38 - Mekanik Düşünceler

50 27 0
                                    

Nefretimdi beni şekillendiren....
Sevgimdi beni hüsrana uğratan... 』

Beni yok sayacak tüm evren ama ben sonsuza dek var olacağım; tüm incinen ruhlarda. Varlığımın izleri onların ruhlarında yaşamaya devam edecek. Filizlenecek bir sarmaşık gibi ve onları çepeçevre kuşatacak. Yok olmanın varlığını tadacağım. Zaman bir noktadan sonra beni de çekip alacak. Ve gideceğim yerde hayatımın izlerine rastlayarak onları tekrar tekrar yaşayıp onları yad edeceğim.

Beni yok sayacak tüm geçmişim ama ben orada bir anda belirip zihinlerdeki izlerimle karşısına çıkacağım.

Beni yok sayacak beni tüm sevenler ama ben bir anda anılarında belirip onları bir boşlukta terk edip gideceğim.

Beni yok sayacak atmayı bırakan kalbim, düşüncelerinden arınmış olan zihnim, çürüyen bedenim... Ama onlarla olan bağım sonsuza kadar kalıcı olacak

Beni tüm insanlık unutmak için çabalayacak. Tüm kitaplarda isimim silinecek, tüm anılarda unutulacağım, tüm düşünceler beni düşünmeyecek, tüm benden geriye kalan izler silinecek. Ama benden değil. Yaşadıklarım benimle. Ve anılarım kalbimde. Aldığım darbeler bedenimde. Ağlayışlarımın sesleri hâlâ kulaklarımda. Gözyaşlarımın izleri hâlâ tenimde. Gülümsememin gölgesinin izi hâlâ dudaklarımda. Hâlâ hissediyorum. Hâlâ hatırlıyorum. Ve sonsuza kadar bu böyle devam edecek. Taki ben de bir gün unutmaya başlarsam. Yok olursam tamamen.

Zihnimin kalın duvarları arkasına sığındım. Sızıntılar beni çekip alamasın diye. O duvarları hiçbir acı aşamasın diye. Zihnim gerçekler karşısında aciz olmasın diye. Zihnimi ben dahil her acıdan uzak tutmak için her şeyin varlığından korumaya çalışmak için. Varlığın zihnimi somutlaştırmasını sağlamamak için. O kalın duvarlar bana çok şey sundu.

Güçlü olmayı mesela... Acının beni ele geçirdiğini anladığım anda bile hiçbir şey olmamış gibi devam ettim hayatıma.

Ağlamamayı mesela... Yaşadığım onca ağır şeyler karşısında bile ağlamadan hayatıma devam etmeyi.

Hislerimi kontrol etmeyi mesela... Üzüldüm. Kırıldım. Kandırıldım. Yalana maruz kaldım. Ama hiçbir şey beni kırmadı yoluma devam ettim. Hiçbir şey olmamış gibi.

Kayıplar karşısında dayanıklı olmayı mesela... Sevdiğim biri benden koparılıp alındığında dışarıdan sağlam bir kaya gibi durabildim. Hiç açık vermeden.

Güçsüz olsam bile rol yapmayı mesela... Darbe aldığımda bile hiçbir şey olmamış gibi devam ettim. Tiye almadım. Beni etkilemiyor havası verdim. İnandım. İnandırdım. Kandım. Kandırdım. Ve hayatı bir rol üzerine yaşadım. Mutsuz olsan dahi kendin dahil herkese mutlu olduğun süsü ver ve devam et. Ne yaşadığım ne hissettiğime önem vermeden.

Önümde ruhumda varlığını koruyan ihanet izleri. Ardımdan öl diye bağıran düşüncelerim. İhanetin ruhu kıskıvrak yakalayıp, acı çektirip, ölüme sürüklemesi... Bunu öğreneceğimi hiçbir zaman düşünmezdim. Keza düşüncelerim bunun yanından bile geçmezdi. Hayatta her daim ihaneti tadar insan. Peki koşulsuzca beklemediğin birinden? Bu  yaralar. Bu yıkar geçer. Nefes alamaz, nefessizliğin okyanusunda kaybolur gidersin. Kaybettiğini anlarsın.

Neyi? Her şeyi. En çokta kendine olan öz saygını. İnsanlara olan zerre kadarcık olan güveni. Ve diğer her şeyi. İhanetin izleriyle yaşamaya çalışırsın. Ya da o izlerin seni ölüme doğru götürmesini. Ya yaşarken öleceksin ya da tamamen yok olacaksın. Düşüncelerin seni aptal yerine koyacak. Düşüncelerin her daim seni azarlayacak. Sana bağırıp duracak. Kalbin... Kalbinse acı içerisinde atmaya devam edecek. Yavaşça hislerin onu terk etmesine kadar. Sonra tek amacı kan pompalamak olacak. Çünkü senden geriye hiçbir şey bırakmaz ihanet. Seni sen yapacak şeyi alır. İnancını. Her şey yönelik olan inancını.

ÖLÜMÜN MELODİSİ *Varta *Where stories live. Discover now