğrendim. Dün Doruk ile birlikte olmuşlar ve Doruk ona ben istersem seni elde ederim, sen istersen beni elde edemezsin gibi bir şey demiş"

Duyduklarına inanamayan Derin'in ağzı açık kaldı. Ardından abisinin inatçı ve kibirli hallerini çok iyi bildiğinden aralarındaki konuşmayı ona aktaran Sidem'e öfkelendi.

"Sana söylemiştim Sidem. Doruk'a aramızdaki konuşmayı asla söylememeliydin! Şimdi ne olacak? Adel bizim arkadaşımız, Doruk'un ona böyle bir şey yaptığına inanamıyorum. Üstelik Işıl'ın yüzüne nasıl bakabiliyor! Kahretsin!"

Derin'in durmadan sinirle söyledikleri hattın diğer uzunca bir sessizliğe sebep olmuştu. Genç kız sustuğunda arkadaşı bir süre sonra "Belki de senden başka kimse Adel'e ne olacağını umursamıyordur Derin. Seni de anlamış değilim. Küçükken arkadaşımız olması ona bu kadar bağlılık hissetmeni gerektirecek bir durum değil. Doruk bu tarz oyunları her zaman yapıyor, lisedeyken ikimizde ona yardım ediyorduk. Şimdi değişen ne oldu? Unutma biz beş arkadaşız. Sonradan aramıza girenleri hiçbir zaman umursamadık" dedi.

Genç kızın eli yumruk olurken eteğinin tülünü sıkıca kavramıştı. "Adel şuan da bizim arkadaşımız Sidem. Ne hissetmiştir kim bilir? Evet önceliğim her zaman sizsiniz ancak onun da kırılmasını istemiyorum. Bundan sonra ne olacak? Arkadaşlığımız nasıl ilerleyecek? Beni endişelendiren bunlar."

"Çok fazla takıyorsun Derin. Bize meydan okuyarak oyunu başlatan oydu. Karşılık vermesini gerektirecek bir durum yok. Eğer bizimle görüşmek istemezse de kendisi bilir."

Sidem'in bu kadar rahat olması Derin'i şaşırtmıyordu. Arkadaşının Adel'i hiçbir zaman istemediğini biliyordu. Büyük ihtimal bu olanlar onu rahatlatmıştı. Derin çok fazla uzatmak istemeyerek "Her neyse" dedi. İç çektikten sonra "Neler olacağını göreceğiz" diyerek arkadaşına veda edip telefonu kapattı.

Telefonu elinden bırakmadan ayağını barın üstüne kaldırıp esnedi. Vücudunu esneterek rahatlatmaya çalışıyordu ancak düşüncelerinin yoğunluğundan beyni rahat değildi. Aklında dans ile ilgili hiçbir şey kalmadığı için ayağını yere indirip aynadaki görüntüsüne son kez baktıktan sonra arkasını dönüp kapıya ilerledi.

GENÇLİK ATEŞİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin