7 - Sır Portresi

186 177 2
                                    

Kirlenmiş düşüncelerin bataklığı...

Delirmiş düşüncelerimi susturuyorum sebebi hata yapmamak için. Zihnimi ele geçirmiş düşünceleri, anıları kendi isteğimle rafa kaldırıyorum. Sebebi ruhsuzluğumun beni tekrar ele geçirmesine izin vermek için. Ama sanki düşüncelerim bir yılanmışta beni zehriyle öldürmek istiyor. Sinsi sinsi işgali altına giriyor ruhum. En uçtan başlayarak zirveye doğru yol alıyor. Hedefi ise yıkımı başlatmak ama buna izin vermem yıkım için daha çok erken. Her şey nasıl olacaksa nasıl ilerlemesi gerekiyorsa öyle ilerlemeli ne mani olunmalı ne de tepkisiz kalınmalı.

Bazen kadere yön vermek elimizde olabilir. Bazen de kaderin dalgasına kapılmak gerekir. Ama her zaman olması gereken olmalı. İlerleyiş aksamamalı. Bir su misali akmalı olaylar. Aslında her şey ya vardır ya da var edersin. Bu bile senin elinde olabilir. Sen istediğin gibi davran. Yok mu olmak istiyorsun yok ol. Ama kendini kanıtlamak mı istiyorsun işte o an yapabileceklerinin sınırı olmasın. Her şeyi yapmalısın. Keşkelere sığınmamak için.

Bir olay bir olayı doğurur. Bir hata bir doğruyu siler. Bir ihanet yıkımı başlatır. Bir acı bin acı doğurur. Ve bir göz yaşı etrafı kana boğar. Her zaman acıların yıkımı daha ses getirmiştir. Ve bu öyle olmaya da devam edecektir. Acı insanı olmayacağı kişiye dönüştürür. Ona yeni bir kimlik verir. Onu karanlıkta baş başa bırakır. Karanlığa alışmasını sağlar. Çünkü tek sığınağı karanlık olur kalbi acıların istilasına uğrarken.

En büyük mezarlıklar zihnimin zemininde duruyor. Her gün bir yenisi ekleniyor. Ve eklenmeye devam edecek taki benim davam bitinceye kadar. O vakit benden ne geriye kalır onuda az çok tahmin edebiliyordum. Zihnimdeki çığlık sesleri susmuyor, susturamıyorum. Zihnimdeki kalabalık sessizliği keskin bir bıçak gibi yarıp, yok edip büyük bir karmaşanın içerisine atıyor beni. Kayboluyorum ama her önüme çıkan kapının ardındaki gerçek beni başka kapılara doğru yönlendiriyor.

Doğru rotaya ulaşamıyorum ne yapsamda. Bazen düşünmek çok ağır geliyor çünkü gerçekleri kavramak insanı tüketiyor. Hiç gerçeği de bilmemek insanda bir boşluk hissi uyandırıyor. Diğeri ölümse diğeri de ölümsüzlük ikiside iyi gelmiyor. Bazen ölümlü olmak gibi gerçeğin bile her kısmını tam anlamıyla bilmemek daha iyi geliyor insan ruhuna. Boğuyor insanı her şey.

Zihnimin içinde milyonlarca ses var. Hepsi acımı kusmamı istiyor çığlık çığlığa. Ama ben o seslere kulağımı tıkıyor. Başka seslere odaklanmaya çalışıyorum. Çünkü duymak istediğim şeyleri söylemiyorlar. Ve ben bunu duymak istemediğim için duymak istediğim melodiyi arıyorum. Aradığım melodi ölüm melodisi ve ben bu melodiyi duyduğum an öleceğimi bilsemde onu duymak için uçsuz bucaksız diyarlara yolculuğa çıkıyorum. Gerçek mi? Bilmiyorum ama gerçek olmasını istiyorum. Zaman beni çağırıyor ve ben yakın zamanda onun çağrısına kulak vereceğim.

Kapattığım gözlerimi araladım. Uzun zaman oldu. Moritanya topraklarına gidemeyişimin 7. Ayı. Yakında orada olacağım. Son 2 gün. 2 gün sonra orada olacağım. Sanki oraya gidince şuan ki Emira ‘nın ruhu burada kalıyor ve oraya gidince yeni bir ruh vücuduma sızıyor. 7 aydır orada gördüğüm kâbusları görmüyorum. Burada sanki hiçbir şey olamamış gibi o anlarım sanki hiç yaşamamış gibi davranıyorum.

Aslında bedenimde birçok Emira’ ya ait farklı ruhlar var. Olduğu ortama göre şekillenmiş ruhları bedenimde ağırlıyorum.
Bakışlarımı biraz uzağımda duran büyük devasa pencerede ayaklarımın altındaki şehri izliyorum.. Gecenin karanlığına bakışlarımı sabitlemiş öylece onu izliyorum. İzliyorum. Bazen izlemek gerekir bazı şeyleri anlamak keşfetmek için. Ruhum bana ağırlık verirken zihnim beni bir boşluğa bırakmış çaresizliğimi öne çıkarıyordu.

ÖLÜMÜN MELODİSİ *Varta *Nơi câu chuyện tồn tại. Hãy khám phá bây giờ