11 - Ölüm Sihri

150 133 0
                                    

Sözlerin sessizliğe olan büyük yemini..

            11. BÖLÜM  - ÖLÜM SİHRİ

       Lindsey Stirling Carol of the Bells

Anıların içinde bırakılmış bir nefestim. Haykıramayacak kadar yorgun ve solgundum. Savaşım bile uzun sürecekti. Nedeni gerçeğe ulaşmam zaman alacağı için. Ama sonun ilk anlarında savaşı başlatacak kişi ben olacaktım.

Hayat yavaş ve sakin yaşamaktı. Her adımı planlı bir şekilde yaşamak ve de an içerisinde yaşamaktı. Sessiz olmak veya sessizliğin içinde bir kaos başlatmak. Her insan yaşamını kendisi belirler. Yanlışlarını, doğrularını, yaşamını, hayatına alacağı kişileri, hayatından çıkaracağı kişileri.
Yalnızlığı da ister insan. Her şeyi tek başına yaşamayı da. Yalnız olup bir şeyleri başarmayı. Mutlu olacağı bir dünya yaratmayı.

Ama en çok ta şunu ister ;Mutlu olup bu mutluluğu sonsuz kılmak..
Bir çiçek gibi veya bir küçücük kelebek gibi sadece ve sadece bir kişinin bile  dokunamadığı hayatını sonlandırılmasını beklemek .
Geriye dönüş yapıp bazı hayatları değiştirmeyi isterdim. Bazı kırık yaşamaları bazı insanların yitirilmiş umudunu yeniden inşa etmek isterdim. Herkes farklı yaşamları içinde farklı mücadeleleri veriyor.

Ve benim mücadelem yakında sona erecekti. Tam tamına 1 yıldır yeni bir yaşamın içerisinde yaşayıp duruyordum. Yeni insanlar tanıdım. Yeni hayatlar ve yeni ihanetler. Ama herkes birdi sanki sanki aynı şeyin farklı yolundan ilerleyip zarar veriyorduk kendimize insanlara.

Lord Yelit diye birini tanıdım... Güçlü.. Kuvvetli... Sakin... Farklı.... Hasret duygulu.. İyi... Kibar... Zarif.. Ve onu tanıdığım için çok mutluyum. Çünkü bu zamana kadar bana dersler dışında pek çok şeyi öğretti. Hiç bir şeye körü körüne inanmamayı. Sorgulayıp ardına düşmeyi. Bir şey olmuşsa onun gerisinde veya ilerisinde olan bir şeyden ötürü olduğunu. Ve olan bu şeyin gerçek sebebi öğrendiğim an sorgulamayı onu bitirmeyi öğretti . Her konuda yanımda olacağını beni destekleyeceğini biliyorum. Onu her ne üzmüşse onu öğrenmek istiyorum ama ona soramazdım. Öğrenmek istiyorum ve öğreneceğimi düşünüyorum. Her ne olursa olsun ilk ona koşacağımı biliyorum.

Süreyya hanım diye birini tanıdım. Sıra dışı bir kadın. Hem güzel hemde çok naif biri. Düşünceli... Sağduyulu... Hırslı... Ve Acı dolu bir kadın. Yaşadığı bir acının bana tanıdık bile gelen bir acının onu şekillendirdiğini düşünüyorum. Yaşamını değiştirdiğini. Yön verdiğini hatta bundan dolayı bazı kararlardan dolayı Ahlas beyden ayrılmaya karar verdiğini düşünüyorum. Çünkü aralarında olan bir ihanet ama bu ihaneti ona yapan Ahlas bey değil yapandan ötürü yapılan bu ihaneti ona maal etmiş. Ve bu verdiği karar Ahlas beyde istemeye istemeye kabul etmiş. Boyun eğmiş. Süreyya hanım geçmişte her ne yaşanmışsa bir daha olamaması ve bunun tekrar etmemesi için bir şeyi değil birçok şeyi benden saklamaya çalışıyor. Ve bu kararına diğerleri de uymak zorunda. Ama bilmiyor ki bunun benim için iyi değil kötü olduğunu ama zaten bir şey ne kadar saklı kalabilir ki? Sonsuz mu sonlu mu? Ya da hiç kalamaz ve yavaş yavaş ortaya parça parça çıkmaya başlar.
Ve ben de öğrendiklerimden sonra nasıl davranacağımı göreceğim.

ÖLÜMÜN MELODİSİ *Varta *Where stories live. Discover now