19 - Çöl Nefesi

91 69 1
                                    

Aslında her gülüş bir ağlamaydı sadece kimliği değişmişti.

Cellatlarıma gülümsedim bana yaptıklarını yapacaklarını bildiğim halde. Bile bile acıya yürüdüm ;sebebi vereceği duyguya alışmak için. Bazen kötüye de alışmak gerekir çünkü her daim seni iyi şeyler bulmaz bulması istenmez. İşte bende her duyguyu tatmak için her deliliği yaptım. Acıyla yüzleştim. Hüznü tattım. İhaneti kaldırdım. Kırıldım. Kırılmayı seçtim. Ölümle karşı karşıya kaldım.

Nefesim kesildi ama ben yaşama tutunmak için kendimden büyük ödünler verdim. Bazen bir karar iki dudağının arasından değilde o an yaşamış olduğun acının sessiz çığlıklarıyla verilir. Ve bende bunu yaptım yapacağım da. Acıların verdirdiği kararlar vardır. İşte ben onları uygulamaya çalışıyorum. Son nefes... İşte ben o son nefeste bir umut mutluluğu yaşayıp öyle sonlanmayı istiyorum.

Açmış olduğum portoldan hepimiz hızla yere savrulmuştuk. Sert bir geçiş yaptığımız için direk karşımızda duran duvara toslamıştık. Sağ omzum sertçe duvara çarparak öyle yere düşmüş ardından sol kolumdan destek alarak doğrulmayı başarmıştım. Yaratığın öldürücü sesi neredeyse bedenime görünmez darbeler bırakmıştı. Diğerleri ise hepsi yönü bana dönük bir şekilde yerde doğrulmaya çalışıyordu.

"Artık şu portaldan geçiş yaparken darbe almaktan bıktım." diye sızlandığı esnada Victoria bakışları hızla beni buldu. Gözleri hafifçe kısıldı. "İyi görünüyor gibisin?" diye  iğneleyici bir şekilde konuştu.

"Ya ne demezsin siz portala koşarken yaptığım kalkan kırıldı ve yaratığın o çığlıkları az bir süre olsa da bana ulaştı."diyerek iyi olmadığımı açıklamak istedim. Kulaklarım bir müddet desibeli yüksek olan sese maruz kalmak istemiyordu.

" Farkında mısınız bilmiyorum ama nedense biz hep siz ikiniz yüzünden belaları mıknatıs gibi üzerimize çekiyoruz. "dedi aksi bir sesle Dennis.

" Teorik olarak biz belayı çekmiyoruz belaya ilerliyoruz bilerek desek daha doğru olur Dennis. "dedi Enfal bakışları kısa bir süre ben ve Victoria üzerinde gelip giderken. Ah doğru söze ne denir ki?

"Hadi ama her seferinde kıl payı kurtuluyoruz hatırlatırım size beyler." dediğim anda hepsi susmamı istercesine baktılar bana. Tamam ya sustum. Bunlarda ayrı tuhaf önce kırın mırın edip geliyorlar sonra da sonunda sızlanıyorlar çocuk gibi. Yani bir taraftan bakıcak olursam eksik bilgi de vermemden ötürü de kaynaklanıyor. Hatalı olsam da sonuçta onları her daim kurtaran taraf benim. Belayı çeken de aslında. Neyse bu konuyu deşmenin bir anlamı yok.

"Eee şimdi biz boşuna mı o kadar gittik oraya neden o hazineyi almadan geldik?"diyince Kavi anında direk sorusuna cevap verdim.

" Hadi ama anlamadınız mı orada ki hazine lanetliydi. Yani o yaratık orada bulunan her şeyi lanetlemişti. O hazineyi alsaydık bizde lanetlenirdik. Yaratık ortadan kalkınca o kulede  var olan lanet ortadan kalktı. Buna hazine de dahil." dediğim anda hepsi hazineyi alamadığı için küçük bir hayal kırıklığı yaşamıştı.

Hadi görende bunları fakir sanacak hepsi de veliaht ve bir sürü hazineye sahipler ama hala gözleri doymamış olmalı ki yeni bir hazineye hayır da demiyorlar.

ÖLÜMÜN MELODİSİ *Varta *Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin