34 - Işığı Sönük Zihinler

54 27 0
                                    


Bencillik zirve yapınca dünyada var olan sevgi etkisini yitirir.


Sessizliğim bir felaketi başlatacak güçte. Susmam yarar mı fayda mı sonuç gösterecektir. Çığlıklarım bir zelzele gibi yeri inletirken, varlığım olağan her şeyin varlığına aykırı. Karanlığın simgesi varlığım. Aydınlığın en büyük düşmanı varlığım. Ve zihnim en büyük kaos.

Kendimi bir lanet olarak tanımlayabilirim. Etrafımı öldüren ve her şeyi sonsuz yok oluşa götürenim. Evrenin sonsuz boşluğunda lanetimi devam ettiriyorum. Lanetin benimle var olduğunu hissediyorum. Benimle güçleniyor, benimle gün geçtikçe etrafa yayılıyor. Bir geçmişin bir iz taşıyanıyım. Ruhumda izler var. O derin izler içimde bir yerlerde gün ışığına çıkıp her şeyi belli etmek istiyor.

Ben zihnimin ihanetiyim.
Ben ruhumun kehaneti ve bedenimin lanetiyim. Zihnim duygulara ihanet ediyor ve onları ölüme ağırlıyor. Ruhum bir ölümsüzlük kehaneti yalanıyla ruhumdaki acıların geçeceğini aşılıyor. Bedenim bir laneti içinde taşıyor ruhu ondan alınmasın diye.

Sonsuza kadar bir bütün kalabilmek için böyle bir lanetle hem kendimi hemde ruhuma zarar veriyor. Peki ben kimim? Ruhum değilim. Bedenim değilim. Zihnim değilim. Ben mi? Ben hislerim. Zihniler hislere yenik düşer yıpranır. Ruhlar hislere yenik düşüp acır. Beden hislere yenik düşüp yara alır. Aslında bu üç birleşen benimle bir ve benim varlığım onların varlığının devamı.

Çığlıklar atıyorum duyan yine ben telaşlanan yine ben. Günler geçiyor ve ben değişiyorum. Kim fark etti? Kimse. Kim neyin var dedi? Kimse. Kim nasılsın dedi? Kimse. Sadece sormak için sordular.

Gelipte kendimi cümlelere dökmem için tam anlamıyla kimse uğraş vermedi. Onları engelledim ve hemen pes ettiler. İleriye giden olmadı. Etrafımda olan kalkanları gerçek anlamda kırmak isteyen olmadı. Olmasını istedim ama olmadı. Bana iyi gelmelerini istedim ama iyi gelen olmadı. Olmayacaktı da.

Bu dünya da kendimi her şeye unutturarak yaşayacağım. Acılarımı unutacağım. Bir gün...Kırık hislerimi kaybedeceğim. Bir gün... Ağlayacağım. Bir gün... Gerçek kahkahalar atacağım. Bir gün... Huzurlu olacağım. Bir gün... Ruhum arınacak acılardan. Bir gün... Zihnim kaostan kurtulacak. Bir gün...
Bedenim iyileşecek. Bir gün...

Bir gün tüm bunlar gerçek olacak. Olmasını dileyeceğim çünkü...

Ne hissettiğimi bilmiyorum ama neyi hissetmemem gerektiğini çok iyi biliyorum. Acıyı hissetmeliyim şimdi. Neden mi? Güçlü olabilmek için. Ondan güç alabilmek için. Düşüncelerimin kaosunu özgür bırakmalıyım. Neden mi? Kaybetmemek için.

Yarının savaşında galibiyet benim olsun diye. Laneti ağırlamalıyım. Neden mi? En büyük zararı tatmış olmalıyım ki dahası zarar vermesin diye. Kehaneti yok saymamalıyım. Niçin mi? Çünkü Kehanet beni bana karşı yapılacak en büyük pusuda koruyabilsin diye. İhaneti tatmalıyım. Daha ağırı beni yıkıp geçmesin diye. Her zararı bilmeliyim ki direncim ve acı skalam dahasını kaldıracak güçte olabilsin diye.

Ben beni gelebilecek her darbeye zihnim, bedenim ve ruhumla hazır olabileyim diye her şey.

Kırık bir iz düşümüyüm . Karlı bir gecenin soğuk ayazında son acı yolculuğum için ilerleyen yaralı bir ruhum. Kanıyorum ama durmak gibi bir seçeneğim yok.

ÖLÜMÜN MELODİSİ *Varta *Where stories live. Discover now