47- Nefes Girdabı

43 14 0
                                    


Ruhu olmayan insanlar duygusu hiç olmayan insandır. Ruh kazanılmaz ama duygular yeşertilebilir.

Biz onunla tamamlanamamıştık. Biz onunla parçalara bölünmüştük. Hiç birleşmeyecek şekilde . Ve bir daha eskisi gibi olmayacak şekilde. Çünkü zarar gören bir şey eski haline dönemez. Dönmesi ihtimaller arasında bile olamaz.

Bir bağ kurulacakken Ahrar daha başlamamış, başlamasını ihtimalini bile vermeden onu darmadağın hale getirmişti. Ve şimdi o bağın varlığının olduğunu söyleyip duruyordu. Ama öyle bir şey yoktu. Çünkü hissetmiyordum artık. Artık hissettiğim şey yoğun bir acıydı. Onun dışında olanların varlığı çok silik ve çok hissizdi.

Bunun sebebi oyken şimdi gelip beni hiçbir şey için zorlayamaz, varlığını bana kabul ettirmeye çalışamazdı. Buna yetkisi yoktu. Bunu yapmasına izin vermeyecektim.

Geçmiş ney ise gelecek ise oydu.

Dün ruhum nasıl kırıksa bugün de öyleydi. Dün nasıl acıyla çevrelenip kuşatılmışsam şimdide öyleydim. Dün nasıl ona karşı bir nefret besliyorsam şu anda öyleydi. Dün nasıl kırgın bir kalbe sahipsem şu anda öyleydim. Dün nasıl onları kabullenememişsem şu an yine aynı şekilde düşünüyordum.

Dün nasıl kendime bu aptallığım için kızıp durduysam şu an hâlâ kızıp duruyordum. Dün nasıl ki onu affetmediysem şu anda affetmemiştim. Dün nasıl hâlâ onu seviyorsam şu anda aynı şekilde seviyordum ve bunun için kendimden nefret ediyordum. Çünkü onu unutmayı çalıştığım halde bunu başarmıştım.

Ne yaparsam yapayım bendeki izleri silinip gitmemişti. Ne ruhumdan ne bedenimden ne de zihnimden. Ve ben böyle böyle kabullenmiş, anı yaşamaya çabalamıştım. Zihnim onu düşünmemek için kendine uğraşlar bulmuştu. Bedenim başka izleri ağırlamıştı tenine. Ruhum o mu? O ne yapsa bir türlü onu unutacak, onu kendinden sökecek bir şey bulmamış ve onun yokluğuyla hayata devam etmiş. Kendi kendini acıyla sınanmak zorunda kalmıştı. Belki de bu hep böyle olacaktı kim bilebilir ki?

Dönüp bakıyorum ikimize ve şunu fark ediyorum. İkimizde değişmedik ya da değişmek istemedik. Çünkü hâlâ ben ona yeniliyorum. O da hâlâ beni ona olan bağımlılığımdan vurmaya çalışıyor. Çabalayıp duruyor, bana dinlenecek, soluk alacak bir alan tanımıyor. Bu beni çok yoruyor. Keza onunda yorulduğu aşikar çünkü ona istediğini vermiyorum bu onu benim kendimi tükettiğim gibi onuda tüketip duruyor.

İkimizde birbirimize zarar vermeyi sanırım sonsuza kadar bırakmayacağız çünkü ikimizin istediği şeyler farklı aynı olana kadar devam edecek bu şekilde. Ama buna dur diyecek bir yerde bulunuyordum. Yakında istediğine ulaşamayacağını görecek ama ben göreceğim. Ben son olduğum anda o benden kilometrelerce uzağa savrulup kendi hayatını yaşamaya devam edecek. Bu bizim için en sağlıklı olan şey ama o bunu anlamak istemiyor.

Onu tanıdığımı sanmıştım ama asla tanıyamamışım bunun gerçeğiyle çok yakın bir zamanda tanıştım. Tanıdığımı sandığım ruhunda aslında hiç yüzleşmediğim bir adamın karanlık bir ruhu vardı. Bunu çok geç fark ettim ne yazık ki. Ve kaçınılmaz son beni buldu. Onun aslında düşündüğüm adam olmadığını, başka bir kimliğe sahip olduğunu anladım. O yaralı değildi hiçbir zaman.

ÖLÜMÜN MELODİSİ *Varta *Where stories live. Discover now