『 Saklanabilir sandıklarımız gün yüzüne çıkarken bizden bazı şeyleri alabiliyorlar... 』
Eğer dikkatli bakarsanız bakışlar çoğu şeyden daha anlam içerir. Daha nettir. Derin anlamaları barındırır. Gerçekleri saklayamaz. Kapı ardına koymaz duygularını. Yansıtır ve gözler önüne serer.
Yorgun değilim. Bir hayli kırgınım. Kime derseniz kendime herkese en çokta acılarıma. Beni ben yapmaktan alıkoyan ;ruhumu tırmalayan ve onda derin izler bırakan öldürücü acıma bir hayli kırgınım. Benimle bir bütün olan acım ben dışında olan tüm her şeyi bedenimden uzaklaştırıyor.
Ve savrulan tüm varlığımla kendimi tanıyamıyorum. Yabancıyım aynadaki yansımama. Kim olduğunu bilmiyorum. Kime dönüşeceğini de. Sadece bakıyorum ;baktığımda bendeki izleri görür gibiyim ama ne bu izlere sebebiyet verdi anlamaya çalışıyorum.. Farklı hissediyorum aynı farklı düşündüğüm gibi. Yarılıyorum neyden bilemiyorum ama bir tepki vermiyorum çünkü çoktan yenildiğimi biliyorum ve çabalamanın bir fayda da vermeyeceğini de... Bazen bırakmak ve yaşamak gerek bende bunu yapıyorum.
İçimde yaşanmamış yaşanmasını istediğim bir anın kırık bir izi var. Özlüyorum ama ona ulaşamıyorum çünkü bana yabancı çünkü benden gayrı. Benle bir olamayacak kadar güzel ve onu isteyecek kadar bencilim. Bazen kendi iyiliğimiz için bazı güzel olan şeyleri yok ederiz ben ise bunu yapıyorum çünkü istediğim şey bir aykırı ve bu aykırı ben dışında herkese zarar verecek buna rağmen hala istiyor mu olacağım onu? İçten içe evet ama mantıklı düşünüp durduğum anda bunun yanlış olduğunu kavrayabiliyorum.
Ve bu çok derin bir izin tenime saplanmasını sağlıyor. Acılar benden kaçamıyorsa bende onlardan kaçamıyorum. Bir madalyonun iki yüzü gibiyiz. Ben varsam o var o varsa ben varım. O yoksa ben yokum ben yoksam o yok. Sonumuz bir aynı yok oluşumuzun bir olacağı gibi.
Kabullenirsiniz zamanla olacağı olması gerekeni bende bunu yapıyorum, zihnim bir fırtınanın darbeleri arasında kalmış, oradan oraya savrulan bir ağacın yaprakları gibi yönlendirildiğim yöne doğru ilerliyorum. İlerisi aydınlık ya da karanlık bilinmezlik.. Fakat geriye doğru dönüşüm yok. Bilinçli ya da bilinçsizce gidiyorum kaderime razı gelmek için. Zararsız biri miyim onu bile bilemiyorum.
Kimin nasıl bir felaketi başlatacağını bilmeyiz. Sadece sebep oluruz. Razı gelir olanı yaparız. Doğan felaketten habersizce. Hayat bu değil midir? İlerlersin adımların, kararların ve seçimlerinin sonu senin hayatını şekillendirdiği gibi birinin yaşamını sonlandırabilir. Veya seçimin senin sonun olurken bazılarının yaşamı olur. Bir yanı aydınlık bir yanı karanlık. Ya varsın ya yoksun. Ya başlatırsın ya sonlandırırsın. Ya da tamamen yok edersin kendinle beraber.
Bazen sadece kabullenirsin olanı, biteni, olması gerekeni, olamayanı... Varılamaz olan yere gelmesin diye. Olursa felaketin olabilir olmazsa da yaşamın sürüp gider. Süregelen bir zaman dilimi içerisinde. Kaygılarla dolu bir zamanın acı dolu saliseleri içinde. Istırabın seni alıkoyduğu bir anının izlerinde. Ve sürüp giden bir ölümün döngüsünde seni nefessiz bırakan bir boşluğunda. Aldıkları seni var etsin.. Aldıklarının sana bir hayat vermesi için vazgeçişlerin yitip gitmesi için.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÖLÜMÜN MELODİSİ *Varta *
Fantasy"Günahların rüzgarı olsaydı yeryüzünde hiç kimse kalmazdı. " ⚰️ Kabullendim ...Her şeyiyle beni bilmesini. Yitirdim ... Bana olan sevgisini. Düştüm ... Zihnimdeki masumiyet kavramından. Kandırıldım ...Beni sevdiğ...