42 - Yarım Bırakılmış Hisler

55 23 0
                                    


Hayat acıları ve ihanetleri unutturmuyor sadece alıştırıyor...


Bakışlar, sözlerin yansımasıdır. Her duygunun varlığı orada saklıdır. Söylenmesini zor olan sözler, ifadelerle anlatılır. O ifadeler söylenecek olan her şeyi bir çırpıda yansıtır.

Bazı bakışlar çoğu şeyi anlatır. Neleri mi? Hissizliği anlatır ;yaşanan o travmayı... Yaşanmamış olan anıları yansıtır. Yaşanmış dehşeti saklar kuytu köşelerde.

Kaybı anlatır; o çaresiz anda elinden gelemeyen bir güçle her şeyi kabullendiğini saklamadan yansıtır. Ve o acıyı ölüme kadar koruyacak olma ihtimalini hissettirir.

Pişmanlığı anlatır ;Çığlığını saklayarak yaşadığı tüm o duyguyu sadece bakışlarında toplar. Sadece küçük bir bakışla olduğu duygu durumunu kolayca yansıtır. Kendini ifadelere dökmez, düşüncelerini susturur ve sadece bunu dış görünüşüyle ortaya koyarak olanı gösterir.

İhaneti anlatır ;Güvenin ondan alındığını, kuşku dolu bakışlarla insanları izleyip durduğunu yansıtır. Sözlerin aslında hiçbir şey ifade etmediğini kavrar. Bakışlarla her şeyi çözmeye, gerçeğe böyle ulaşamaya çabalar.

Bakışlarım belki de yaşadığım her şeyi sözlerimden ya da suskunluğumdan daha etkili anlatıp, etrafıma neler yaşadığımı bizzat söyler. Ve beni o karmaşık sözcüklerin varlığından kurtarır. Bazen susmak en büyük yenilgim olabilir ama bakışlarla anlatmak işte o en büyük gerçektir. Kimsenin kendini saklanmasına izin vermez ve kendisini ele vermesini sağlar.

İyi bir usta bakışlarını yönetebilir seviyedeyse işte bunu bilmek herkes için zor olur. O usta kim mi? Beni ihanetle sınayan ama ihanetin kurbanı olan kişi. O kişi... O adam işte. İsmini bile söylemek acının saklandığı topraklarından çıkmasını sağlayacak şey. Onun için söylemeyi tercih ediyorum. Susuyorum. Susturuyorum. Kalbimi... Düşüncelerimi...Hislerimi... Ve diğer nice şeyleri.

Herkesin bu hayattan bir beklentisi vardır. Bir aşk beklentisi. Bir huzur beklentisi. Bir aile beklentisi.
Bir mucize beklentisi. Peki benim var mı? Belki de bu saatten sonra yok artık. Çünkü o beklenti çok büyük bir darbe aldı. Kayıplara karıştı. Unutuldu. Unutulmaya tercih edildi. Acı vermeyi bıraksın diye. Zihni ele geçiren o görünmez dizginlerin serbest bırakılması adına. Bir baskının kurbanı olmayıp, özgürce yaşamına kavuşması için.

Ve herkesin bu hayatta bir bekleyeni vardır. Eşi... Ailesi.. Dostları... Seveni...
Peki bu benim için geçerli mi? Verecek doğru düzgün bir cevabım yok. Çünkü tüm sevdiklerimin varlığının arkasında saklanan gizemler var. Bana acıyı derin bir şekilde hissettiren gerçekler var. Bu gerçekleri saklayan sebepler var. Ve benim de kabullenmek durumunda olduğum nedenlerim var. Bir döngüye sıkışmış hissettiren bir düşünceyi aşılamaya çalışan kişiler var.

Hüzünlü gülüşler, hüzünlü anlarda saklıdır. Çığlıklar; acılarda saklıdır. Kahkahalar; mutlu anılarda saklıdır.
Ağlamalar; vazgeçilen hayatlarda saklıdır. Bu izlerin bir sebebi bir sebebiyet vereni vardır. Bir gerçeğin açığa çıkma anında sunduğu duygulardır bu yaşananlar. Peki aşk o? O nerede saklıdır? O bir anın yaşattığı o uzun süre zarfında varlığını korumak için verilen çırpınışlarda saklıdır. Ve verilen sözlerde, hissettirilen duygularda saklıdır. Diğer türlüsü o bir yansımasıdır. Bunu yaşadım mı? Kısmen . Çünkü o her ne kadar oyun sansada belli ki bu oyun değildi.

ÖLÜMÜN MELODİSİ *Varta *Where stories live. Discover now