48 - Kehanetin Yazgısı

39 12 0
                                    


Zihnimin karanlık seslerini çürüttüm geriye sadece gölge isleri kaldı...


İpleri etrafındaki varlıkların ellerine verirsen ipi yöneten değil iple yönetilen olursun. Kendi hakimiyetini kendin sağlamalısın her daim. Zihnin sadece sana boyun eğecek, bedenin sadece senin izin verdiğin acıları göğüsleyecek, ruhun sen izin verdiğin kadarıyla acıyacak. Ve hislerin sadece sen izin verdiğin anda kontrolden çıkacak. İzinleri ve  hâkimiyetide sen sağlayacaksın. Kimse seni yaptıklarından dolayı suçlayacak kadar taviz göstermeyeceksin. Hataların dışında.

Yaşamak için sanki çok hissiz bir ruha sahipmişim gibi hissediyorum.  Yaşamın rotamı uçuruma sürüklemesine bile seyirci kalacak kadar umursamaz halde bulunuyorum. Yaşamın bir anlam ifade etmediğini, sadece yapmam gereken şeyi yaptıktan sonra hayata veda etmenin benim için çok kolay olacağını biliyorum. Yaşam aslında bildiğimiz şeyin değilde onun bir yansıması olduğunu, bulunduğumuz yolun aslında daha başında bulunarak yol kat ettiğimizi düşünüyorum. Yani gidilecek daha çok yol var ve bulunduğumuz anın mahkumu olmamaya dikkat etmeliyiz. Çektiğimiz acıların, hayal kırıklığına kurban olmamalıyız.

Ben bunun için çabalayıp duruyordum. Çünkü hâlâ acı ve hayal kırıklığımın gölgesinden kaçmaya çalışıyordum.

Herkesin varlığından kaçan ben,  onun ruhsuz varlığına tutulmuştum kaçarken. Ahrar beni kendine bağımlı yapmış, yaptıkları canımı yaktığı halde onu unutmamış, zihnimde varlığını canlı tutmaya devam etmiştim. Ahrar bir boşluktan ibaretti. Bir anda içinde bulunduğunuz ama ne ara gelmediğinizi kavrayamadığınız ama buradan da pek çıkmak için mücadele girişiminde bulunmayışınız.

Ahrar bir anın son dakikalarında saniyelerin yavaşça akıp, o zamanın bitmeyişini istediğiniz bir dilek. Ahrar yaşam ama bu yaşam çok sancılı.

Bir fısıltı Ahrar aslında. Sana ait olan ve senden başka kimsenin duymasını ve bilmesini istemeyişin. Kendine hapsederek, sende sonsuza kadar bulunmasını isteyişin. Ahrar uçurumun sonundan ya dönmeyi başarmak ya da o uçuruma kendi isteğinle atlamaktı. Ahrar aslında ikilemdi. Bir var olmasını isterdin bir yok olmasını. Kararsızlığın vücut bulmuş haliydi.

Bir sevgi iki taraflı olmalıdır. Tek taraflı yaralar seven kişiyi ama hiç olmaması işte bu onun nefesini keser. Benim sevgim tek taraflıydı ama nefeste kesiyordu. Ölüm bile hızlı gerçekleşirdi. Ama bu saniyeleri dondurmuş ve o ana takılı kalmanızı sağlayarak acıyı sonsuz bir döngüyü size sunuyordu.

Bir sevgi iki kişiye iyi gelmelidir. Tek kişinin menfaati için olmamalıdır. Çıkarlar gözetilmemelidir. Sadece kendi istekleriyle şekillenmeyerek, karşısında olana iyi gelmelidir. Ve sonunda gerçekler ortaya çıktığı anda da pişman olunup karşı tarafa yeni hüsranlar yaşatılmamalıdır.

Bir sevgi acıtan olmamalı iyileştiren olmalıdır. Sevgi... Ahrar 'ın sunduğu sevgi buydu işte. Sadece acıtıyordu. Başından itibaren hemde. Bana iyi gelen bir sevgi sanmıştım ama bu kısa sürmüştü. O hayali anılardan çıkışım ani olmuş ve yere hızla çakılmıştım. Parçalamış, un ufak hale gelmiştim.

ÖLÜMÜN MELODİSİ *Varta *Where stories live. Discover now