27 - Ruhun Nefesi

77 42 2
                                    

Oysaki ölmek ; sadece uzun süreli bir uykuymuş....

İnsanlar ancak bir şeyleri unuttuklarında ölürlermiş. Peki defalarca ölen bir kişi nasıl ölebilirdi unutmaya çalışarak? Unutabilir miydi? Ona yapılanları ölerek? Zannetmiyorum. Sadece düşünmesi engellenirdi. O da bir müddete kadar. Ölümler unutulmuyor sadece zihinde geri planda bırakıyoruz.

Çünkü ilerlemek lazım bunu ancak ölümleri düşünemeyerek başarabiliriz. Unutmak fiili çok zor bir şey çünkü zorlanarak bunu sağlamak zorunda kalırsın. Eylemlerini unutabilirsin. Anılarını unutabilirsin. Hatta sevdiğin aktivitelerini bile unutursun ama acını unutamazsın. Ölüm bile unutturmaz sana yaşananları.

Neden mi? çünkü öldüğünde seninle gelir zihnin ve kalbin. Seninle o toprağa oda gömülür. Onları geride bırakamazsın ki? O zaman söyle unutulur mu ölünce her şey? Hayır unutulmaz. Seninle taşınır her şey gittiğin yere gideceğin her yere.

Acı bir son değildir. Sonsuz olan şeylerin arasında varlığını koruyan şey ölümdür. Ölürsün ve son olursun. Acın ise varlığını korur ama nereye kadar? Bilemiyorum.

Ölümle biten bir son mu, yoksa sonsuz olan bir ölüm mü daha acı verir insana? Üzerine düşünmek lazım. Ama acının verdiği acı daha yoğun çünkü defalarca kez acı çektin dünya aleminde ama bir kere insan ölüyor. Ve bir kere acı çekiyorsun. Dünyada çektiğin acı hem ruhuna hem bedenine aynı anda zarar verirken. Ölüm sadece önce bedenine sonra ruhuna zarar verir. Yani aynı anda çekmezsin aralarında acının farkı olur. Farklarını yakalamak insanoğluna bağlıdır.

Ruh bedenden ayrılınca ölüme terk edilir, aynı yalanların gerçeği örtüp hisleri öldürdüğü gibi. Yaşam ;Ruh ve bedenle vardır. İkisinden biri yoksa yaşamda olmaz. Gerçekler ise doğruluğun sisi altında hüküm sürer, yalanın karanlık sisleri gerçekleri örtünce hisler solar, duygusuzluk başlar. İnsani faaliyetler son bulur. Aslında her şey birinin felaketinin başlangıcıdır. Yalanı öldüren gerçeklerdir. Hisleri öldüren acılardır.
Yaşamı sonlandıran ise ölümdür.

Her şey aslında çok basit ama bunun bilincinde olmak lazım. Ama ne kadar bilincindeyiz tartışılır.

Huzuru hep aradım hayatımda bulduğum zamanlarda oldu kaybettiğim zamanlarda. Ama şimdi ona yakın ama bir o kadar da uzak gibiyim. Ahrar. Çok söylenecek söz var ona ama ben sadece onun ismini söyleyerek kısaca tanımlıyorum onu. Bu bile bana yeterli geliyor. Hayatıma yön veren adam. Beni iyileştireceğini düşünüyorum. Ve umuyorum ki yanılmam. Benim için yanılgı olmasını istemiyorum.

Serra ortalıktan kaybolduğunda daha fazla orda durmamış ve kuleye geri dönmüştüm.

Kuleye geldiğim gibi direk Süreyya hanımın bana vermiş olduğu cezaya uymak için işe koyulmuştum. Bana kulede olan arşivi düzenleme cezası vermişti. Yani zor bir cezaydı yalan değil. Çünkü Moritanya kulesinin en alt katı tamamen arşiv odasıdır. Ahrar 'la önceden gittiğimiz o küçük arşiv bu arşiv odasının yanında hiç kalır. Anlamadığım bir kulede ne diye iki tane arşiv odası olur.

Bunu çekinmeden sormuştum Süreyya hanıma ve o da küçük arşiv odası yeni zamanda olan dosyaları belgeleri içerdiğinden küçük olduğunu, şu an olduğum arşiv ise yüzyılları kapsayan bir arşiv odası olduğunu söyledim.

ÖLÜMÜN MELODİSİ *Varta *Where stories live. Discover now