37 - Tökezleyen Ruh ve İncinen Kalp

58 26 0
                                    


『 Yılan zehri misali damarlarımda akıyordu sevgisi ve yayılırken benden izin dahi istemiyordu.. 』


Eskiyoruz. Yavaşça ve acıya acıya.

Kaybediyoruz. Kendimize ve tüm dünyaya karşı.

Değişiyoruz. Herkesin gözünde.

Tükeniyoruz. Hislerde  ve anılarda.

Kayboluyoruz. Bütün zihinlerden.

Ve ölüyoruz. İzlerimizin yavaşça silinmesiyle.

Günleri deviriyoruz.

Bir önceki güne göre daha yaşlı.
Bir önceki güne göre daha hissiz.
Bir önceki güne göre daha ruhsuz.
Bir önceki güne göre daha inançsızız.
Çünkü dünyaya olan inancımızı yitiriyoruz. Yaşamı eskisi gibi kabullenmiyor. Ölüme adım atacak kararlar alıyoruz. Bir önceki güne nazaran daha mutsuz. Bir önceki güne nazaran daha acımasız oluyoruz.

Bir önceki güne göre değişiyor, kendimizi kaybediyoruz. Bir önceki güne göre bir  ölümün zanlısı oluyor. Bir önceki güne nazaran cesetler biriktirip duruyoruz. Zihinlerde , yaşamalarda...

Bir önceki gün geri gelmiyor.
Bir önceki hisler kayboluyor.
Bir önceki mutluluk sadece anı oluyor.
Her şey aslında anında varlığını koruyabilir. Sonrası yok sonrası anılar. Bir öncesi... Yaşamın bize sunduğu imkanları olduğu anda olduğu zamanda kullanabiliriz. Çünkü her şey o ana bağlı o ana takılı halde. Düşünceler o anda var olur, faaliyete dökülmezse unuttukların arasında yerini alır. Her şey aslında çok açık. Farkına varıp uygulamana bağlı.

Varlığım yaşam arz etti. Varlığım yaşamı başlattı. Bekleyen bekleneni yaşattı. Beklenen ruhunu bahşetti.
Ruh kördüğüm bir halde bedene hapsedildi. Beden, ruhu acısına rağmen affetti. Zamanlar gelip geçti.
Ölümler ve yaşamalar kendilerini yenilerine devretti.

Sessizlik yeni zihinlerde var oldu. Zihinler yeni kurbanlar buldu. İki kelime bir hayatı mahvetti. Verilen sözler hükümsüz oldu. Gidişler geride gözyaşlarına sebep oldu. Gelecek geçmişe mağlup oldu. Ve hayat affetmek ve affetmemek arasında dönüp durdu.

Gerçekler sevgiye galip oldu.

Ben bu yaşamda zihnime karşı bir savaş açtım. Her şeyi bir nedene bağlayabilmek için. Her şeyi bir sonuçla bitirmeyi ve onu çözüme kavuşturmak için. Ve affedilişlere duvar olabilmek için. Oldum mu? Bunu hayatımın sonunda anlamış olacağım. Çünkü hâlâ izlerim taze ve kanamaya devam ediyor. Kesin bir şey söylemek istemiyorum.
Zaman bende açtığı yararları ya kanatacak ya da iyileştirecek.

Aslında bedenimin içerisinde olan ruhum beni hep terk edecek gibiydi. Ben sadece onun biraz daha hapsetmek için çabalayıp duruyordum. Ve yanımda olsun diye onu türlü türlü nedenlerle oyalayıp duruyordum. Benden o da gitmesin diye bu uğraşlarım. Nereye kadar süreceğini kestiremeyeceğim bir uğraşla.

Zaman onardığı gibi dağıtırda.
Unutturduğu gibi hatırlatır da. Sildiği gibi geri getirir izlerini de. Zaman değişimle seni yeniden inşa ederde. Zaman öldürür zaman yeniden yaşatır. Zaman acıtır sonra onarır. Zaman yok eder bir daha geri getirmemek üzerine.

ÖLÜMÜN MELODİSİ *Varta *Where stories live. Discover now