13 - Çığlık Sesleri

134 122 1
                                    

Ruhların göğüs kafesinde son acı matemi..

Duygularım siyaha bulandı.
En acımasız karanlığa hapsettim ruhumu. En derinliklere sakladım ruhumu. En olmazları istedim. Ama olduramadım. Siyah yazan mürekkebim kader yazgımı yazdı. Satır satır kazındı acılarım, acı çektirdiklerim. Acımasızlaştığım anlar silinmemek üzere kaldırıldı zihin portalıma. Ruhum acımı kusarken  akın akın akan siyah katran karası hislerim bedenimden silindi uzaklaştı. Kirli bir varlık oluverdim.

Ruhumu ilk kirlettim. Onu değiştirdim. Onu demirleştirdim. İnsani özellikler yok oldu. Şizofrenik düşünceleri aşıladım. Yaşadım, yaşattım hayatımda.
Matemimi kendim oluşturdum. Oraya tüm renklerimi yakıp attım. Her yakılan, küle dönen duygularımın ardından silik bir gözyaşı döktüm son kez olmak koşuluyla.

Hislerimi söndürdüm aynı ruhumda var olmaya çabalayan hissizliği söndürmeye çalıştığım gibi. Ama hislerim ölürken onun ardını dolduran hissizliğim oldu. Kolayca yerleşti. Kolayca öldürdü zıt karakterini hiç tereddüt etmeden.
Ve son dönüş son oldu. Sonluk soluğu kesti. Ölümü gerçekleştirdi. Ölüm hiçlik oldu. Silindi hiç olmamış gibi hiç var olmak için çabalamamış gibi.

Duygularım kırmızıya boyandı. Aynı zihnimin kana bulandığı gibi. Her yer kırmızı hükmüne girdi ;duygularım, düşüncelerim, düşlerim...
Kırmızı zihnimi abluka altına aldığında geçmişe dair olan hatıraları hataya dönüştürdü. Hatalar hayat yaşantısı oldu. Ruh kırmızılığı ruhani bir boşluk yarattı oraya en değerli olanları sakladı. Sakladıkları gün yüzüne çıkmasını istediğim güzel olan her şeydi.  Kırmızı renkler sönük bir köz oldu vücudumda. İzler derin bir yarık olarak kaldı. Baka baka bu izleri hayali bir yol bildim. Acılara giden hayali ama anlamlı bir yol. Yolların üzerindeki çığlık sesleri, acı melodileri bana her anımı bir bir hatırlattı.

Duygularım griye boyandı. Her şeyi unutturdu. Her şeyi geride bıraktırdı. Ama hiç bir izi sildirmedi. Sadece hatırlamamamı sağladı. Söküp atamadı ama üzerine yeni yaşantılar yaşattı. Yaşattı ama bu ne kadar yeterli oldu bilemiyor söyleyemiyordum. Yaşantılar geride yaşadıklarımızı unutturdu mu yoksa o yaşantıları yaşattığı duyguları, duygusal anları farklı hatırlanmasını mı sağladı? Yaşatılan yaşatılacak olanı etkiler mi? Yoksa yaşatılacak olan yaşatılmış olanı unutturacak mı? Veya her ikisi de birbirinden farklı bir yol mu izleyecek? Birbirlerine hiç rastlamamış bir şekilde devam mı edecek hayatlarına?  Yaşayış bunu sonradan elbet gösterecektir.

Uyumak bazen iyi değildir zihni bulandırır. Zihin can çekişir, olduğu durum ona ağır gelir. Aynı şuan geldiği gibi. Yatağıma en son yatmıştım ama sanki hiç uyumadan tekrar yataktan doğrulmuştum. Neden doğruluğumu anlayamıyorum sanki biri tarafından yönlendiriliyordum.

Yavaşça kapıya doğru adımladım kapıyı usulca açtım ve kapıyı ardımdan kapadım. Soluma dönüp koridorda ilerlemeye başladım. Etrafta sessiz ama ürkütücü bir melodi çalıyor gibiydi. Kısık bir ses saniyede bir bir kelime zikrediyordu.

Koridordan geçerken birden dikkatim koridorda olan aynayı buldu. İstemsizce kendimi izlemeye başladım. En son üzerimde olan giysi şu an üzerimde yoktu. Beyaz bir uzun elbise vardı şuan üzerimde. Başımı eğip ellerimi bedenimin üzerine yerleştirip gördüklerimi teyit etme gafletine düştüm.

ÖLÜMÜN MELODİSİ *Varta *Donde viven las historias. Descúbrelo ahora